1. YAZARLAR

  2. Fikret Ertan

  3. Örtülü savaş...
Fikret Ertan

Fikret Ertan

Yazarın Tüm Yazıları >

Örtülü savaş...

13 Ekim 2009 Salı 00:01A+A-

Amerika ve müttefikleri İran'ın nükleer programı hakkında her şeyi öğrenmek ve bu programı durdurmak ya da sekteye uğratmak için yıllardır çeşitli yollara başvuruyorlar.

Diplomatik yol bunlardan birisi ve görüneni; ama tabii görünmeyen yollar da bu konuda deneniyor. İstihbarat faaliyetleri, sabotajlar, propaganda-yanıltma çabaları gibi örtülü savaşlara mahsus diğer yollar ve operasyonlar da bu konuda elbette söz konusu oluyor.

Bu gizli, örtülü operasyonların geçmişte yapıldığı ve bugün de yapılmakta olduğu muhakkak. Bunları şüphesiz bütün yönleriyle bilmenin imkânı yok. Ancak arada sırada medyaya sızan birtakım haberlerden, bilgilerden, yazılardan bu konularda bazı şeyler de öğrenmiyor değiliz.

Buna en son örnek İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki'nin geçen çarşamba günü medyaya yansıyan iddia ve şikâyeti. Haberlerde, Muttaki'nin Şahram Amiri adlı İranlı bilimsel araştırmacının dört ay kadar önce umre ziyareti sırasında Suudi Arabistan'da kaybolmasından dolayı Amerika'yı suçladığı, ayrıca Amiri'nin akıbetinden Suudi yetkilileri sorumlu tuttuğu bildiriliyor. İran resmî haber ajansı İRNA, bu konuda Muttaki'nin şu cümlesine yer veriyor: "Biz Şahram Amiri'nin durumundan Suudi Arabistan'ı sorumlu tutuyor ve tutuklanmasına Amerika'nın karıştığını düşünüyoruz. Amerika'nın bu işe karıştığına dair belgelere de ulaştık."

Muttaki'ye göre bir şekilde tutuklanan veya kaçırılan Amiri, İran Devrim Muhafızları Pasdaran'a bağlı Melik Aştar Üniversitesi'nde görevli bir araştırmacıydı. Ancak bazı kaynaklara göre, Amiri, geçenlerde varlığı ortaya çıkan Kum uranyum zenginleştirme tesisi ile de alakalı biriydi. Şark ül Avsat gazetesine göre Amiri, Kum'da çalışan bir nükleer teknisyendi ve bir İranlı haber ajansına göre de Amerika'ya kaçmıştı. Amiri hakkında bugün söylenenler bunlar. İleride yeni bilgiler ortaya çıkar mı, çıkmaz mı bilmiyoruz; ancak eğer Amerika'ya kaçtığı doğruysa bu, bize Amerika ve müttefikleri ile İran arasında kıyasıya devam eden örtülü savaşta yeni bir gelişmenin olduğuna işaret ediyor.

Esasen, belki hatırlayanlar olur, 2007 yılında da İran eski savunma bakan yardımcılarından ve Pasdaran yetkililerinden Ali Rıza Askeri, Türkiye'deyken kayıplara karışmış, birçok kaynağa göre Amerika'ya iltica etmişti. Ayrıca bu yıl başlarında İran İstihbarat Bakanlığı'na bağlı karşı-casusluk bölümü başkanı, İran ile Amerika arasında istihbarat savaşı yaşandığına işaret emiş, Amerikan gizli servislerinin İranlı doktor, sanatçı, moda tasarımcısı gibi kimseleri ajan olarak kendi adına kullanmak için çok çaba gösterdiğini açıklamış, ama başarılı olamadığını vurgulamıştı.

The New York Times'ın güvenlik ve istihbarat konularında uzman yazarlarından James Risen da 2006 yılında çıkan 'Savaş Durumu: CIA ve Bush Yönetiminin Gizli Tarihi' adlı kitabında CIA ve İsrail gizli servisi MOSSAD'ın birlikte İran'ın nükleer programını sabote etmek için bazı fikirler, projeler geliştirdiklerini yazmıştı.

Bunlar arasında mesela özel elektromanyetik cihazların kullanımı var. Yapılan planlara göre bu özel cihazlar İran'a gizlice sokulacak ve bunlarla İran'ın ana nükleer merkezlerine giden elektrik hatlarında zincirleme reaksiyonlara yol açılacak ve sonunda meydana gelecek kısa devrelerle kilit bilgisayarlar devre dışı bırakılacaktı. Risen'e göre, MOSSAD elemanları, İran'daki ajanları vasıtasıyla bu özel elektromanyetik cihazları İran'a gizlice sokmayı CIA'ya teklif etmişlerdi. Ancak bu plan birtakım teknik problemler yüzünden hayata geçirilememişti.

Amerika ile müttefikleri arasında devam eden örtülü savaşla ilgili olarak son Şahram Amiri olayından hareketle bugün aklıma gelenler bunlar. Acaba Amerika ve diğerleri bu örtülü savaşla bugüne kadar hangi sonuçları aldılar, bundan sonra hangilerini alabilirler, İran bunlara karşı ne yapıyor, ne yapabilir gibi önemli sorular bugün ister istemez aklımı meşgul ediyor ve ben bunlara cevap da arıyorum.

İran'ın nükleer programının, anlattığım gibi bir de örtülü savaş bölümü var. Bilmeyenlere hatırlatırız...

hatırlatmaktır. Terbiyesizlik ve hakaret edenleri teşhirden büyük ceza olabilir mi?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT