1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SUDAN

  4. Sudan’a “geçici” ilginin kalıcı trajedisi
Sudan’a “geçici” ilginin kalıcı trajedisi

Sudan’a “geçici” ilginin kalıcı trajedisi

Hüsam Kenefani, Sudan’da yıllardır süren iç savaşın ve sistematik katliamların dünya medyasında yalnızca “geçici” bir gündem maddesi haline gelmesini eleştiriyor.

07 Kasım 2025 Cuma 18:39A+A-

Hüsam Kenefani/Fokusplus

Sudan Tekrar “Geçici” Olarak Gündemde

Sudan, bir kez daha toplu katliamların kameralar ve uluslararası diplomasinin uzağında yaşandığı bir ülke olduğunu hatırlatıyor. Yıllardır süren savaş ve insanlık dramı zaman zaman gündeme gelse de, bu ilgi her defasında kısa sürüyor. Dünya medyası Sudan’ı bir süreliğine manşetlere taşıyor, ardından sessizliğe gömülüyor. Oysa cinayetler, tecavüzler, zorla yerinden edilmeler ve açlığa mahkûm edilen binlerce insanın dramı hiç kesilmeden sürüyor.

Sudan’daki kriz yeni değil. Ancak savaşın ve katliamlar yıllardır devam etmesine rağmen, yalnızca birkaç “önemli an”da, yani gazeteciler veya politikacılar ilgi gösterdiğinde gündeme geliyor. Fakat Sudan'a yönelik bu ilgi adım adım azalıyor; cinayetler, tecavüzler ve zorunlu göçler hız kesmeden sessizce devam ediyor. Bugün ülkenin kuzeybatısındaki Faşir, Sudan’da yaşananların bir özeti niteliğinde.  

Cinayetler, sistematik tecavüzler ve açlığa mahkum etme politikaları, artık adları ve destekçileri iyi bilinen Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından yürütülüyor. Daha önce Omdurman, El-Ubeydiyye, Kassala, Vad Medeni gibi kentlerde de çoğunlukla HDK milisleri tarafından benzer ihlaller ihlal yaşanmış, ancak bazı ordu personeli de benzer ihlallere karışmıştı. Ancak bu suçlar uluslararası düzeyde neredeyse hiç yankı bulmadı.

Bu bağlamda, Sudan'daki duruma uluslararası toplum ve Arap dünyasından yeterli ilgi olmadı. Ne Arap ne de Batılı diplomatlar Sudan'daki iç savaşı durdurmak için ciddi bir barış girişiminde bulundu. Mekik diplomasisi yürütülmedi, ateşkes masaları kurulmadı. Ülke, adeta kendi haline bırakıldı ve Yemen ile Libya gibi başka Arap ülkelerindeki iç çatışmalara benzeyen bir “Arap-Arap hesaplaşması sahasına” dönüştü. Uluslararası kamuoyu ilgisini kaybettikçe, Sudan’daki katliamlar da gözlerden uzak sürdü.

Sudan’ın dünya medyasında son kez öne çıkışı, yaklaşık iki yıl önce, Aralık 2023’te HDK milislerinin Vad Medeni’de gerçekleştirdiği katliamla olmuştu. O dönemde Sudan'da yaşananlara karşı kısa süreli bir uluslararası tepki doğmuş, ancak hızla sönmüştü. Bugün bu ilgi, Faşir’de yaşanan katliamlarla yeniden canlandı. İlginç bir şekilde, her iki durumda da uluslararası farkındalık, HDK’nin kendi işlediği suçları sosyal medyada paylaşmasının ardından oluştu. Milisler, kimsenin onları durdurmayacağını bilerek, bu ihlalleri açıkça kayda alıyor.

Sudanlı vatandaşlara yönelik kötü muamele sahneleri, kadınların tecavüze uğrayıp işkenceyle öldürüldüğü görüntüler sosyal medyada paylaşılıyor. Buna, Arap ve uluslararası yardım kuruluşlarının neredeyse tamamen çekildiği bir ortamda Sudanlıların yaşadığı zorunlu göç de ekleniyor. Milyonlarca Sudanlı, açık havada arazilerde uyuyor. Ne evleri ne çadırları var. Sadece gelecek kendilerine günlerin neler getireceğini beklerken, üzerlerini örtecek çöl kumu var.

Tüm bu şiddet sahneleri ve ihlaller, “barış mimarı” olduğunu sıkça vurgulayan ve sürekli dünya çapındaki savaşları sona erdirecek tek kişi olduğunu söyleyen, ABD Başkanı Donald Trump’ı bile harekete geçirmedi. Sudan, ABD başkanının gündeminde yer almıyor ve kendisi, ona karşı hiçbir atılmayan "bir Arap devleti" adına HDK tarafından yürütülen altın yağmalama operasyonlarından bir şekilde faydalanıyor olabilir. Bugün Sudan yeniden gündeme taşınmış olabilir, ancak bu ilgi geçmişte olduğu gibi muhtemelen kısa ömürlü olacak. Faşir’deki katliamlar birkaç hafta içinde manşetlerden düşecek, başka katliamlar gerçekleşene kadar kısa sürede rutin hale gelecek ve dikkate alınmayacak.

HABERE YORUM KAT