1. HABERLER

  2. HABER

  3. PKK, Cami Duvarına Yanaştı
PKK, Cami Duvarına Yanaştı

PKK, Cami Duvarına Yanaştı

“Özgürlük, barış, kardeşlik söylemini dilinden düşürmeyen BDP-PKK çevreleri, güçlü oldukları bölgelerde kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımıyorlar.”

08 Ekim 2010 Cuma 13:03A+A-

BDP-PKK çevreleri, güçlü oldukları bölgelerde kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımıyorlar. İmam Aziz Tan'ın öldürülmesi sonrasında Hakkâri-Şırnak bölgesinde tüm cemaatlere yönelik bir sindirme kampanyası açmış durumdalar.

Halkı rahatlatan uygulamalar birilerini rahatsız etmiş, özellikle Kürt sorununun şiddet yerine diyalog ile çözülmesinden taraf olan İslami kesimin varlığını kendilerine tehdit olarak algılamıştır. 

Fatih Gürgen'in Haberi:

Özgürlük, barış, kardeşlik söylemini dilinden düşürmeyen BDP-PKK çevreleri, güçlü oldukları bölgelerde kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımıyorlar. Bir yandan özerklik taleplerini dillendirirken diğer yandan imamlara kadar uzanan bir cinayet iklimi oluşturuyorlar. Farklı görüştekilere olan tahammülsüzlüklerini 12 Eylül referandumunda da göstermiş, sandığa gidip oy kullanmak isteyenlere uyguladıkları terörle sandığın yolunu kapatmışlardı. Hakkâri ve Şırnak'ta çıkan yüksek oranlı boykot, halkın tercihinden ziyade BDP-PKK'nın korku yüzdesini göstermektedir.

Boykot sırasında uygulanan korku iklimi ile Hakkârili İmam Aziz Tan'ın öldürülmesi, PKK'nın yeni bir politikasına işaret etmektedir. Bilindiği gibi PKK, 1984'te eylemlere başlamadan önce bölgedeki tüm sol örgütlere karşı savaş ilan etmiş, sol örgüt mensuplarını ya öldürmüş ya da bölgeden sürmüştü. Bölgeyi kendisi için dikensiz gül bahçesine çevirdikten sonra devlete karşı silahlı eylemlerine başlamıştı.

Bu taktiği göz önünde bulundurursak PKK'nın şu sıralarda Hakkâri ve Şırnak'taki uygulamalarına dikkat etmek gerekmektedir. Bu iki ilde değil sol veya İslami bir örgütlenme, herhangi bir sivil toplum kuruluşunun faaliyetine bile müsaade etmemektedir. Tüm STK'ları bölgeden silip atma gibi bir politikaya yönelmiştir.

Öyle ki Tek Parti döneminde bile faaliyetleri yasaklanmayan Süleymancılar Kuran kurslarını kapatıp bölgeyi terk etmek zorunda kalmışlardır. Yine eğitim ağırlıklı çalışan Fethullahçılar faaliyetlerini durdurmuş veya iptal etmiş durumdalar. Özellikle cemaat mensubu olan İmam Aziz Tan'ın öldürülmesi, cemaate yönelik çok ciddi bir uyarı mahiyetindedir. Gerçi bu cinayet sadece Fethullahçılara değil diğer cemaatlere karşı da bir uyarı niteliğindedir.

ÖCALAN: CAMİNİ AYIR, İMAMI YALNIZLAŞTIR

Bölgede cemaatlere ve İslami faaliyette bulunan kişilere yönelik baskının talimatı doğrudan İmralı'dan geliyor. Apo, avukatları aracılığıyla yaptığı ve Fırat Haber Ajansı'nda yayınlanan açıklamasında imamlara yönelik saldırının talimatını veriyordu:

"Hizbullah, eline silah verilmişti, gidip adam öldürüp geliyordu. Burada ise öyle değil, her yönüyle fethediyor, katliam yapıyor, imamları da o amaçla kullanıyorlar. Bunların öyle dine inandıkları da yok, onlar için din bir maskedir, dini kendi hegemonyaları için kullanıyorlar. O zaman böyle imamları yalnızlaştıracaksın, böyle imamların camiine gitmeyeceksin, kendi camiini kuracaksın. Bu yeni hegemonya cami üzerinden mi gelişiyor, sen de camini ve cemevini ayıracaksın. İbadetini kendi dilinden yapacaksın. İslamiyet'in esaslarını Kürtçe anlatacaksın, halkın dini ihtiyacını kendi diliyle gidereceksin."

PKK, BARIŞ VE ÇÖZÜMDEN KORKUYOR

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz ve güvenlik nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen bir okurumuz, gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bölgedeki genel iklimi değerlendiren ve PKK'nın İslami cemaat ve derneklere olan baskısını maddeler halinde sıralayan okurumuzun açıklamaları, yaşanan baskı ve terör atmosferini açıklıkla ortaya koyuyor:

"OHAL'in kaldırılması ve Türkiye genelinde atılan demokratik adımlar bölge halkı tarafından heyecanla karşılanmış ve bölge halkına kısmi bir rahatlama sağlamıştır. Köye geri dönüşün sağlanması, özelikle terör nedeniyle yaşanan zararın devlet tarafından tespit edilip mağdurlarına ekonomik destek verilmesi, bölgede okullaşma oranının artması, insan hakları ihlallerinin azalması ve faili meçhullerin aydınlatılmaya çalışılması, bölge halkıyla devlet arasındaki buzları eritmiştir. Halkın devlete olan güveni ve geleceğe olan ümitleri artmıştır."

"Halkı rahatlatan bu uygulamalar birilerini rahatsız etmiş. Özellikle Kürt sorununu, var olduğu günden bugüne şiddet yerine diyalog ile çözülmesine taraf olan İslami kesimin varlığını bazıları kendilerine tehdit olarak algılamış, bu algı Meclis kürsüsünde bile açıkça dile getirilmiştir."

"Kendilerinin dışında bölge halkına ümit olabilecek her türlü alternatifi ortadan kaldırmayı hedefleyen PKK, bu anlayışla tüm İslami kesimlere savaş açmış ve pilot bölge olarak da Hakkâri'yi seçmiştir. Bu anlamda Hakkâri'de örgütün İslami kesime yönelik saldırılarını şu şekilde sıralayabiliriz.:

1- Eğitim kurumlarına yönelik saldırılar: Hakkâri kent merkezinde bir öğrenci yurdu ve bir öğrenci evi yakılmış,  bir camiye, bir öğrenci yurduna ve özel bir koleje bombalı saldırı yapılmış. Bir derneği taşlamak suretiyle camları kırılmış.

2- Tanınmış şahısların hedef gösterilmesi ve ölümle tehdit edilmesi: Bu çerçevede Hakkâri'de İslami duyarlılığı ile bilinen pek çok İslami şahsiyetin isimleri PKK'nın sitelerinde yayınlamak suretiyle hedef gösterildi ve uyuşturucu, tefecilik ve fuhuş gibi inanılmaz ithamlarla iftiraya uğratıldı. Neredeyse yaşamlarının tümü toplumun gözleri önünde olan bu insanlara yapılan iftiralar tutmayınca altından kalkamayacakları paralar istendi. Bununla da yetinmeyen PKK en son Hakkâri'de çok sevilen ve sayılan imamı Ramazan ayında sabah namazına giderken şehit etti.

3- Bazı kurumlara yakınlık duyan kişileri tehdit etme: Hakkâri'de toplumun geniş bir kesimini temsil eden Memur-sen üyelerine yönelik tehditler halen devam etmektedir.

4- Yapılan referandumda Hakkâri halkının büyük bir çoğunluğu korkudan ve baskıdan dolayı sandık başına gitmemiştir.

5- Dini bayramları kara bayram ilan ederek Müslümanların bayramlaşmasını engellemek. Bunda devletin bayram arifelerinde yaptıkları operasyonlarla kent merkezlerine cenazelerin getirilmesine sebebiyet verilmesinin büyük etkisi vardır.

6- Camileri boykota çağırma: Özellikle örgüt anlayışını benimsemeyen ve örgüte yakın olan sendikadan farklı bir sendikaya üye olan imamların boykot edilmesi.

7- Müslümanlar aleyhinde kirli propagandanın yapılması: Tüm İslami kesimleri ayrım yapmaksızın Fethullahçı, AKP'ci, kimi zaman da el Kaideci olarak nitelendirip yaptıklarına meşruiyet kazandırmaya çalışmaları."

"Yaşanan bu tehditlerin temel sebebi PKK ve BDP'nin otoriter, baskıcı ve anti demokratik anlayışı ile Hakkâri'de var olan devlet otoritesi boşluğudur."

(Fatih Gürgen / Özgün Duruş / Sayı: 57)

HABERE YORUM KAT

2 Yorum