1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Olaylı Gelen Papa Olaylı Gidiyor
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

Olaylı Gelen Papa Olaylı Gidiyor

15 Şubat 2013 Cuma 00:26A+A-

İslâm âleminde özellikle işgallerden ve dikta rejimlerinin saltanatlarını sürdürme ısrarlarından kaynaklanan zulüm uygulamalarından dolayı ciddi sıkıntıların yaşanmaya devam ettiği sırada katolik hıristiyan âlemi de beklemediği bir gelişmeyle sarsıldı.
Afrika’da hıristiyanlaştırma faaliyetleri hızla sürerken emperyalist Batı’yla işbirliği içindeki yerli yönetimlere karşı İslâmî direnişin etkili olduğu Mali’de sahayı kaptırma korkusuyla devreye giren işgalci güçlerin Müslümanların kültürel miraslarına sahip çıkma yalanının arkasına sığındıkları sırada Vatikan’da görevi bırakan Papa’nın yerine İslam karşıtı tavırlarıyla öne çıkan bir Afrikalının talip olması taşların her birinin nereye konduğu üzerinde fikir yürütmemizi haklı kılıyor. Sebeplerine bakıldığında bunların her biri birbirinden bağımsız gelişmeler. Fakat sonuçlarının tümüyle birbirinden bağımsız olacağını söyleyemeyiz. Avrupa’da artık cemaatsizlikten dolayı kilise binalarını satan ve en çok da Müslümanların camiye çevirmek için talip olmaları sebebiyle onlara veren dinî teşkilat, göçler, doğum oranlarındaki fark ve Müslümanlığa ilginin artması sebebiyle uzun vadede bu kıtanın Müslümanlaşacağı endişesini açığa vurma ihtiyacı duyuyor. Bu durum karşısında biz de “Avrupa’da Pazar ayinleri için insanların kulaklarını patlatırcasına dakikalarca çan çaldırmasına rağmen birkaç kişilik cemaatlerle ayin yapmak zorunda kalan bazen de hiç cemaat bulamayan Vatikan Kilisesi Afrika’ya daha fazla mı göz dikti?” diye sorma ihtiyacı duyuyoruz. Komplo teorisi meraklısı olduğumuzdan değil ama son dönemde misyonerliğin Afrika’ya yatırımını hissedilir derecede artırmasını dikkate alarak biraz biz de uzun vadeli düşünmek istersek diye...
Dün köpeklere uyguladığı yasağı Afrikalı zencilere de uygulayan ABD’nin iki dönem üst üste bir Afrikalıyı başkanlığa seçmesinden sonra şimdi de Vatikan’ın dinî otoritesine en güçlü aday olarak bir Afrikalı gösteriliyor. İslâm’ın hâkim olduğu bölgelerde ve dönemlerde kimseye ırk ayrımı politikası uygulanmazken Batı emperyalizminin girmesinden sonra Afrikalı zencilere “vahşi yamyam” muamelesi yapıldığını çok iyi bilen bu kişinin katı bir İslam düşmanı olması da düşündürücü. Ayrıca bu kişi çok değil on yıl sonra Avrupa’nın İslâmlaşacağı endişelerini dile getirerek taraftar kazanmaya çalışıyor.
Bu adamın Vatikan’da otoriteyi ele geçirmesinden sonra iki büyük şehirden birinin mutlaka yıkılacağı kehanetlerinin konuşulması da ilginç. Biri yüzyıllarca İslâm hilafetinin merkezi olmuş İstanbul, diğeri Katolik dünyasının otoritesini bağrında barındıran Roma. Birinin yıkılması İslam âleminin mağlubiyetini ve haçlı âleminin geri almayı hayal dünyasından hiç çıkarmadığı “Konstantinopolis”e yeniden hâkim olmasını, diğerinin yıkılması ise haçlıların mağlubiyetini ve İslâm âleminin hıristiyanların önemli bir merkezini ele geçirmesini sembolize ediyor. Yani her ikisi de bir taraf için kesin çöküş ve mağlubiyeti diğer taraf için ise kesin galibiyet ve hâkimiyeti ifade ediyor. Bunlar esasta tamamen hayal ve kehanet ama bir yandan da ümit ve endişelerin, arzu ve korkuların izharı. Ayrıca “yıkmazsanız yıkılacaksınız” uyarısı var mı bilmiyoruz. Şimdi bu arzu ve korkuları diyaloğun neresine oturtacaksınız?
Hatırlanacağı üzere şu an görevinden istifa eden Papa bu göreve olaylı bir şekilde gelmişti. Çünkü üzerine bir Nazi çamuru bulaştığı ve bu çamuru yeterince temizleyemediği düşünülüyordu. Ama arkasında duran siyasi destek onun bu göreve getirilmesinde etkili oldu.
Şimdi de olaylı bir şekilde görevi terk ediyor. Çünkü her şeyden önce Katoliklerin dinî otoritesi olan Papalığın geleneğinde istifa, emeklilik ve görevden alma yoktur. Bunun da kökünde itikadî ilkeler var. Çünkü bu göreve gelmesiyle birlikte kendisine masumiyet verilir ve bir daha alınmaz. Yani Papalık sadece görev değil aynı zamanda vasıftır. Görevini yapamadığı zaman başkası ona vekalet edebilir. Ama o yine vasfını korur. 16. Benediktus’un yaşlılığını veya yorgunluğunu ileri sürerek istifa etmesi işte bu gelenekle çelişiyor. Çünkü o komaya girse bile ölmediği sürece Papalık vasfını korur, vekili işlerini yürütebilir. O yüzden istifa etmesi hakkında çeşitli söylentiler var. Ama bu söylentilerin neye dayandırıldığını henüz bilmiyoruz.



YENİ AKİT

 

YAZIYA YORUM KAT