1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. Özgür-Der, Genelkurmay'dan Açıklama İstedi
Özgür-Der, Genelkurmaydan Açıklama İstedi

Özgür-Der, Genelkurmay'dan Açıklama İstedi

Genelkurmay, Ergenekon davası sürecinde yargı üzerinde baskı kurmaya devam ederken; son operasyonda tutuklanan Albay Cengiz Köylü hakkında ortaya çıkan belgeler de Genelkurmay’ın Ergenekon çete mensuplarına yaklaşımına dair ilginç ipuçları veriyor.

12 Ocak 2009 Pazartesi 15:17A+A-

"Genelkurmay'ın Ergenekon konusundaki tutumunun yol açtığı sorular sadece bazı emekli paşalara sahip çıkılmasıyla sınırlı değildir. Son operasyon acilen cevaplanmayı gerektiren çok ciddi başka sorular da doğurmuştur." diyen Özgür-Der, Ergenekon sanığı Albay Cengiz Köylü hakkındaki iddialarla ilgili Genelkurmay'ın kamuoyuna açıklama yapması gerektiğini bildirdi.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:

Ergenekon Sanığı Albay Cengiz Köylü Hakkındaki İddialara İlişkin Olarak

GENELKURMAY KAMUOYUNA AÇIKLAMA YAPMALIDIR!

12 Ocak 2009

Ergenekon operasyonunda 10. Dalga diye isimlendirilen gözaltılar ve ardından yaşanan gelişmelere ilişkin olarak askeri bürokrasinin tutumu Genelkurmay'ın Ergenekon olayının neresinde olduğuna ilişkin yeni sorulara yol açmıştır.

MGK eski Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç'ın da içlerinde bulunduğu kimisi emekli, kimisi muvazzaf ordu mensuplarının gözaltına alınmalarının ardından Genelkurmay adına sergilenen tutum yargının askerlerce baskı altına alınmaya çalışıldığı izlenimini güçlendirmiştir. Gece yarısına kadar süren toplantılar, ardından Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na iletilen rahatsızlık mesajları gibi görüntülerden savcılık ve mahkemenin etkilenme ihtimali her zaman kafalarda soru olarak kalacaktır. Nitekim Org. Tuncer Kılınç, Org. Kemal Yavuz ve Tümg. Erdal Şenel'in tutuklanmamış olmalarının gerçekten delil yetersizliğinin bir sonucu mu, yoksa baskıların gölgesinde verilmiş kararlar mı olduğu sorusu kamuoyunun zihninde belirginlik kazanmıştır. Bu noktada ortaya konan hareketliliğin yargı üzerine Genelkurmay'ın gölgesinin düşmesi şeklinde algılanması kaçınılmazdır.

Genelkurmay'ın Ergenekon konusundaki tutumunun yol açtığı sorular sadece bazı emekli paşalara sahip çıkılmasıyla sınırlı değildir. Son operasyon acilen cevaplanmayı gerektiren çok ciddi başka sorular da doğurmuştur.

Son operasyonda Kayseri'de gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Hava Personel Albay Cengiz Köylü hakkında ortaya çıkan belgeler Genelkurmay'ın Ergenekon çete mensuplarına yaklaşımına dair ilginç ipuçları vermektedir.

Medyaya yansıyan bilgilere göre, MİT 2005 yılında Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli altısı kurmay albay toplam 20 subayın Doğu Perinçek'le bağlantılı olarak "Karargah Evleri" adlı illegal bir oluşuma gittiklerini açığa çıkarmış ve konuyla ilgili düzenlediği raporunu Genelkurmay'a iletmiştir. MİT'in Genelkurmay'a gönderdiği, TSK içindeki İşçi Partisi ile irtibatlı darbeci örgütlenmeye ilişkin raporda adının geçmesine rağmen Albay Cengiz Köylü hakkında Genelkurmayca tam üç yıl boyunca hiçbir işlem yapılmamıştır. Ta ki gizli MİT raporunun Ergenekon davası kapsamında 21 Mart 2008'de basılan İP'in genel merkezinde ele geçirilmesinin ardından, 31 Mayıs 2008'de bir soruşturma başlatıldığı ifade edilmiştir. Ne var ki, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığınca yürütülen bu soruşturmada bugüne kadar en küçük bir ilerleme sağlanmamış ve Albay Cengiz Köylü ancak Ergenekon dosyasını takip eden İstanbul Savcılığınca geçtiğimiz hafta gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştır.

En sıradan ithamlarla, suçlamalarla; delilsiz, yargısız bir biçimde; çoğu zaman sadece namaz kıldığı ve eşinin başı örtülü olduğu için YAŞ kararlarıyla her yıl düzenli aralıklarla onlarca subay ve astsubayı ordudan atan bir mekanizmanın, darbeci örgütlenme içinde olduğu MİT raporuyla iddia edilen bir mensubu hakkında tam 3 yıl hiçbir işlem yapmaması ilginçtir. Aynı şekilde Genelkurmayca askeri savcılığa sevk edilmesi ve burada soruşturmaya konu olması gerekirken, sümen altı edilen ilgili MİT raporunun İP genel merkezine yapılan polis baskınında ele geçirilmesi de dikkat çekicidir. Yine bu tarihten itibaren de yaklaşık 10 ay geçmesine rağmen darbeci örgütlenme içinde kilit konumda bir isim olduğu iddia edilen Albay Cengiz Köylü'nün hiçbir şey olmamış gibi görevine devam etmesi de son derece çarpıcıdır.

Anlaşılan o ki, Ergenekon Savcısı konunun üzerine gitmemiş olsa mezkûr Albay görevini daha uzun yıllar sürdürecekti! Ne zamana kadar? Herhalde amaçlarını gerçekleştirip darbe teşebbüsünü icraya dökene kadar!

Ergenekon operasyonları neticesinde ortaya çıkan bu manzara tek kelimeyle vahimdir. Genelkurmay acilen konuya açıklık getirmeli ve darbeci örgütlenmeye göz yumulduğuna dair iddiaları cevaplamalıdır!

ÖZGÜR-DER