Son seçimlerden sonra, İran’daki muhalif hareket sadece Musavi taraftarlarına ait bir iç hareket olmaktan çıktı... Seçimlere itiraz konusu sadece İran’ın bir iç meselesi değil artık.

Başta Amerika ve İsrail olmak üzere Avrupa basını da son olayları yakından izliyor. Bölgedeki tanıdık gazetecilerin gruplara attığı mail trafiğini okudukça, İran’da sanki karşı devrim yaşandığını düşünüyor insan...

Her gün Musavi taraftarı yüzlerce yeni site kuruluyor internet üzerinden... Ne ki; Musavi taraftarı olan bu siteler, sadece Ahmedinijad aleyhtarı da değil, İran’daki yönetsel rejime karşı olduklarını da beyan ediyorlar. Yani aynı karede, hem Musavi hem de İran İslâm Cumhuriyeti karşıtlığı var... Musavi’nin hiç de tercih edeceğini düşünmediğim bir buluşmadır bu... Ve savaş günlerinde ülkesini en zor günlerden geçirmeyi bilmiş sabırlı bir politikacının, hakkında yürütülen bu dezenformasyon kampanyasını en kısa zamanda bozacağına da inanıyorum.

İsrailli Netanyahu, Musavi’yi ve taraftarlarını selamladı. Tam da zamanında gelen bu selam, Musavi hareketi için destek değil nefret anlamı taşıyor. Sinirler iyice geriliyor. Yani gösterilmek istendiği gibi Musavi hakikaten Devrim karşıtı bir değişim yaşamış mıdır?

Gerçi hayat çok hızla değişiyor.

Yani İran Devrimi’nin efsanevi lideri Humeyni’nin çekirdek kadrosundan ve ilk başbakanlarından Musavi’nin yaşadığı öz yaşam hikayesi, değişen genel şartların eşliğinde, yerini ve karesini değiştirmek istiyordur. Bilmiyorum. Bazen insan eski fotoğraflarının ağır bir yüke dönüştüğünü hisseder. Musavi için Humeyni’nin yanındaki devrim fotoğrafları mı daha ağır bir yüktür? Yoksa seçim sonrası boykotlarla başlayıp artık bir iç mesele olmaktan çıkarak, devrim karşıtı bir kareye yerleştirilen son fotoğrafları mı?

Cevap ne olursa olsun, Musavi ve eşi Zehra Rahnevard için çok ağır imtihan günleri olsa gerek... Çünkü iş çığrından çıkıyor giderek. Yani İran’dan baktığınızda belki okunamayabilir ama dışarıdan baktığınızda Musavi ve eşine devrim karşıtlığı görevi çoktan verilmiştir. Bu elbette İran karşıtlarının tertip ettiği haksız ve sanal bir görüntüdür. Ama İran’ın dışındakiler olarak hepimiz işte bu üretilmiş bilgiye maruzuz: Musavi ve taraftarları, İran Devrimi’ni bitirecektir...

Bunun Musavi gibi bir siyasi lider için feci bir şok olduğu kanaatindeyim. Yani hayatınızı bir inanç uğruna yaşadıktan sonra bunca yıl, savaş günlerinin en ağır ve zorlu günlerinde ülkenizi yönettikten sonra, geldiğiniz nokta dış basın ve iç sözcüleriniz ağzıyla niçin Devrim karşıtlığı olsun? Feci bir sınav Musavi için...

Sadece Musavi’nin sınavı değil.

İran halkının İranlılığa dair geliştirdiği geleneksel aidiyetçi söylemin de sınavı aynı zamanda... Çünkü İran, Amerikan kuklası Şah zamanında bile kendi politik dilini, kültürel özgüveni üzerine kurabilen bir yapıdaydı. Devrimin dahi, bu aidiyet duygusundan güç aldığını düşünürüm her zaman... Peki bugünkü iç muhaliflerin, Batı’dan destek almaya endekslenmiş kolaycı dilini nereye oturtacağız? Yani bu çok göze batan Batı destekli muhalefet dilini, sahih bir özeleştiri dili olarak kabul etmek kolay değil...

Musavi’nin ve muhaliflerin işini kolaylaştıracağı düşünülen bu açık ve görgüsüzce devam eden Batı desteği, ne yazık ki ilkin onların işini zora koşuyor. İçeride ve dışarıda Musavi ve taraftarlarından ciddi bir özeleştiri metni dinleme ümidinde olanlar, dışarıdan yükselen Batı volümlü hormonlu destek karşısında çekinceye düşüyorlar. Musavi taraftarlığının içi boşaltılıp, devrim hatta İslâm karşıtlığına kadar götürülüyor iş...

Musavi taraftarı sitelerin anketlerine koydukları sorular bile, Musavi’nin kuyusunu kazmaya yetecek cinsten... Serbest cinsel ilişki, serbest içki alım satımı, içkili doğum günü partileri, dans yarışmaları gibi tartışma odaları olan bu sitelere baktığınızda, Musavi gibi bir lider için ne kadar büyük bir haksızlık yaşandığını bir kere daha görüyorsunuz...

Yani Musavi bu mudur, özeleştiri diye getirdiği getireceği bu mudur? Sadece cinsel ilişki, kadınların kıyafeti ve içki konusundaki yasakları kaldırması beklenen bir lider midir Musavi?

Musavi’nin kendisi hakkında türetilen güya destek manşetli bu dezenformasyondan ne kadar haberi vardır bilemeyiz... Ama hiç olmazsa meydana çıkıp veya bir basın bildirisi aracılığıyla kendisi ve eleştirel söylemi hakkında tüm dünyayı aydınlatmalıdır. Yoksa hakkında giderek büyütülen resim, İran İslâm Devrimi karşıtlığı ve hatta daha da kötüsü, İslâm karşıtlığıdır... Bu ağır sınavdan yüzlerinin akıyla çıkmalarını dilerim...

VAKİT