1. HABERLER

  2. HABER

  3. MEDYA

  4. Ahmet Hakan Coştu: Yiğit İslamcı Severim!
Ahmet Hakan Coştu: Yiğit İslamcı Severim!

Ahmet Hakan Coştu: Yiğit İslamcı Severim!

Ahmet Hakan Coşkun, yazarı olduğu Hürriyet’te zaman zaman zırvalıklarını okuyucularıyla paylaşıyor. Pek kale almaya değer bulmasak da bugünkü yazısındaki tutarsızlıklara sessiz kalmak istemedik.

02 Kasım 2009 Pazartesi 11:46A+A-

"Baktım, bizim İslami kesimin bilinen bütün radikalleri bir araya gelip korsan eylem koymuşlar." diye başlıyor "Ben İslamcının yiğidini severim" başlıklı yazısına Ahmet Hakan. Bu giriş cümlesindeki istihzayı bir kenara bıraksak dahi neresinden tutsak elimizde kalıyor. "Korsan eylem" ifadesiyle hukuki mevzuat cahili olduğunu ortaya koyan Coşkun, devam eden "Özgür-Der, Mazlum-Der, Memur-Sen, Hak-İş, Vakit falan... Hepsi orada..." cümlesiyle de ne kadar ezberden konuştuğunu ortaya koyuyor. Oysaki biraz zahmet edip de birçok sitede yer alan haberdeki basın bildirisinin altındaki imzalara baksaydı, bu yanlışı yapmayacaktı.

Gelelim yazının tutarsızlıklarla dolu içeriğine…

Her zaman darbecilerin yanında yer alan Hürriyet'ten maaşını alsa da kendini "Yıllardır cuntalardan ve darbecilerden nefret etmiş biri" olarak niteliyor Ahmet Hakan. "Beyazıt'taki az riskli cuma eylemleri"nde bile ufaktan da olsa galeyana kapılan kendisinin, yağmur altında yapılan şu "Cuntaya hayır" eylemine karşı neden hiç heyecan duyamadığını sorguluyor. Aslında bunun cevabı çok açık da, Ahmet Hakan, suçu eylemcilerin geçmişlerinde aramayı tercih ediyor. Neymiş: "İslamcı delikanlılar" 12 Eylül karşısında suskun kalmışlar! İslami kesimin önemli isimleri, cuntanın ideolojisi olan "Türk - İslam Sentezi"nin "İslam" bölümüne sığınıp, "daha fazla imam-hatip / daha fazla Kuran kursu" açılmasını sağlamakla meşgulmüşler... Mamak zindanlarında solcular ve sağcılar işkenceden geçiriliyormuş, anaları ağlatılıyormuş... Ama İslamcılarda "tık" yokmuş! Önemli olan geleceğe yatırım yapmakmış...  "Cunta"yla papaz olup maceraya atılmak yerine "Cunta"nın sağlayabileceği imkanlardan azami ölçüde faydalanmak, o zamanlar çok daha "rasyonel" bulunuyormuş...

Ahmet Hakan coştu ya, durmak bilmiyor ve sözü 28 Şubat'a da getiriyor: "Hiç ayırt edilmeksizin bütün bir İslami kesimin hedef tahtasına oturtulduğu 28 Şubat günlerinde ne oldu? Ellerine 'CUNTAYA HAYIR - DARBECİLER YARGILANSIN' pankartı alıp sokaklara döküldü mü İslamcılar? Gazetelerinde ve televizyonlarında bugünküne benzer bir cevvaliyet söz konusu oldu mu?..."

Ve hüküm de veriliyor Ahmet Hakan'ın kaleminden: "Ortada en ufak bir risk yokken... 'CUNTAYA HAYIR - DARBECİLER YARGILANSIN' diye pankart taşıyıp eylem koymak çok kolay ve çok ucuz bir tavır gibi geliyor bana... Sıkıysa sonucunda işkence altında inletilmenin garanti olduğu günlerde bu pankartı taşıyacaksın... Hayatının karartılmasını göze alarak taşıyacaksın o pankartları... Sen 12 Eylül'de Mamak zindanının önünde en gür seda ile haykırdın mı? Sen 28 Şubat'ta Çevik Bir'e posta koydun mu? 'Kazıklı Voyvoda'ya yakışır tehditler ortada dolaşırken direnişe geçmeyi başardın mı? Şimdi almışsın Başbakan'ı, hükümeti, bakanları, yargıyı, medyayı, kanaat önderlerini arkana eylem koyuyorsun... Kekremsi duygularımın nedeni budur..."

Adama sormazlar mı Sayın Coşkun, bugüne kadar sen nasıl bir pratik koydun da ortaya, bu yapılanlar seni hiç heyecanlandırmıyor? Sakın ola, bunun arkasında, rızkını yediğin güruha nankörlük etme kaygısı olmasın!? 28 Şubat da "Cuntaya Hayır" pankartları yokmuş öyle mi? Kanal 7'de anahaberleri sunarken gözlerin kör mü sunuyordun? Hadi görmüyordun kulakların da mı duymuyordu? Yaptığın haberlerin arşivine bir göz ataydın ya, bunları yazmadan. Sıcak koltuğunda, hiçbir çaba sarf etmeksizin ileri geri konuşmanın rahatlığı varken ne diye uğraşacaksın, değil mi? Arzu edersen yazının girişinde ismini andığın Özgür-Der'in Şahitlik albümüne, Mazlumder'in 28 Şubat Fotoğrafları Belgesi'ne ve Vakit'in de manşetlerine bakıver azıcık. Darbeye karşı direniş çağrılarından ötürü birçok sayısı toplatılan, cezalandırılan, yazarları yargılanan Haksöz dergisi de o zamanlar adresine gönderilmiyor muydu? Hiç mi açıp şöyle kapağına da olsa bakmadın? Ortada risk varken kimler susmuş, o zaman açıkla!

Ya 12 Eylül… Bizzat senin hayranlıkla yazılarını okuduğun nice "İslamcı" neden hala yurtdışında sürgün hayatı yaşıyor bilmiyor olamazsın herhalde! Ülkenin tam bir askeri diktatörlüğe çevrildiği ve birçok Müslümanın da işkencelerden geçirildiği o süreçte peki, kim "Cuntaya Hayır!" diye pankart açmıştı? Öyleyse bugün de susalım, öyle mi? Tabi almışsın arkana askeri, "yüksek yargı"yı, apoletli medyayı böyle yazarsın ancak… Hiç olmazsa azıcık dürüst ve samimi olsan…

HAKSÖZ-HABER


Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısının tamamı:

Ben İslamcının yiğidini severim

Ahmet HAKAN / Hürriyet

BAKTIM, bizim İslami kesimin bilinen bütün radikalleri bir araya gelip korsan eylem koymuşlar.

Özgür-Der, Mazlum-Der, Memur-Sen, Hak-İş, Vakit falan... Hepsi orada...

Yağmur altında... Ellerinde pankartlarla... Koymuşlar eylemi...

Koskocaman bir de afiş hazırlamışlar...

Bağıran harflerle şöyle yazıyor afişte: "CUNTAYA HAYIR"

Altında da bir talep cümlesi yer alıyor: "DARBECİLER YARGILANSIN"

Ne güzel değil mi?

* * *

Yıllardır cuntalardan ve darbecilerden nefret etmiş benim gibi birinin...

Bu "eylem" nedeniyle acayip heyecanlanması, bu bilinçli tavırları nedeniyle İslamcıların nur yüzlerini ve gül cemallerini pek bir beğenmesi gerekmez mi?

Ama hayır!

İçimde acayip "kekremsi" bir duygu... Olmuyor, olamıyor...

Eskiden Beyazıt'taki az riskli "cuma eylemleri"nde bile ufaktan da olsa galeyana kapılan ben, yağmur altında yapılan şu "Cuntaya hayır" eylemi karşısında, ne en küçük bir heyecan duyabiliyorum, ne de "Keşke orada olaydım" falan diyebiliyorum...

* * *

Çünkü...

Aklıma 12 Eylül geliyor...

O günlerde istisnai dik duruşları bir tarafa bırakırsak...

İslamcı delikanlılar, "Cuntaya hayır - Darbeciler yargılansın" konulu korsan eylemler attırmıyorlardı...

Bunun yerine İslami kesimin önemli isimleri, cuntanın ideolojisi olan "Türk - İslam Sentezi"nin "İslam" bölümüne sığınıp, "daha fazla imam-hatip / daha fazla Kuran kursu" açılmasını sağlamakla meşguldüler...

Mamak zindanlarında solcular ve sağcılar işkenceden geçiriliyormuş, anaları ağlatılıyormuş...

Ne gam!

Önemli olan geleceğe yatırım yapmaktı... 

"Cunta"yla papaz olup maceraya atılmak yerine "Cunta"nın sağlayabileceği imkanlardan azami ölçüde faydalanmak, o zamanlar çok daha "rasyonel" bulunuyordu...

* * *

Hadi 12 Eylül, direkt olarak İslamcıları değil de sokakta kavgaya tutuşmuş solcu ve sağcıları hedef alıyordu...

Bizim memlekette de "Bir yumruk seni hedef almıyorsa salla gitsin" diye bir adet vardı...

Ve İslamcılar da o dönem bu geleneğe uyuyorlardı...

Peki ya 28 Şubat?

Sincan'dan tankların geçirildiği... Kebapçıların bile fişlendiği... Demir yumruğun gölgesinin hissedildiği... Yargının siyasileştirildiği... Partilerin kapatıldığı... Bir tiyatro oyunu yüzünden insanlara 25 yıl ceza verildiği... Andıç adı altında iftiraların atıldığı...

Kısacası...

Ilımlısı, radikali, yumuşağı, serti...

Hiç ayırt edilmeksizin bütün bir İslami kesimin hedef tahtasına oturtulduğu 28 Şubat günlerinde ne oldu?

Ellerine "CUNTAYA HAYIR - DARBECİLER YARGILANSIN" pankartı alıp sokaklara döküldü mü İslamcılar?

Gazetelerinde ve televizyonlarında bugünküne benzer bir cevvaliyet söz konusu oldu mu?

Siyasileri direnişe mi geçtiler, yoksa hizaya mı?

"Alın bütün okullarımın anahtarlarını da beni rahat bırakın" şeklinde teslimiyet belgelerine imza atılmadı mı?

* * *

Şunu demek istiyorum:

Ortada en ufak bir risk yokken...

"CUNTAYA HAYIR - DARBECİLER YARGILANSIN" diye pankart taşıyıp eylem koymak çok kolay ve çok ucuz bir tavır gibi geliyor bana...

Sıkıysa sonucunda işkence altında inletilmenin garanti olduğu günlerde bu pankartı taşıyacaksın...

Hayatının karartılmasını göze alarak taşıyacaksın o pankartları...

Sen 12 Eylül'de Mamak zindanının önünde en gür seda ile haykırdın mı?

Sen 28 Şubat'ta Çevik Bir'e posta koydun mu?

"Kazıklı Voyvoda"ya yakışır tehditler ortada dolaşırken direnişe geçmeyi başardın mı?

Şimdi almışsın Başbakan'ı, hükümeti, bakanları, yargıyı, medyayı, kanaat önderlerini arkana eylem koyuyorsun...

Kekremsi duygularımın nedeni budur...

[email protected]


İlgili Haberlerimiz:

Özgür-Der: "Ahmet Hakan Coşkun'a Sadece Acıyoruz!"