1. YAZARLAR

  2. Eser Karakaş

  3. ‘Nah girerler’e ihsas-ı eyvallah
Eser Karakaş

Eser Karakaş

Yazarın Tüm Yazıları >

‘Nah girerler’e ihsas-ı eyvallah

22 Şubat 2010 Pazartesi 00:19A+A-

Çok uzağa gitmeye gerek yok. CMK 250’de değişiklik (askerlerin sivil yargı önünde yargılanması) yapıldığı zaman CHP asli işlevini yerine getirdi ve bu değişikliği Anayasa Mahkemesi’ne götürdü.

Hemen arkasından da Yargıtay Genel Başkanı Sayın Hasan Gerçeker konuya ilişkin görüşünü ifade etti ve bu değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti.

Geçen hafta yaşadığımız ve hala süren yargı krizinde de Yargıtay Başkanı Sayın Hasan Gerçeker HSYK’nın tasarrufu ile görüşünü ifade etti; kendisine yöneltilen “ihsas-ı rey” suçlamalarına da “ihsas-ı rey”in ne olduğunu biz biliriz, kanunları açsınlar okusunlar mealinde bir cevap verdi.

Açıkça söyleyeyim, bendeniz, yüksek yargı organları mensuplarının önlerindeki ya da önlerine gelme ihtimali olan dosyalar dışında görüş açıklamalarına karşı değilim; bu konularda yüksek yargıçlar görüşlerini söylemeyecekler de kim söyleyecek?

ANCAK, bu görüş belirtme meselesinde bir tutarlılık, bir düzey gerekiyor.

Cuma akşamı internet sitelerine düşen bir ses kaydından Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ’un küçük bir gruba yaptığını düşündüğüm bir konuşmasına tanık olduk; küçük, mahrem ve informel bir grup olduğunu düşünüyorum zira Sayın Başbuğ gibi kibar birisinin resmi, formel bir toplantıda “nah girerlerdi” gibi bir ifade kullanmayacağını düşünüyorum.

Sayın Başbuğ’un “onay vermese idim nah girerlerdi” dediği yer kozmik oda diye bilinen malum oda; bu odada bir hakim, ve üstelik bir mahkeme kararıyla, sınırlı bir arama gerçekleştiriyor.

Tekrar ediyorum, bu arama bir mahkeme kararıyla oluyor ve Anayasa’nın 138. maddesi çok net olarak mahkeme kararlarının tüm devleti, yasama ve yürütme organlarını, idareyi bağladığını yazıyor, kararların uygulanmasının geciktirilemeyeceğini ifade ediyor.  

Bilebildiğim kadarıyla TSK’da, yürütmenin, idarenin bir parçası.

Ve Genelkurmay Başkanı, bu ses kaydında, ben onay vermese idim, o odaya “nah girerlerdi” diyebiliyor.

Anayasa’nın temel ilkeleriyle bu kadar çelişen bir ifade kullanan bir yüksek memur, Genelkurmay Başkanı hemen görevinden alınmalıdır; bu yürütme erkinin temel sorumluluğudur.

Ama, CMK 250’de, HSYK tasarrufunda ve başka konularda görüş belirten Yargıtay Başkanı’nı bir mahkeme kararının uygulanması konusunda “ben onay vermesem nah girerlerdi” demesi karşısında şu ana kadar bir görüş belirtemiyor.

İhsas-ı rey değil ama askere “nah girerler” konusunda ihsas-ı eyvallah’da bulunuyor; gerçekten çok acıklı.

Bu acıklı durum ve bu düzey sadece Yargıtay Başkanı için de geçerli değil.

Bu kozmik oda konusu gündemde iken, görevli hakimin bir mahkeme kararıyla odada arama yapmasını bir kısım köşe yazarı MAALESEF Sayın Başbuğ’un demokrasiye ve hukuka bağlılığı ile açıkladı.

Atatürk Cumhuriyeti’nde ne zamandan beri bir mahkeme kararının uygulanması bir askerin demokratlığına bağlı oluyor? (belki en başından beri)  

Bir mahkeme kararının uygulanması kimsenin iznine konu olamaz, bunu böyle gösterenler ya Anayasa’nın 138. maddesini bilmiyorlar, yani kara cahiller ya da ahlaksızlar.

Ahlaksız ifadesini rastgele kullanmıyorum; bir gazetede köşe yazısı yazabilen birinin mahkeme kararlarının bağlayıcılığını bilmemesi düşünülemez. Bu kararın uygulanmasını bir askerin demokratlığı ile ilişkilendirenler aslında 2010 Türkiye’sinde askerin yasaların, mahkeme kararlarının üzerinde olduğunu, isterse uygulayacağını, istemezse de uygulamayacağını ifade etmektedirler.

Ve bu köşe yazarları aynı zamanda çağdaşlık, muasır medeniyet kelimelerini dillerinden düşürmemektedirler; işte ahlaksızlığın şahikası budur.

“Nah girerler idi”ye bütün bir sözde çağdaş ve ilerici kesim “ihsas-ı eyvallah”da bulunmaktadır.

STAR

YAZIYA YORUM KAT