1. YAZARLAR

  2. ABDURRAHMAN GÜNER

  3. Olmayacak duaya âmin demek…
ABDURRAHMAN GÜNER

ABDURRAHMAN GÜNER

Yazarın Tüm Yazıları >

Olmayacak duaya âmin demek…

07 Kasım 2025 Cuma 17:05A+A-

Aziz milletvekilleri,

Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz. (Alkışlar)[1]

Kemalistlerin yıllardır “ulusal bayram ve anma” günlerine denk gelen Cuma günlerindeki hutbelerde Atatürk’ün adının anılmaması sebebiyle koparttıkları yaygara Diyanet İşleri Başkanlığına geri adım attırmış ve birkaç sene evvel sosyal medyada paylaşılan tebrik mesajında Mustafa Kemal’in ismi zikredilmişti. Doğrudan Diyanet İşleri Başkanı’nın adı zikredilmeden sadece DİB imzasıyla yayımlanan bu mesaj Kemalistleri mutlu etmeye yetmedi tabi ki!

Gösterilen tavizin doğal sonucu olarak gemi azıya alan Kemalistler vahşileşerek daha fazlasını istediler. Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ise Kemalistlerin yardımına yetişti… Aktaş’ın 10 Kasım sebebiyle şehir merkezi ve ilçelerindeki tüm camilerde Atatürk için mevlit okutulması yönünde verdiği talimatla Türkiye’nin kronik tartışmaları da tekrar gün yüzüne çıkmış oldu.

Mustafa Kemal’in İslam dini ve hatta tüm kadim inanışlar hakkındaki fikirleri adil ve insaflı araştırmacılar tarafından gün yüzüne çıkartılmış durumda. Nasıl bir hayat yaşadığı ve tercihleri görmek isteyenler için zaten yeterli veriyi sunarken bununla yetinmeyecek olanlar için bu kısa incelemenin girişinde 1937 senesinin meclis açılışında yapılan o meşhur konuşmayı alıntıladık.

Peki, Mustafa Kemal’in Kur’an-ı Kerim vahyine “gökten indiği sanılan dogma” demesinin sebebi nedir? Bu sorunun cevabını ise Türkiye’nin akademik ve sosyal hayatında büyük tartışmalar başlatması gereken ancak ne hikmetse büyük bir suskunluk sarmalına hapsedilerek görmezden gelinen Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu’na ait “Atatürk-Entelektüel Bir Biyografi” isimli çalışmada bulmak mümkün…

Hanioğlu’nun kapsamlı çalışmasından özetle oluşturduğu yazı dahi Mustafa Kemal’in konu hakkındaki düşüncelerini anlamak için yeterli. Başta pozitivizm olmak üzere yaşadığı dönemin hâkim anlayışlarının derin tesirinde olan Mustafa Kemal, İttihat Terakki Cemiyeti’nde sekter bir kanadın içinde yer alıyor. Oldukça sert bir Türklük tanımından hareketle dinin siyasal ve kültürel hayat içerisindeki konumunu ele alan Mustafa Kemal, İslam’ın Türkleri “geri bıraktığı” teziyle seküler Türklük tanımına erken bir dönemde ulaşıyor.

“Mustafa Kemal’in … Türkçülüğün, 1903 yılında Mısır’da neşrine başlanan Türk dergisinin savunduğu, seküler kanadının tezlerini içselleştirmesidir. Dinden bağımsız ve İslâmiyeti Türklerin gerilemesinin önemli nedenlerinden biri olarak gören bu Türkçülük, ana akım hareket içinde azınlıkta kalmış ve 1908 sonrasında iktidara gelen İttihad ve Terakki tarafından işlevselleştirilemeyecek bir yaklaşım olarak mütâlâa olunmuştur. Örgüt içinde bunu benimseyenler yok değildir; dolayısıyla, Mustafa Kemal’in tercihi bütünüyle istisnâî bir davranış olarak nitelenemez. Ancak, seküler Türkçülük, İttihad ve Terakki yönetimi tarafından radikal özellikleri ve dine yönelik tezleri nedeniyle kullanılması mümkün olamayan bir milliyetçilik yorumu olarak görülecektir.” [2]

İslam’a olan menfi tavır buradan güç alırken 1937 senesinde yaptığı konuşmadaki “gökten indiği sanılan dogma” ifadesinin bir başka beslenme kaynağı ise bilimsel materyalizm yaklaşımında gizli. Hanioğlu’nun verdiği bilgilere göre “vulger” yani bayağı, nitelikten yoksun yaklaşımlarıyla Ludwig Büchner’in materyalizm anlayışı Mustafa Kemal’in hem düşüncelerinde hem de toplum tasavvurunda fazlasıyla belirleyici oluyor.

“Atatürk, 19. yüzyıl bilimsel materyalizminin en önde gelen isimlerinden Alman tıp profesörü ve düşünür Ludwig Büchner’in dönem vülger materyalizminin kutsal kitabı haline gelen Kraft und Stoff (Türkçeye Madde ve Kuvvet başlığı altında çevrilmiştir) eserinin en veciz özetini sunduğu, deneysel bilimin geleceğin toplumunun yegâne yol göstericisi olacağı yaklaşımını, -ki ünlü vecizesi, “hayat içün . . . en hakikî mürşid ilimdir, fendir… bunu dile getirir- yaşama bakışı kadar toplumsal dönüşüm projesinin de temel taşı haline getirecektir. Kendisi, Alman vülger materyalizminin önde gelen düşünürleri Büchner ve Ernst Haeckel’in eserlerini gözden geçirmiş, ama, pek çok nesildaşı gibi özgün bir yaklaşımdan ziyade asır sonu Osmanlı mehâfilinde etkili olan “bilimci ve maddeci ruh”u içselleştirmiştir. Bu “ruh,” deneysel çalışmayı merkezine alan asır sonu bilimciliği kadar, on sekizinci yüzyıl Fransız felsefî materyalizmi, pozitivizm, Draper’in “din-bilim çatışması” tezi ve entelektüel ortamı kuşatan Darwinizmden de etkilenen bir alaşım niteliği taşımıştır.” [3]

Bunlar Mustafa Kemal’in söyledikleri ve düşünceleri… Yaptıkları ise başlı başına bir mesele! Ancak bu kısa incelemenin yeterliliği ve kapsamı yaptıklarını aktarma cesaretini gösteremeyecek. Çerçevesi “koruma kanunlarıyla” inşa edilmiş bir tartışmayı sürdürmeye çalışmak tüm Türkiye’nin üzerinde o kadar büyük bir yük oluşturuyor ki çözebilene aşk olsun! Kocaeli Valisi ise tüm bu tartışmaları aşmışa benziyor…

Mustafa Kemal’i “gazi” olarak tanımlamak onun İslam ve Müslümanlar konusundaki düşüncelerini unutturmayacak. Camilerde onun için mevlit okutulması Kur’an vahyini “gökten indiği sanılan dogma” olarak nitelendirdiği gerçeğini değiştirmeyecek. Politik çıkar, kişisel hırs veya akıl yoksunluğundan kaynaklanıyor olabilir ama Mustafa Kemal’i mevlit ve dua ile sempatik göstermek en hafif ifadesiyle hakikat düşmanlığıdır. Türkçedeki veciz ifadesiyle söylemek gerekirse:

Olmayacak duaya âmin denmez!


[1] "ATATÜRK'ÜN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NİN V. DÖNEM 3. Yasama Yılını Açış Konuşmaları". tbmm.gov.tr. 13 Ocak 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2024.

[2] - [3] Şükrü Hanioğlu'nun alıntı yapılan yazısına ulaşmak için: www.haksozhaber.net/resmi-ideoloji-olarak-kemalizmin-entelektuel-kaynaklari-168286h.htm

YAZIYA YORUM KAT

11 Yorum