1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Putin, Avrupa’ya doğalgazı keserek kendi ayağına sıkıyor olabilir mi?
Putin, Avrupa’ya doğalgazı keserek kendi ayağına sıkıyor olabilir mi?

Putin, Avrupa’ya doğalgazı keserek kendi ayağına sıkıyor olabilir mi?

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik müdahalesinin ardından başta Avrupa’da olmak üzere baş gösteren enerji sorununun Rusya’nın eline büyük bir koz verdiği şeklindeki yorumların ötesine geçen Hess, Rusya’nın doğalgaz stratejisindeki sıkıntıları değerlediriyor.

01 Aralık 2022 Perşembe 23:36A+A-

Maximilian Hess’in Al-Jazeera’da yayınlanan yazısını Haksöz-Haber için Hamza Gökgöz tercüme etti.

Rusya Ukrayna’nınaltyapısına yıkıcı saldırılar düzenledikçe, Avrupa cephesi Rusya gazının olmadığı bir geleceği tartışıyor. Avrupa Birliği ülkeleri muhtelif doğalgaz sağlayıcıları ile anlaşmalar yapmaya çalışırken enerji krizine ortak bir tepki üretme konusunda da müzakere halindeler.

Rusya ve Batı cepheleri arasındaki ekonomik savaşın gidişatını ve buna mukabil olarakUkrayna’nın Rusya işgaline karşı direnişine sürekli bir destek sağlanabilmesi açısından Putin'in stratejisini anlamak her zamankinden daha da önemli.

İlk olarak, Avrupa'ya ihraç edilen gaz akışındaki düşüş Rusya ekonomisini önemli ölçüde etkilemekte. Son zamanlarda astronomik düzeylere tırmanmış olan enerji fiyatlarına rağmen, Kremlin'in işgalin ilk altı ayında kaydettiği rekor bütçe fazlaları neredeyse tamamen silinmiş durumda. Finansal desteğin devamı konusunda Çin dahi suskun kaldığı için, Kremlin yurtdışından büyük ölçekli bir kredi desteği alamıyor.

Pekin hükümeti ve aynı zamanda Hindistan gibi olayla herhangi bir bağlantısı olmayan ülkeler iskontolu olarak gaz ve petrol almaktan memnun olsalar da yaptırımların ışığında keyfî harcamaların azaltılması ve sanayi üretimindeki düşüş kısa vadede Rusya ekonomisini sıkıntıya sokuyor. Yaptırımların etkisi ve ülkenin azalan nüfusu nedeniyle -ki bu eğilim Putin’in zorunlu askerlik uygulaması nedeniyle ülkeden kaçan yüz binler tarafından daha da şiddetleniyor- Rusya'nın uzun vadeli beklentileri de giderek daha sönük bir hal alıyor.

Gerçek şu ki Rusya'nın tüm ekonomisi Avrupa'ya gerçekleştirdiği hidrokarbon ihracatı temeline oturtulmuş durumda. Putin ise bu hakikate rağmen Ukrayna çılgınlığı üzerine her şeyiyle kumar oynamayı seçiyor. Gaz akışı damlalarla ifade edilirken, Rusya ekonomisinin can damarı da damlalardan feyz alıyor. Rusya Devlet Başkanıtalihinin tersine döneceğini umarken resmen bir enerji oyunu oynuyor.

Örnek verelim: Putin, Rus gazının bir kısmının Avrupa'ya akışına bir hatUkrayna üzerinden olacak şekilde izin verdi. Mevcut akıştan anlaşıldığı kadarıyla, söz konusuhat yılda sadece 15 milyar metreküpulaştırılacak şekilde ayarlanmış.Ancak bunun Avrupa piyasası üzerindeki asıl etkisi, Putin'in bu gaz akışını artırabileceğine dair bir hatırlatma niteliği taşıması.

Diğer hat ise Türkiye’den geçenTürk Akım boru hattı ve bu hattın Bulgaristan uzantısı Balkan Akımı boru hattı. Bu hattan ise Rusya gazı Sırbistan ve Macaristan’a ulaştırılıyor. Bu gaz akışları özellikle önemli çünkü bu sayede Kremlin,AB’demündemiç tek büyük destekçisiMacaristan hükümetini ödüllendirebiliyor. Bu ise Moskova'nın nihai olarak Avrupa'ya ve enerji krizleriyle sarsılan diğer ülkelere güvenilir bir tedarikçi olarak kendisini yeniden tanıtmaya yönelik ciddi bir hamle.

Balkan Akımı hattının yıllık mevcut kapasitesi 15 milyar metreküp olup bu kapasite 20 milyar metreküpe kadar çıkarılabilecek durumda. Bu, Kuzey Denizi'nin dibinde sabotaj nedeniyle hasar gören ve Rusya'yı Almanya'nın boru hattı ağına bağlayan iki Kuzey Akım boru hattının toplam 110 milyar metreküplük kapasitesinin bir kısmını oluşturabilir. Bununla birlikte bu hatlar Avusturya da dâhil olmak üzere Orta ve Doğu Avrupa'daki diğer gaza aç Avrupa ülkelerini cezbetmek için kullanılabilecek kadar yeterli bir kaynak sunuyor.

Rusya ayrıca ekonomik ve siyasi istikrarsızlığın diğer AB ülkelerini yeniden kendi enerji sahasına çekmesini bekliyor. Ağustos ayındaBulgaristan geçici hükümeti, ödemeleri ruble ile yapmayı reddetmelerinin üzerine nisan ayında gazını kesen Gazprom ile müzakere etmeyi düşünmüştü. Putin büyük bir ihtimalle olumsuz ekonomik beklentilerin Bulgaristanhükümetini eninde sonunda kendi koşullarına boyun eğmeye zorlayacağını umut ediyor

Boru hattı oyununun yanı sıra, Kremlin'in stratejisi sıvılaştırılmış doğalgaza (LNG) giderek daha fazla güven tesis ediyor. AB, Rusya gazının tekelini kırma amacıyla önemli miktarda LNG altyapısı inşa ediyor. Bunun kanıtı ise Rusya'dan Avrupa’ya LNG ithalatının, 2022'nin ilk sekiz ayında 2021'e oranla yüzde 15 artmış olması.

Avrupa Birliği, şu ana kadar piyasayı hedefleme konusunda oldukça isteksiz görünüyordu. Rusya’daki LNG pazarının en hacimli oluşumlarından biri özel bir şirket olan Novatek. Bu şirket Rusya'nın en zengin adamlarından biri olan LeonidMikhelson tarafından yönetilmekle birlikte Batı cephesinin yaptırımlarına karşı ayrıcalıklı bir konuma sahip. Mikhelson, Novatek'in yüzde 25'inden biraz daha azına sahipken, yüzde 23,5'i 2014'ten beri ABD yaptırımlarına tâbi olan Kremlin'in yakın müttefiki GennadyTimchenko'ya ait. Şirketin yüzde 9,99'u Gazprom'a aitken yüzde 20'sinin biraz azı ise halka arz edilmiş durumda.

Geriye kalan yüzde 19,4'lük pay ise Putin'in 2014'te Ukrayna'yı ilk işgal girişiminden sonra uygulanmaya başlanan Batı yaptırımlarına rağmen, Rusya'ya yatırım yapmaya devam etme konusunda Batılı enerji şirketleri arasında en isteklisi olan Fransız TotalEnergies’e ait.

TotalEnergies, başta Rusya'dan çekilme konusunda suskundu. Ancak 22 Mart'ta "Rusya'daki projelerin geliştirilmesi için daha fazla kaynak sağlamayacağını" ve yıl sonuna kadar Rusya'dan petrol alımını durduracağını duyurdu. Ayrıca yüzde 10 hissedarı olduğu Arktik LNG 2 projesi için yeni bir finansman sağlamayacağını da bildirdi. Şirket yine de Rusya merkezli LNGalmaya devam etmekte.

Avrupa cephesi Rusya'nın gaz satışlarını iyice zorlaştırıyor ve süreç sıkıntılı olmasına rağmen gaz satışlarına tavan fiyat politikası uygulamaya çalışıyor. Vahşi Rusya, hamlelerine devam ederken ve AB kritik tedbirler üzerinde süratle anlaşmaya varma konusunda yeteneksiz olmakla bilinse de piyasa, Rusya'nın LNG satışlarınıneninde sonunda kesileceği gerçeğini kabul ediyor gibi gözükmekte.

TotalEnergies ağustos ayında, Termokarstovoye gaz sahasını işleten Terneftegaz'daki yüzde 49 hissesini Novatek'e satarak elden çıkarmayı kabul ettiğini duyurdu. Mikhelson, ABD ve AB yaptırım listelerinin dışındakalırken, nisan ayında İngiliz ve Kanadalı yetkililer tarafından ise kara listeye alındı. Mikhelson’un günün sonunda Brüksel ve Washington tarafından da hedef alınması muhtemel.

AB'nin giderek dolan gaz depoları ve buna bağlı olarak spot gaz fiyatlarındaki düşüşle birlikte Batılı yetkililer Rusya LNG'sinin yara bandını her an kesebilirler. Ancak bunu yapmasalar dahi LNG yakın bir gelecekte Putin için her derde deva bir ilaç olmayacak.

Rusya'nın mevcut LNG ihracat kapasitesi yılda kabaca 40 milyar metreküp. Putin her ne kadar 2035 yılına kadar en az 160 milyar metreküp artış emri vermiş olsa da özellikle Batı merkezliyatırımcıların Rusya pazarından elini eteklerini çektikleri göz önüne alındığında bunun başarılabileceği bir hayli şüpheli. Öngörülebilir gelecekte LNG tek başına, Rusya'nın Avrupa'ya 2021 yılında gerçekleştirmiş olduğu yaklaşık 140 milyar metreküp gaz ihracatındaki düşüşü telafi edebilir bir durumda değil.

Rus yetkililer, kendilerine yılda 50 milyar metreküp daha gaz çıkışı sağlayacak olan Sibirya’nın Gücü 2 boru hattıyla yönlerini Çin'e çevireceklerini açıklarken Pekin ise Kırım'ın ilhakıyla birlikte vardığı anlaşmadan daha büyük bir indirim sağlamak için elindeki tüm kozları tutuyor. Bu tablo, nihai olarak anlaşmaya varma konusundaki ilerleme eksikliğini ve Moskova'nın Kuzey Akım 2 üzerinden Avrupa'ya gaz satma konusundaki ısrarını da açıklıyor.

Putin'in stratejisi, "yaktığı köprülerin yolunu aydınlatmasını" ummak şeklinde özetlenebilir. Bu, dünya çapında ekonomik bir yıkıma yol açmanın yanı sıra Rusya'yı daha da zayıflatacak ve fakirleştirecek tarihî bir çılgınlıktan başka bir şey değil.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum