1. YAZARLAR

  2. Taha Akyol

  3. Paralarda Atatürk resmi
Taha Akyol

Taha Akyol

Yazarın Tüm Yazıları >

Paralarda Atatürk resmi

17 Nisan 2008 Perşembe 17:44A+A-

MİLLİ Şef İnönü paralardan Atatürk’ün resmini çıkardı, kendi resmini koydu; Başbakan Erdoğan bunu bugün siyasi polemik konusu yaptı. CHP de 1925 tarihli bir kanunu hatırlatarak polemiği sürdürdü. Bu kanun paralara cumhurbaşkanının resmini basmayı emrediyormuş!

1925’te bu kanun, paralara “Tek Adam”ın resmini koymak için çıkarılmıştı. Zaten o dönemde bir tek Atatürk’ün heykelleri yapılıyordu.

Kanunun amacı sadece Atatürk’ün resmi olduğu içindir ki, Celal Bayar 1950’de kendi resmini paralara koydurmadı.
CHP ne der? Aynı kanunu şimdi de uygulayalım mı?!

Paradaki resim meselesinden dolayı bugün İnönü’yü eleştirmek de, tarih olmuş bir kanuna dayanarak İnönü’yü savunmak da yanlıştır!

Tarih üzerinden güncel siyaset yapılmamalıdır!

Kurumlaşma sorunu

Bırakın paralardaki resimleri, İnönü, Atatürk’ün tasfiye ettiği Karabekir ve Rauf Orbay gibi Milli Mücadele liderlerine itibarını iade etmiş, hatta Karabekir’i Meclis Başkanı bile yapmıştır!

Ama bunu yaparken “Atatürk aleyhine konuşulmayacak” şartını koştuğu gibi, muhalifleri sistemin içine alarak rejimde olası bir çatlamayı önlemiştir, bu bir... Güçlü Atatürk’ün siyaseten tasfiye ettiği bu isimlerin kendisine muhalefet etmesini de önlemiştir, bu iki.

Paradaki resim meselesine de böyle ‘tarihi şartlar’ açısından bakmak gerekir.

Oktay Ekşi, dünkü yazısında, İnönü’den dinlediği açıklamayı yazarak tarihe önemli bir not düşmüştür. Açıklamasında İnönü, genç cumhuriyeti “kurumlaştırma” ihtiyacını vurguluyor, “devletin kalıcı, devlet başkanlarının farklı olabileceğini göstermek için” kendi resmini paralara koydurduğunu anlatıyor.

 Elbette beşeri ‘ben’ duygusunun da rolü olmuştur ama tarihsel açıdan daha önemli olan, “Tek Adam” rejimlerinde gerçekten “kurumlaşma” sorunlarının yaşanması, hatta uzun süre yaşanmasıdır.

‘Normalleşme’ sorunu

Celal Bayar 1937’de başbakan oluncaya kadar, hiçbir hükümet programında Atatürk’ün adı bile geçmez. Ama Bayar kendi hükümet programında tam 45 defa “Büyük Şef, Atatürk” gibi terimler kullanır. Niye?.. Çünkü Bayar’ın orduda, ‘Tek Parti’de ve ‘kurumlar’da hiçbir gücü yoktur, sadece “Tek Adam”ın atamasıyla başvekil olmuştur. 45 defa Atatürk’ün adını zikrederek meşruiyet ve siyasi itibar kazanmak istemiştir.

İnönü ise orduda, partide ve kurumlarda hayli güçlüdür ama öldürüleceği rivayetleri yüzünden Atatürk’ü hasta yatağında ziyarete gidemeyecektir!

Yeni rejimler kolay oturmuyor!

“Milli Şef” İnönü kilit mevkilere kendi adamlarını getirecek, Atatürk’ün muhaliflerini yanına alacak, paralara kendi resmini koyduracak, hükümet programlarında sadece İnönü adı geçecektir!

Ama Atatürk karşıtlığına asla izin vermeyecektir.

Bunlar, sosyolog Max Weber’in terimiyle, Kurucu Lider’in ya da Tek Adam’ın “karizma”sına dayanan genç cumhuriyetin ‘normal’ veya ‘rutin’ bir anayasal rejime dönüşmesi sürecinde yaşanan sorunlarla ilgilidir.

Weber, “karizma” baskın olduğu sürece ‘normal’ hukuk düzenini yerleştirmedeki zorluğun devam edeceğini de anlatır! Bizdeki darbeleri hatırlayın...

Onun için, AKP de CHP de cumhuriyet tarihi ve “karizma” üzerinden değil, ‘normal’ siyaset diliyle siyaset yapmalıdır. “Anayasal rejim” kavramı da siyasetin rasyonelleşmesi de bunu gerektirir.

Milliyet gazetesi

YAZIYA YORUM KAT