İçişleri Bakanı Beşir Atalay, EMASYA'nın değiştirilmesi ya da kaldırılması konusunda çalışma başlattıklarını açıkladı.

Ankara'daki arkadaşlarımız, benzer bir girişimin 2008'de yapıldığını, ancak çalışmanın rafa kaldırıldığını ortaya çıkardılar.

Umarım bu kez yeni bir hayal kırıklığı yaşanmaz.

Askerin "iç güvenlik" ile ilgilenmesine "yasal zemin" hazırlayan bu protokol düzeltilmeli.

28 Şubat döneminde imzalanan protokol ile ilgili Orgeneral Çetin Doğan, "Bu protokol kanunları aştı diye itiraz ediyorlar. O günkü şartlarda paşa paşa imzalattık" diyor.         

Orgeneral Doğan, EMASYA (Emniyet, Asayiş, Yardımlaşma) protokolün altında imzası bulunan isim.

28 Şubat'ın yasadışı Batı Çalışma Grubu'nun da başındaydı.

Türkiye'ye ayağa kaldıran, camileri bombalamayı öngören Balyoz Planı'nın altında da onun imzası var.

Doğan, "plan semineri"nde açık şekilde, EMASYA'yı yönetime el koymak için nasıl kullanacaklarını anlatıyor.

EMASYA protokolü, 1996'da çıkarılan İl İdaresi Kanunu'nun 11'inci Maddesi'nin D bendine dayandırılıyor.

Bu yasanın, dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar tarafından çıkarıldığını dün burada belirtmiştim.

Ağar, dün telefonla arayarak söz konusu yasanın çıkarılma sebebini anlattı:

"O dönemde her yerde olaylar oluyordu. Erzurum, Iğdır gibi Olağanüstü Hal dışındaki bölgelerde olaylar çıkıyor, ancak askerler kuvvet vermekten çekiniyordu. Hukuki bir dayanak yok diye bundan imtina ediyorlardı. Yasa bu ihtiyacı gidermek için çıkarıldı."

Kendisinin görevden ayrılmasından sonra imzalanan EMASYA protokolü, istismara açık şeyler içeriyorsa kendisinin sorumluymuş gibi gösterilmesinin doğru olmadığını kaydediyor.

En zor zamanlarda "Kodumu oturtan paşa cephede olur" diyerek çıkış yapan Ağar, siyasi çizgisinin demokrasiden sapmalar içermediğini özellikle vurguluyor.

Ağar'ın anlattığı yasanın çıkarılma sebebi ile Orgeneral Doğan'ın "paşa paşa imzalattık" sözleri birlikte düşünüldüğünde, "Olaylara müdahale etmemenin altında art niyet mi vardı" sorusu akla takılıyor.

Kuvvet vermeyerek, sivil siyasetçileri dize mi getirdiniz?

Belki onu da EMASYA'yı imzalatan Orgeneral Doğan arayıp anlatır!

**

Balyoz harp oyunu değil, darp oyunu

Gazetemizin manşetinde yer alan "Yıldız-2003 Senaryosu" günlerdir tartışılan "Harp oyunu nedir" tartışmasına ışık tutuyor.

Balyoz Darbe Planı'nın da bir "darp oyunu" yani "darbe" senaryosu olduğunu teyit ediyor.

Yıldız-2003, Ocak 2003'te gerçekleşiyor.

Balyoz'un içine gizlendiği "plan semineri" ise, Mart 2003'te gerçekleşiyor.

Yıldız-2003, dış düşman üzerine beyin jimnastiği yaptırıyor.

Balyoz, ise iç düşman üretiyor. Darbe planlıyor. Saatini bile kaydediyor.

Yıldız-2003, gerçeğe yakın bir senaryoyu (muhtemelen Ege'de bir ada) ihtiva ediyor. Ancak gerçek yer ve şahıs ismi kullanılmıyor.

Balyoz planının da ele alındığı seminerde ise, mekân isimleri de şahıs isimleri de gerçek.

Üstelik Fatih ve Beyazıt camiinin bombalanması ve darbeye zemin hazırlanması öngörülüyor, 200 bin insanın statlara doldurulması planlanıyor, hatta "Milli Mutabakat Hükümeti" listesini bile gerçek isimlerden kuruluyor.

Eğer Orgeneral Çetin Doğan'ın yazdığı "senaryo" bir oyun ise, "İnsan aklına zarar, oyun içinde oyun var" demektir.

Eminim halkın vicdanı ve basireti bu oyunu bozacaktır... 

BUGÜN