1. YAZARLAR

  2. Mehmet Altan

  3. Önce öldür, sonra yalan söyle
Mehmet Altan

Mehmet Altan

Yazarın Tüm Yazıları >

Önce öldür, sonra yalan söyle

28 Ağustos 2009 Cuma 04:35A+A-

Kıbrıs çıkarması sırasında batan muhribi ancak tam 16 yıl sonra kendimizin bombalayarak batırdığını öğrenen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendi kendime “askeriye yalan söyler mi?” diye sorduğumda, sektirmeden cevabı da yapıştırıyorum...

Tabii ki söyler...     Hele bizimki gibi parasını vergilerden, ihtiyacı olan er’atı da halktan devşirmesine rağmen, hiçbir denetime tabii olmayan bir “kapalı kutu” ise, yalanın şahını da söyleyebilir.

Locheed askeri uçak alımındaki rüşvetten tutun da, JİTEM’in olmadığına dair gözümüzün içine baka baka yapılan açıklamalara kadar hafızamda yalan örneklerine dair çok uzun bir liste var.

***

Taraf Gazetesi...

Ve Mehmet Baransu’nun haberi olmasa...

17 Ağustos’ta...

Karakoçan Jandarma Komutanlığı 2’nci Motorlu Piyade Taburu 3’üncü Bölük’te askerliğini yapan çavuş İbrahim Yaman ile erler İbrahim Öztürk, Ali Osman Altın ve Mesut Bulut’un ölümlerinin “gerçek” nedenini hiçbir zaman öğrenemeyecektik.

Resmen söylenen haliyle...

Devriye görevine çıkan timdeki bir askerin üzerindeki el bombasının patladığını, yaralanan yedi askerden dördünün helikopterle hastaneye götürülürken yolda şehit olduğunu sanacaktık.

Hâlbuki nöbette uyuduğu için Teğmen Mehmet Tümer’in, er İbrahim Öztürk’ün eline verdiği pimi çekilmiş bombanın patlamasıyla askerlerin dördünün ölüp, üçünün yaralandığını biliyoruz.

***

Elazığ Valisi’nden Başbakan’a...

Tüm kamuoyu da...

Elazığ Kolordu Komutanlığı’nın açıklamasına inandı.

Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ’da dört askerin şehit olduğu patlama nedeniyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a başsağlığı telgrafı bile gönderdi.

Başbakan Erdoğan telgrafında, Elazığ’da elim bir kazada dört askerin şehit olmasından “büyük üzüntü duyduğunu” belirterek, yaralananlara acil şifalar, şehitlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileklerini iletti. Ama muhatapları kendisine dönüp doğru bilgiyi vermedi.

***

Taraf’ın önceki günkü manşetine kadar devlet kurumları, özellikle de askeriye içinde ne olup bittiğini ve bunların gerçek nedenlerini bilmekten ne kadar uzak olduğumuzu bir kez daha gördük.

Bu, toplumun vergileriyle parasını verdiği devleti ve onun çok önemli bir kurumu olan askeriyeyi nasıl denetleyemediğimizi gösteriyor.

Elazığ’da şehit düştüğü söylenen çocuklarımızın ölümleri de maalesef buna dâhil.

Hâlbuki demokrasi denen rejim, verilen vergilerin kuruşuna kadar denetlenmesi, devletin bu parayı nasıl harcadığının bilinmesi demek.

Uyuduğu için bir teğmen tarafından adeta ölüme mahkûm edilen gencecik askerlerimizin resmen “kazaen” öldüğünü söylemekten çekinmeyen bir devlet ve onun kurumu askeriye ne kadar saydam, güvenilir ve inandırıcı olabilir?

***

Ne var ki askeriye hiçbir şekilde hiçbir denetim istemiyor...

Taraf’a da bundan düşman.

Bunu anladık da...

Siyaset kurumuna, burjuvaziye ve kimi medya kurumlarına ne oluyor?

Askerin demokratik bir ülkedeki gibi denetlenmesi, çocuklarımızın can güvenliğine azami özen göstermesi vurgulandığı vakit neden elleri ayakları soğuyuveriyor?

Talihsizce ölenlerin hep fakir fukara çocuğu olmasından mı?

***

Dün bizim Star Gazetesi’nin web sayfasında gene Taraf’tan alınan bir haber vardı.

İnternette dolaşan ve yalanlanmayan iki generalin konuşmasına göre tam da Başbakan ile DTP Lideri Ahmet Türk arasında bir görüşme olacakken 29 Mayıs’ta Hakkâri’nin Çukurca İlçesi kırsalında askeri aracın geçişi sırasında patlayan ve altı asker şehit olmasına sebep olan mayını da bizim askerler koymuştu.

Hâlbuki...

Askerî kaynaklar patlamanın PKK’lıların yola döşediği mayının uzaktan patlatılması sonucu gerçekleştiğini açıklamış hatta Genelkurmay Başkanlığı saldırı sonrasında hava kuvvetlerine bağlı uçakların Avaşin-Basyan bölgesindeki PKK kamplarını vurduğunu duyurmuştu.

Ne var ki, altı askerimiz de nedeni tam olarak bilinmeyen bir şekilde orada ölmüştü.

***

Acaba resmi yalanlarla kendi hatalarının üzerine örtmeye uğraşmayan, saydam, denetlenebilir bir askeri yönetimimiz olabilecek mi?

Buna en çok çocuklarımızın can güvenliği açısından ihtiyacımız var...

STAR

YAZIYA YORUM KAT

2 Yorum