1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. PKK Aslında Kiminle Savaşıyor?
PKK Aslında Kiminle Savaşıyor?

PKK Aslında Kiminle Savaşıyor?

"Dinci Kürtçüler ligde kalmak için herkesten çok Kürtçülük yaparak komik ‘haka dansı’ yapıyor."

19 Ocak 2016 Salı 12:11A+A-

HAKSÖZ-HABER

Haber10 sitesi yazarı Ömer Altaş, PKK’nin bölgede uygulamaya soktuğu hendek ve barikat siyasetiyle ilgili dikkate değer bir analiz yapmış.

DEVLETLE SAVAŞ YALAN

“Kürt meselesinde ve bölgede bundan sonra; PKK’nın kapsam alanındaki çelişkilerin ürettiği iç çatışmalara tanık olunacak.” diyen Altaş, PKK’nin devletle savaşıyormuş gibi göründüğünü ancak işin özünün böyle olmadığını iddia ediyor. İşin özünün ne olduğunu ise şu cümlelerle açıyor:

“PKK devlet ile görüntüde savaşıyor.

Sivil ölümler, çoluk-çocuk, erkek-kadın yaşlı masum insanların katledilişi, beldelerin harap oluşu, yuvaların yıkılması, kış soğuğunun bedenleri ve yürekleri birlikte yakması gerçek, devletle savaş yalan.”

PKK ASLINDA KENDİ İLE SAVAŞIYOR

PKK’nin aslında kendi ile savaşıyor olduğunu belirten Altaş’ın bu bağlamdaki şu tespitleri ise dikkat çekici:

“PKK kendi kendini besleyen bir iç çatışma evresi yaşıyor.

Onlar zahirde tüm bileşenleriyle ‘Türk Devleti'ne karşı saldırıya geçmiş gibiler.

Özde ise başka bir şey oluyor; çoklu örgütlü bencillikler birbirleriyle savaşıyor.

PKK, HDP ile savaşıyor.

PYD, PKK ile savaşıyor.

HDP, Hendekçilerle boğuşuyor.

Cizre jenerasyonu gerillayla, dağ kadrosu şehirle, diaspora ikisiyle çatışıyor.

DTK, KCK ile mücadele ediyor.

Dersim’in çelik çekirdek kadrosu Öcalan çizgisini kripto Sünni teslimiyetçilikle suçluyor.

HDP de eğilimler birbirine oyun kuruyor.

Alevici Kürtçülük Taşnakçı Kürtçülükle, ikisi birden Sünni Şafii Kürtçülükle savaşıyor.

Türk Solu Kürt Soluyla, Türk Solu’nun devşirdiği Kürt Solu orijinal Kürt Soluyla savaşıyor.

Amerikancı Kürtçüler İrancı Kürtçülerle, Türkiyeci Kürtçüler her ikisiyle savaşıyor.

Dinci Kürtçüler ligde kalmak için herkesten çok Kürtçülük yaparak komik ‘haka dansı’ yapıyor.

Beri taraftan, bağımsız Kürdistancı, ırkçı Kürtçüler ihanetle suçladıkları PKK’nın ayağına sarılıyor.

Her bir bileşen kendi içinde ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabiliyor.”

Yazının Tam Metni:

PKK’NIN KENDİ İÇ SAVAŞI

ÖMER ALTAŞ / HABER10

Kürt meselesinde ve bölgede bundan sonra; PKK’nın kapsam alanındaki çelişkilerin ürettiği iç çatışmalara tanık olunacak.

PKK devlet ile görüntüde savaşıyor.

Sivil ölümler, çoluk-çocuk, erkek-kadın yaşlı masum insanların katledilişi, beldelerin harap oluşu, yuvaların yıkılması, kış soğuğunun bedenleri ve yürekleri birlikte yakması gerçek, devletle savaş yalan.

PKK aslında kendi ile savaşıyor.

Bundan sonra tüm gelişmeler, PKK’nın bu iç savaş gerçeğini besleyecek, çoğaltacak ve aşikâr edecek.

Olayların akışı, tarih sahifesine işte bu resmi çiziyor.

Bölgede iki durum PKK’nın ayarını bozdu.

Birincisi; ne kuzey Kürdistan’da ne de güney Kürdistan’da özne olamama ihtimali.

Buna; PKK kurucu kadrolarının ruhuna yansıyan, “peki biz ne olacağız”sendromu da diyebiliriz.

Gelişmelerin soğuk rüzgârı yüzlerine değdikçe "nesneleştiklerini" fark ettiler.

Bu realite ve ciddileşen barış hali, onlarda anksiyete bozukluğu, bir çılgınlık psikozu yarattı.

Gözden kaçırılan ama süreci rayından çıkaran belki de en belirleyici içgüdü buydu.

İkincisi; sürdürdükleri savaşın nedensizliğine ve anlamsızlığına dair bizzat PKK yönetim kadrosunun aklına ve kalbine külçe gibi yerleşen o kanaat. İkna olamama hali. Binlerce gencin adeta bir hiç uğruna telef olması. Kendi anlattıklarıyla militanların komutanlarından gözlerini kaçırmaları. Kamuoyuna farklı, birbirine farklı, kendi başlarına kaldıklarında farklı içerikle yaptıkları konuşmalar.

Örgüt kendi altını oyan bir teknoloji edindi.

PKK kendi kendini besleyen bir iç çatışma evresi yaşıyor.

Onlar zahirde tüm bileşenleriyle “Türk Devleti'ne” karşı saldırıya geçmiş gibiler.

Özde ise başka bir şey oluyor; çoklu örgütlü bencillikler birbirleriyle savaşıyor.

PKK, HDP ile savaşıyor.

PYD, PKK ile savaşıyor.

HDP, Hendekçilerle boğuşuyor.

Cizre jenerasyonu gerillayla, dağ kadrosu şehirle, diaspora ikisiyle çatışıyor.

DTK, KCK ile mücadele ediyor.

Dersim’in çelik çekirdek kadrosu Öcalan çizgisini kripto Sünni teslimiyetçilikle suçluyor.

HDP de eğilimler birbirine oyun kuruyor.

Alevici Kürtçülük Taşnakçı Kürtçülükle, ikisi birden Sünni Şafii Kürtçülükle savaşıyor.

Türk Solu Kürt Soluyla, Türk Solu’nun devşirdiği Kürt Solu orijinal Kürt Soluyla savaşıyor.

Amerikancı Kürtçüler İrancı Kürtçülerle, Türkiyeci Kürtçüler her ikisiyle savaşıyor.

Dinci Kürtçüler ligde kalmak için herkesten çok Kürtçülük yaparak komik “haka dansı” yapıyor.

Beri taraftan, bağımsız Kürdistancı, ırkçı Kürtçüler ihanetle suçladıkları PKK’nın ayağına sarılıyor.

Her bir bileşen kendi içinde ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabiliyor.

Denk geldiğinde tek darbeyle hepsi, domino etkisi gibi üst üste yığılacak gevşek bir dizilim içindeler.

Tekinsiz ittifakları, küçük burjuva karakterleri, ilkesiz tutumları var. Van Belediyesi'nin söz vermesine rağmen kendi işçilerine karşı grev kırıcılığı organize etmesi gibi iktidarı eline geçirenler çoğunlukla önce utangaç devrimci komünistken sonra umarsız neo-liberal sözde sosyaliste dönüşüyor.

Kürt vadisi, global stratejik vizyonda anlaşamayan huzursuz, kendi iç gündemiyle meşgul örgütlerle dolu.

Şu anda savaş sanki bu fotoğrafın üzeri örtülsün diye sürdürülüyor.

PKK dünyasının, Hendekçi gençlere en çok bu iyiliği için minnettar olduğunu sanıyoruz.

Şimdi de bumerangın geri dönme özelliği ile baş etmeye çalışıyorlar.

Yüzlerce irade var ve hiçbirinde bütün oluşumları ikna edecek bir önderliğin çıkmadığının fark edilmesi son haftalarda pseudo bir “serok Apoculuğu” var etti.

Sabahtan akşama, şiddet sever yelpazenin her bir örüntüsü, “önderlik”güzellemesine mecbur olmanın ikiyüzlülüğü içinde en önde Öcanlancılık yarışına katılıyor.

Sürdürülemez durum, kendi kendine PKK’yı paradigma değişikliğine zorluyor.

Küresel düzene rağmen jeopolitik gerçeklikler, Kürtçülerin hayal ettiği sonucun alınmasına engel teşkil ediyor.

Güney Kürdistan, Suriye’de çıkara dayalı küresel ittifakın bir kez daha iç çelişkilerine kurban gidecek.

Görünen o ki romantik Rojava devrimi realitelerle yüzleşerek verdiklerini geri alacak.

Er ya da geç Kürtler, en reel pozisyonda ve son eşikte Türkiye’yle büyük ittifaka ihanet eden, barışı iki koldan İran’a ve ABD’ye satan ve tüm bu kötü sonuçların sorumlularıyla retrospektif bir hesaplaşma sahifesi açacak.

İç çelişkiler, sıkışma, ölümcül boşluklar ve Kürtlerin kendi adına konuşan örgütlere yapacağı baskılar, söz konusu hesaplaşmada etkin rol alacak, yeni aktör birey ve yapılar üretecek.

Makara geriye saracak.

Bu mekanizmanın işlemeye başladığının işaretleri kendini göstermeye başladı. Hesaplaşmanın ters lineer çizgisinde; PYD, DTK, KCK ve HDP’nin lider kadrolarında tasfiyelere, ekip savaşlarına, olası ki faili meçhul olaylara tanıklık edilecek.

Teknik bir okumayla anlaşılıyor ki, bu tür hesaplaşma uzak bir kader değil.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum