İLKAV: Filistin direnişi ümmetin onurudur

İLKAV konferans salonunda kılınan Cuma namzının ardından Gazze şehitleri için gıyabi cenaze namazı kılındı ve kardeşlerimiz için dua edildi.

Allah'ın; bir bölgede yaşayan Müslümanların bir araya gelerek birbirlerinden haberdar olmalarını, birbirlerinin dertleriyle dertlenmelerini, ümmetin sorunlarını konuşmalarını, kardeşleşip bütünleşmelerini murad ettiği Cuma gününde, her Cuma İLKAV konferans salonunda gerçekleştirilen ve genellikle haftanın gündeminin İslami bir bakış açısıyla değerlendirildiği konferanslar gerçekleştirilmektedir. Bu haftaki konferansta, Vakıf Başkanı Mehmet Pamak son günlerde terör devleti İsrail'in Filistin halkına yönelik olarak gerçekleştirdiği katliamı, soykırımı ele aldı.Yaklaşık 600 kişinin katıldığı konferansın sonunda katliama sonucu şehit edilen kardeşlerimiz için gıyabi cenaze namazı kılındı ve Gazzeye gönderilmek üzere bir hafta sürecek yardım kampanyası başlatıldı. Pamak konuşmasında özetle şunları ifade etti:

"Yahudi olmayanları öldürmeye, vatanlarını ve mallarını talan edip gasp etmeye, Yahudi olmayanları köleleştirip sömürmeye cevaz veren ve bugün Filistinlilere yaşattıkları vahşeti öngören sözlere, tahrif edilmiş Tevrat'ta yer verilmiş ve büyük bir bağnazlıkla buna inanarak insani tüm değerlere, Allah'a ve Allah'ın kullarına kin ve düşmanlıkla dolu, insana ve insani olana yabancılaşmış "insandışılaştırılmış" bir Yahudilik ortaya çıkarılmıştır. Böyle insanlık düşmanı sapkın bir inancın sahiplerinin elinde bir de dünyanın tahripkar silahları olunca, o zaman zulüm ve soykırım kaçınılmaz bir sonuç olmaktadır."

"Bu kavmin, tahrif edilmiş Tevrat'ın öngördüğü söz konusu terörü estirmek üzere teşkil ettiği İsrail terör örgütünün elindeki ABD destekli silah gücü, Filistinlilerin durumuyla mukayese edildiğinde şu çarpıcı gerçekle karşılaşılır : Sadece deklare edilmiş resmi verilerde bile ihtiyatlar haricinde yaklaşık 200.000 asker, 4000 civarında tank, 450 uçak ve bunlara ilaveten helikopterler, ölüm kusan füzeler, nükleer, biyolojik ve kimyevi silahlar vd. İşte bu zalim terörist güç çoğu Amerikan yardımıyla sağlanmış bu büyük silah gücünü yarım yüzyılı aşkın bir süreden beri, ciddiye alınacak hiçbir silah gücüne sahip olmayan ve hiç bir ülkeden de destek alamayan mazlum Filistin halkını, tarih boyu yaşadığı topraklardan sürüp çıkarmak yada soykırıma uğratmak için acımasızca kullanmakta bugüne kadarda kendilerine yapıldığını iddia ettikleri Nazi vahşetini çok geride bırakacak birçok büyük katliamlara imza atmış bulunmaktadırlar. Canlarını, namuslarını, topraklarını mukaddeslerini ve onurlarını savunabilmek için gerekli olan tüm imkanları ellerinden alınmış tabiri caizse her türlü imkandan mahrum bırakılarak iyice köşeye sıkıştırılıp yok edilmeye çalışılan bir halkın çaresizlik içinde ürettiği onurlu mücadele ve direniş, takdir edilmesi gereken ve saygınlığını arttıran bir cehd olarak görülmelidir."

"Geçtiğimiz hafta boyunca emperyalizmin tetikçisi Siyonist terör örgütünün işgali altında bulunan Filistin'den yine yüreklerimizi dağlayan haberler yağdı. Siyonist savunma bakanının ağzından "Filistinliler attıkları roketlerle bizi soykırım yapmaya davet ediyor" açıklaması yapan Siyonist terör örgütü bu tehdidinin hemen ardından havadan uçak, karadan da tanklarla Gazze'ye saldırarak beş günde çoğu kadın ve çocuk 120 Filistinliyi katletti. Dünya yine onursuzca seyretmeyi sürdürdü. Katliamlar sürerken BM, ARAP BİRLİĞİ, İKÖ imkansızlıklar içinde kıvranan Filistin halkını ve direnişini yalnız bırakmakta, İsrail'e yönelik hiçbir karar alınmamaktadır. ABD ve AB ise katil İsrail'e destek vermeyi sürdürmekte, insanlık onuru adına utandırıcı tutumlarda ısrar etmektedirler.

Bu katliama Türkiye'den Başbakan Tayyip Erdoğan'dan açık bir itiraz ve kınama geldi. "Bakanlar kurulu toplantısında konuyu masaya yatıracaklarını ve gereken ne varsa yapacaklarını" söylüyordu. Ancak her zamanki gibi bu umutlandırıcı çıkış kısa sürdü ve ertesi günkü bakanlar kurulu toplantısından çıkan sonuç tam bir fiyasko ve "stratejik ortağa" teslimiyet mesajıydı. Zulme, işgale ve soykırıma muhatap olan, işbirlikçi Abbas tarafından bile "soykırımı aşan bir saldırı" olarak nitelenen katliama muhatap kılınan Filistin tarafına da, soykırımcı katil Siyonist terör örgütüne de aynı "itidal çağrısı" yapılıyordu. Utanç verici bir sonuçtu bu. Şimdi buradan sormak istiyorum başbakan Erdoğan'ın misyonu toplumun gazını almak mıdır? Önce gürleyip sonra bu zulme seyirci kalan Hükümet hala terörist İsrail'in katil uçaklarının Türkiye semalarında eğitim görmelerine göz yumuyor. Terör devleti İsrail'le stratejik işbirliğini sürdürüyor. İslam ve Müslümanların aleyhine olduğu kesin olarak bilinen askeri istihbarat işbirliği ve anlaşmaları devam ediyor. Silah ihaleleri İsrail'e veriliyor. İsrail haritasındaki iki şerit "Nil ve Fırat" nehirlerini temsil ve İsrail Arz-ı Mev'ud hayali gereğince Türkiye'nin Fırat'a kadarki bölümünü alacağını iddia ediyor. Bu durumda Türkiye'yi bölmeye dair açık iddiası da yeterli gücü de olan İsrail'le stratejik ortaklık yapanların, bölme iddiası da, bölmeye yeterli gücü de olmayan Kürt halkının Türkiye'yi böleceği paranoyasıyla, Kürt halkının haklarını gasp ederek ve çözümü sürekli engelleyerek on binlerce Kürt ve Türk gencinin ölümüne sebep olmaları ibret verici bir ikiyüzlülük ve tutarsızlıktır. Bu tutum, aslında bölünme paranoyasında bile samimi olmadıklarını ortaya koymakta, sahte korkular üreterek sömürü ve zulüm düzenlerini sürdürdüklerini, gerçek bölücülerle ise kol kola olmaktan rahatsız olmadıklarını, bölünme endişelerinde de ilkeli ve ahlaki bir duruşa sahip olmadıklarını göstermektedir.

Direnişin ve Kudüs davasının ümmetin davası olduğuna vurgu yapan Pamak, ümmetin ve Kudüs'ün kurtuluşunun, izzetli ve onurlu günlere tekrar kavuşmasının yolunun ancak ümmetin Kuran'la yeniden dirilişiyle mümkün olacağına vurgu yaparak şunları söyledi. "İnsanlığı karanlıktan aydınlığa, mü'minleri izzetli günlere ulaştıracak olan ancak ve sadece Allah'ın Kitabı Kuran'dır. Kuran'dan taviz vererek, İslami kimliği bulandırarak ümmeti izzetli günlere kavuşturmak da Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı kurtarmak da imkansızdır. Ancak Kur'an-i bir akıde ve hayat Allah'ın yardımını celb eder. İslam ümmeti, vahyin belirleyiciliğinde ve Resulün (s) örnekliğinde sahih bir din anlayışıyla ortaya çıkarılacak yeni bir Kur'an nesli öncülüğünde yeniden inşa edilmeden Allah'ın yardımına müstehak hal kazanılamaz. Bugünkü imkanlar içinde Allah'ın yardımı gelmeden de, ileri teknolojik silahlarla büyük maddi güce sahip terörist İsrail ve ABD'ye karşı zafer kazanmak ise mümkün değildir. Lübnan ve Filistin'de kazanılan zaferler ise, ancak onların onurlu duruş ve feadakarlıkları sebebiyle ancak onları ayakta tutacak, onlara direniş azmi kazandıracak, var olmalarını sağlayacak ve şehadetle Allah'ın rızasını kazandıracak kadardır. Ümmet ise genel anlamda zillet içinde ve "Kur'an'ı terk edilmiş bir konumda bıraktığı" için ümmetin onuru olan Kudüs'ü kurtaracak, ümmete onur kazandıracak zafer gelmemektedir. Eğer bu hal kazınalabilir ise, Allah'ın vadettiği yardım mutlaka gelecek ve yine Allah'ın vadi gereği Allah'ın izniyle İslam ümmetine hiçbir güç galip gelemeyecektir. Çünkü Allah'ın yardımı geldiğinde Bedir yaşanır, mağaralar saraylardan daha büyük mutluluk ve huzur zemini olur. Denizler yarılır Allah'ın kullarına yol verir, tufanın dalgaları tevhit gemisine karşı sakin, şefkatli olur, isyankarları boğan dalgalar tevhid gemisini yüzdürecek bir hizmeti sunar."

Mehmet PAMAK konuşmasının sonunda Filistin'de katliama uğrayan ve direnen kardeşlerimiz için duygulandıran bir dua yaptı. Katliam fotgraflarının yer aldığı slayt gösterisiyle beraber yapılan duanın ardından Filistinde hunharca katledilen kardeşlerimiz için gıyabi cenaze namazı kılındı.

 

 

Filistinli kardeşlerimiz için yapılan duanın tam metni

 

Ey Rabbimiz! Ey Kabe'nin, Hayber'in, Kudüs'ün Rabbi!
Ayetlerini yalanlayan, peygamberlerini öldüren, yeryüzüne fitne ve fesadı yayan kimseler dünyaya egemen olmuşlar. Bize yardım et, dualarımızı karşılıksız bırakma! Bizi silkele, bizi arındır. Bizi uyananlardan, adananlardan eyle! Cenin'in o günahsız bebeklerine, Ramallah'ın o tomurcuğa durmuş çocuklarına, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın zayıf ve yalnız bırakılmış muhafızlarına dualarımızı ulaştır!

Ey Rabbimiz!
Üzerimize sabır yağdır.
Ayaklarımızı kaydırma, bizi dünyevileşme zilletinden, şahadet bilincinin, adanmışlığın izzetine ulaştır, bunun için bize inanç ve kuvvet ver.
Ellerimizi ve yüreklerimizi birleştir. Küresel küfre, küresel emperyalizme karşı, küresel bir itirazı yükseltmeyi ve küresel intifada ile direnmeyi nasip et.



Bize senin kutlu taraftarlarından olmayı, Peygamberimize layık ümmeti yeniden inşa etmeyi ve aziz şehitlerimizin onurlu mücadelesini sürdürmeyi nasip et!

Allah'ım!
Sıratı mustakiminde ayaklarımızı sabit kıl, zalimlerin ve vahşet kusan silahlarının ürettikleri korkulara karşı yüreklerimize sekinetini indir. Hak, adalet, özgürlük ve tevhid yolunda bedel ödemekten çekinmeyen onurlu bir direnişe yönlendir yüreklerimizi!

Kafir ve zalim topluluğa karşı bize yardım et!

 

 HAKSÖZ-HABER

Etkinlik Haberleri

Muş Alparslan Üniversitesi Amerikan üniversitelerindeki direnişi selamladı
Maraş Özgür-Der Gazze & Mescid-i Aksa nöbetinde
ABD’de Gazze için direnen öğrenciler Dicle Üniversitesinden selamlandı
Kahramanmaraş Özgür-Der Gazze & Mescid-i Aksa Nöbeti’nde
Batman Özgür-Der'de öğrenciler piknikte bir araya geldi