1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. Özgür-Der: "Bataklıkta Debeleniyorlar!"
Özgür-Der: Bataklıkta Debeleniyorlar!

Özgür-Der: "Bataklıkta Debeleniyorlar!"

“Belgeler, ifşaatlar, itiraflar Türkiye'nin darbeciler eliyle nasıl vahim bir hukuksuzluk denizinde yüzdüğünün göstergesidir. Ergenekon zihniyeti ve yapılanması medyadan yargıya, barolardan askeri hastanelere kadar pek çok alan ve kurumu istila etmiştir.”

11 Şubat 2009 Çarşamba 12:07A+A-

Son günlerde ortaya çıkan ses kayıtları, gizli görüşmeler ve itirafların Ergenekon zihniyeti ve yapılanmasının birçok alan ve kuruma sirayet ettiğini açıkça ortaya çıkardığını bildiren Özgür-Der, bütün bunlara rağmen hala Ergenekon'u medya aracılığıyla savunmaktan, yasal mevzuat demagojileriyle sahiplenmekten, sahte raporlarla kollamaktan geri kalmayanların bu bataklıkta debelenmeye devam ettiklerini belirtti.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:

DAHA NE KADAR ERGENEKON BATAKLIĞINDA DEBELENECEKSİNİZ?

11 Şubat 2009

Ergenekon davası çerçevesinde ardı ardına ortaya çıkan belgeler, ifşaatlar, itiraflar Türkiye'nin darbeci çeteciler eliyle nasıl vahim bir hukuksuzluk denizinde yüzdüğünün açık bir göstergesi olmuştur. Gün geçmiyor ki, askeri ve sivil bürokrasinin desteğiyle hemen her kurumda köklü bir yapılanmaya gitmiş bu çete mensuplarının yeni icraatları, hukuksuzlukları açığa çıkmasın! İlginç olan ise her birisi bir dizi ismin istifasını gerektiren, yargılanmasını zorunlu kılan bu skandal nitelikli icraatlara ve itiraflara rağmen hala belli çevrelerin bu çeteci yapılanmaya bulaşmış zevatı ısrarla, inatla savunmaya devam etmesidir.

Son günlerde iki çarpıcı veri Ergenekon bataklığında çırpınan birilerinin nasıl da boğazlarına kadar pisliğe battığının belgesi olarak kamuoyunun önüne gelmiştir. Gerek Ergenekon sanığı Org. Levent Ersöz ile Çukurova Holding'in sahibi Mehmet Emin Karamehmet arasında yaşanan görüşmeler; gerekse de Ergenekon çetesinin yöneticisi sıfatıyla yargılanmakta olan emekli Jandarma Komutanı Org. Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur'un GATA beyin cerrahisi klinik şefi Kıdemli Albay Nusret Demircan ile diyalogu Ergenekon rezaletinin son perdesi olarak adlandırılmayı hak etmektedir.

Medyaya yansıyan ve kamuoyunun ayrıntısıyla vakıf olduğu bu görüşmelerin ayrıntılarını bir kenara bırakıp, net biçimde ortaya çıkan manzaraya baktığımızda şunu görüyoruz: Ergenekon zihniyeti ve yapılanması bu ülkede medyadan yargıya, barolardan askeri hastanelere kadar pek çok alan ve kurumu istila etmiştir. Ve hala hiç utanmadan, uslanmadan gerek medya ayağıyla, gerekse de askeri-sivil bürokratik uzantılarıyla çeteci zihniyet kendisini korumaya, mensuplarına sahip çıkmaya çalışmaktadır. Ergenekon'un korkunç bir bataklıktan farksız olduğunun açığa çıkmasına rağmen hala birileri bu bataklıkta debelenmeye devam etmektedirler.

Bu noktada eğer hala hukuktan bahsedebiliyorlarsa, ahlakilik anlamında bir kaygı taşınıyorsa herkesin konumunu netleştirmesi ve bir karar vermesi şarttır: Bu ülkenin, üst düzey paşaların iş takibi yaptığı; karşılığında medya patronlarını kendi programları doğrultusunda yönlendirdiği; GATA askeri hastanesinin tutuklu sanıklara isterlerse taburcu, isterlerse yatış kararı verebildiği, böylece gerektiğinde kaçmalarına imkan hazırladığı; baroların darbeci çetelerin hizmetine amade olduğu; mahkemelerin çete mensuplarına yakınlıklarına göre tasnif edildiği bir ülke, bir tür militarist bataklık olarak kalmasına razı mısınız, değil misiniz?

Yok, razı değiliz, diyorsanız, derhal gereğini yapın! Ergenekon çetesini medya aracılığıyla savunmaktan, yasal mevzuat demagojileriyle sahiplenmekten, sahte raporlarla kollamaktan, şaibeli kararlarla rahatlatmaktan vazgeçin! Ve öncelikle de içinize sinmiş, vicdanınızı köreltmiş darbeci zihniyetle hesaplaşın!

Hülya Şekerci

Özgür-Der Genel Başkanı