1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. Özgür Suriye Geçici Hükümeti ve Direnişin Tutumu
Özgür Suriye Geçici Hükümeti ve Direnişin Tutumu

Özgür Suriye Geçici Hükümeti ve Direnişin Tutumu

Haşim Ay, Özgür Suriye geçici hükümeti ve farklı kesimlere dönük yansımalarını analiz ediyor.

20 Mart 2013 Çarşamba 12:50A+A-

Haşim Ay'ın analizi:

Suriye Muhalif ve Devrimci Ulusal Güçler Koalisyonu, dün İstanbul’da yaptığı seçimde Gassan Hito'yu Özgür Suriye’nin geçici hükümet başkanı olarak seçmişti. İstanbul'da gerçekleştirilen seçimde, 62 koalisyon üyesi oy kullandı. Gassan Hito, 35 üyenin oyunu alarak geçici hükümet başkanı oldu. Hito, aynı zamanda Abdulbasit Seyda'dan sonra Suriye muhalefetinde üst düzey temsil makamına gelen ikinci Kürt muhalif.

Gassan Hito’nun başbakan seçilmesinin muhtelif kesimler ve basına çok fazla yansımaları henüz olmadı. Ancak Suriye’de Kürt cephesinden PYD ve direniş cephesinden Suriye İslam Cephesi’nin yaptığı açıklamalar koalisyonun ve ilk geçici hükümet başkanının işinin hiç de kolay olmadığını göstermektedir.

ÖZGÜR SURİYE GEÇİCİ HÜKÜMETİ İÇİN NE DEDİLER?

Hitto’nun Başkanlığını Suriye Kürtlerinin Yorumlayış Tarzı

Geçici hükümetin ilk seçilmiş başbakanının Kürt kökenli olması doğal olarak gözleri Suriye Kürtlerine çevirdi. Daha önce SUK liderliğine Abdulbasit Seyda’nın seçilmesi Suriye’deki Kürt siyasal seçkinlerinde de heyecan yaratmış ve çeşitli yorumlara konu olmuştu. Sınırlı çaptaki olumsuz yaklaşıma karşın genel olarak Seyda’nın, Suriye muhalefeti ile Kürt siyaseti arasında donan diplomatik ilişkiler için bir imkân ve birlik için köprü işlevi görebileceği umut edilmişti.

Seyda’nın liderliği döneminde Suriye muhalefeti-Kürt siyaseti arasındaki ilişkilerde beklenen olumlu gelişmeler kısmen de olsa başarılmıştı. Eşrefiye ve Serêkani’deki YPG-Direniş çatışmalarına rağmen çözüme yönelik diplomatik arayışlar da dinmemişti. Hatta PYD’ye rakip bir siyasal oluşum olan Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) bir ara Suriye Ulusal Koalisyonuna (SMDK) katılacağı yönde bir deklarasyonda bile bulunmuştu ancak süreç içerisinde bir takım gelişmeler ilişkilerde tıkanma meydana getirmişti ki, Suriye muhalefeti ile Kürt siyaseti arasındaki ilişkilerde bu tıkanma durumu halen de varlığını korumaktadır.

Böyle bir vasatta “Özgür Suriye”nin ilk geçici başbakanı payesine sahip Kürt asıllı Gassan Hito Suriye muhalefeti ile Kürt siyaseti arasındaki ilişkilerin onarılmasında etkin bir rol oynayabilecek mi? Bunu zaman gösterecek. Nitekim Suriye Kürdistanında PYD’ye rakip siyaset güden ve aslında muhalefete de olumsuz bakmayan Kürt siyasal seçkinlerinden konuyla ilgili bir yorum veya analiz henüz kamuoyu ve basına yansımadı. Ancak Suriye Kürdistanında önemli oranda iktidar tekelini elinde bulunduran PYD’nin konuyla ilgili bir açıklaması bugün basına yansıdı ki, maalesef bu da olumsuz bir mahiyete sahip bulunmaktadır. ANF’ye verdiği demeçte Gassan Hito’yla ilgili değerlendirmelerde bulunan PYD lideri Salih Müslim şunları söyledi:

“Gassan Hito Kürt olabilir ancak Kürtlerin tümünü temsil etmemekte. Üstelik Hito ne Kürtçe bilmekte ve ne de Kürtleri tanımaktadır.”

PYD liderinin seçimlere dair en temel eleştirisi ise Kürt siyasal kesimlerin çağrılmaması ve konuyla ilgili kendileriyle ilişli kurulmamasıydı.

Suriye İslam Cephesi’nin Tutumu

PYD özelinde Kürt siyasal kesimlerinden gelen bu değerlendirme biçimi Gassan Hito’nun başkanlığına Suriye Kürt seçkinlerince yeşil ışık yakılmadığı anlaşılmaktadır. Süreç içerisinde tablonun daha da netleşeceği muhakkak ancak reel olarak bakılırken Suriye Kürdistanında PYD dışındaki Kürt ulusal hareketi üyesi partilerin yaklaşımının PYD’yi aşarak farklı bir tutum geliştirmesi pek olası görülmemektedir.

Öte yandan geçici hükümet başkanlığına ilişkin olumsuz değerlendirmeler sadece Kürt kanadıyla da sınırlı değil. Suriye’de birçok İslamcı direniş grubunun bir tür çatı örgütü olan Suriye İslam Cephesi de dün yaptığı bir açıklamada geçici hükümet başkanlığına olumsuz baktığını ortaya koydu.

İslam Cephesi’nin sözcüsü Ebu Ömer isimli bir direnişçiye ait olduğu iddia edilen görüntülü açıklamada konuyla ilgili şu değerlendirmelere yer veriliyordu:

“Dışarıda halkımız adına karar verenler içeriye buyursunlar. Bilmedikleri bir konjonktürü nasıl yönetecekler? İçinde bulunmadıkları bir vakıayı yönetmek için neden hükümet seçiyorlar?”

Devamla Ebu Ömer kesin bir dille bu hükümeti reddettiklerini belirterek Suriye direnişini yürüten insanların son derece kültürlü insanlar olduğunu ve Suriye’nin geleceğini yönetecek güçlü kadroların içeride olduğunu ve asla dışarıdan bir hükümeti kabul etmeyeceklerini ifade ediyordu.

Eğer iddia doğruysa ve Ebu Ömer’in yaklaşımı tüm İslam Cephesi’ni bağlıyorsa şu halde Gassan Hito hükümetinin durumunun kat bek kat zorlaştığı söylenebilecektir.

Sonuç Yerine

Suriye devriminin, üçüncü yılının arifesinde yaşadığı bu deneyimin özünde ileri bir aşamayı işaret ettiği söylenebilir. Doğal olarak girilen her yeni aşamanın bünyesinde barındırdığı belirsizlikler, boşluklar ve gerilimler olacaktır. Sürgündeki Özgür Suriye hükümeti de şuan bu durumu yaşamaktadır.

Mevcut bölgesel ve küresel konjonktür dikkate alındığında Özgür Suriye’nin ilk hükümetinin uluslararası alanda diplomatik desteği arkasına çekeceği rahatlıkla söylenebilir. Nitekim içeriden ziyade dışarıda yani uluslararası alanda devrimin bu tarz kurumlara ihtiyacı bulunmaktadır. Özgür Suriye geçici hükümeti eğer kurtarılmış bölgelerde hükümet edecekse bu da mümkün olsa gerektir. Bu hususta İslam Cephesi’ne mal edilen yaklaşımda dile getirilen çekincelerin izolesi de kolay olsa gerek. Çünkü geçici hükümet şayet kurtarılmış bölgelerde hükümet edecekse bu durumda elbette bölgedeki duruma vakıf olan direniş güçlerinin bilgi, tecrübe ve imkânlarından yararlanacaktır.

Özgür Suriye geçici hükümetinin varlığı en temelde diplomatik bir ihtiyaçtır. Uluslararası güçler diplomatik ilişkilerde kimi muhatap alacaklar? Silah akışında sıkıntıların olduğunu söylüyoruz. Bu sıkıntıların aşılması durumunda söz konusu güçler kimin üzerinden ilişki kuracaklar? Bu ve benzeri sorularla beraber düşünüldüğünde geçici hükümetin varlığının bir zorunluluk haline işaret ettiği görülecektir. Bu gelişmeyi direnişteki ısrar ve istikrarın başarısı olarak tanımlamak da yerinde olacaktır. Hatta NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı Oramiral James Stavridis’in bugün yaptığı açıklamayı da direnişin baskısına yormak ve başarı addetmek mümkündür. AA’nın aktardığına göre Stavridis, NATO’nun üç yıllık oyalamadan sonra bugün “Müdahaleye hazırız!” açıklaması yapma noktasına gelmiştir. Bu, tabi ki NATO müdahalesine geçit verilmeli demek değildir. Nitekim NATO’nun müdahale etmesi için taraflardan gelecek talep şart koşulmuştur. Eğer NATO’nun açıklaması doğruysa bu kararı direniş adına onun yeni meşru temsilcisi Özgür Suriye geçici hükümeti verecektir.

Bütün bunlarla birlikte yol açtığı devasa yıkımı ile hüzünlendiğimiz kadar aynı zamanda istikrarlı direniş yönüyle de kendisiyle övündüğümüz ve üçüncü yılını coşkuyla kutladığımız Suriye devrimi ve bu devrimin iç ve dış dinamikleri arasında Ebu Ömer’in tutumunda tanıklık ettiğimiz soğukluk bizi kaygılandırmaktadır. Şüphesiz ki İslam Cephesi ve onu oluşturan direniş bileşenleri aziz Suriye direnişinin en önemli aktörlerindendirler. Yine bunlar ortaya koydukları fedakârlık örnekleriyle haklı olarak kahramanlık payesini hak etmişlerdir. Onlar zulme ve tuğyana karşı kanlarıyla taçlandırdıkları destansı bir adalet ve özgürlük mücadelesi vermiş, vermektedirler.  Ancak -eğer iddia edildiği gibi İslam Cephesi’nin tümünü bağlıyorsa- İstanbul’da seçilen hükümetin meşruiyetine dair bu itiraz ve üslup tarzının Suriye devriminin hayrına olacağını düşünmüyoruz. Devrim doğal olarak silahlı direnişin destansı fedakârlıklarıyla yükseliyor. Ancak devrimin tek başına silahlı mücadele ile ya da cephede savaşanlarla gerçekleştirilemeyeceğini söylemek için yeterince karine mevcut. Devrimde cephede çarpışanlar kadar öncelikli aktör olmasa da Suriye’nin dışında diplomatik zeminde mücadele eden insanların ve kadroların da emeği yadsınmamalı, devrime katkı olarak görülmelidir.

Sürgünde Özgür Suriye geçici hükümetinin kurulması devrim sürecinde ileriye doğru atılmış olumlu bir adım olarak görülmeli. Bu çaba daha yolun başındayken boğulmamalı. Üstelik devrimin hızla zafere doğru gittiği bu süreçte bu tür adımlar ve diplomatik zeminlerde temsiliyetin önemi yadsınamaz. Özgür Suriye Ordusu’nun da İslam Cephesi’nin de SMDK’nın bir iç seçim sonucunda kurduğu Özgür Suriye geçici hükümetinin meşruiyetini tanıması en azından bir şans tanıması hayırlı olacaktır. İnşallah ülke katil rejimden arındırıldıktan ve Baas diktası resmen yıkıldıktan sonra tüm aktörleriyle Özgür Suriye’de yapılacak bir genel seçimle yarının Özgür Suriye’sinin asıl hükümeti el birliğiyle seçilecektir.

(Islah-Haber)

 

HABERE YORUM KAT

9 Yorum