1. YAZARLAR

  2. Mehmet Altan

  3. Kürt ve Alevi: Çifte kavrulmuş acı
Mehmet Altan

Mehmet Altan

Yazarın Tüm Yazıları >

Kürt ve Alevi: Çifte kavrulmuş acı

06 Kasım 2009 Cuma 04:25A+A-

Şair Cemal Süreya 1931’de Pülümür’de doğdu. 1938’de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik’e sürgün edildi.

Cemal Süreya 38 Sürgünü’nü bir şiirinde şöyle anlatıyor...

Bizi kamyona doldurdular.  Tüfekli iki erin nezaretinde.

Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular.

Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar.

Tarih öncesi köpekler havlıyordu”...

***

1935 yılında Dersim adı Tunceli olarak değiştirildi.

Gene aynı yıl “2884 sayılı Tunceli Vilayeti’nin İdaresi Hakkında Kanun” çıkarıldı.

Buna göre Tunceli iline bir askerî vali atanacaktı. Aynı zamanda dördüncü genel müfettiş sıfatını alan ve vali olarak atanan General Abdullah Alpdoğan’ın geniş yönetsel, askeri ve yargısal yetkileri vardı.

Düzeni sağlamak ve güvenlik açısından gerekli gördüğü durumlarda ilde yaşayan kişileri ve aileleri, il sınırları içinde bir yerden bir başka yere göndermeye ve il sınırları içinde oturmalarını yasaklamaya da yetkiliydi.

Yasanın uygulanmaya başlamasıyla 1937 yılı başlarında yeni olaylar çıktı.

Ayaklanma 20-21 Mart gecesi Harçik köprüsünün yıkılması ve köprüyle Kahnut bucağı arasındaki telefon hattının kesilmesiyle başladı.

Ayaklanmaya yaklaşık altı bin kişilik bir grup katıldı.

Olayların genişlemesi üzerine General Abdullah Alpdoğan komutasında başlatılan askeri harekât, 13 Eylül 1937’de sona erdi.

Ayaklanmayı bastıran bu askeri harekât, Dersim Harekâtı olarak anılır.

Ayaklanmanın lideri Seyit Rıza ile altı kişi idam edildi, çok sayıda ayaklanmacı hapis cezasına çarptırıldı, yöre halkının bir kısmı başka illere gönderildi.

***

Tarihe “1938 Dersim İsyanı” olarak geçen olayların ardından İsmet İnönü Hükümeti’nce başlatılan “zorunlu iskân” uygulamasının tarihi belgeleri geçenlerde yayımlandı.

Yazar Hüseyin Aygün’ün kaleme aldığı “Dersim 1938 ve Zorunlu İskân” adlı kitapta yayımlanan ve dönemin İskân Müdürü Dr. Reşat Tanyeri’nin kişisel arşivinden alınan belgelere göre, Batı’ya yaklaşık 12 bin kişinin göç ettirildiği görülüyor.

***

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün Tunceli’deydi.

Tunceli’yi en son ziyaret eden Cumhurbaşkanı Turgut Özal olmuş... Buraya 19 yıl önce gitmiş.

Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in gitmediği Tunceli’ye 1983’te 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren gitmiş.

Bir de Mustafa Kemal Atatürk’ün Tunceli’nin Pertek ilçesine yaptığı ziyaret var.

Listeden de anlaşılacağı gibi Tunceli biraz “uzak” bir ilimiz gibi...

Edirne ile Hakkâri’nin, Sinop ile Mersin’in, Kayseri ile Tunceli’nin hiçbir farkının olmadığını belirterek, “hepsi de çok aziz vatan topraklarıdır ve her yerde yaşayan insanlar da bu ülkenin birinci sınıf, en asil vatandaşlarıdır” diyen Gül, uzun bir zamandan sonra Tunceli’yi ziyaret eden bir Cumhurbaşkanı olmanın gururunu yaşadığını belirtmiş.

Ayrıca...

Gül, “tüm bölgelerimizin kendine has özellikleri olduğu gibi Tunceli’mizin de kendine has özellikleri vardır. Bu hususa kültürel bakımdan baktığımızda Alevi kültürünün yaşadığı, Alevi vatandaşlarımızın olduğu ve bu anlamda kültürel zenginlikleriyle, farklılıklarıyla değer katan bir ilimizdir. Böyle bir ilimizde bulunmanın mutluluğunu yaşıyorum” diye konuşmuş.

Mezhepsel olarak Tunceli’nin yüzde 95’i Alevi, yüzde 5’i ise Sünni...

Hükümetin “Alevi açılımına” ilişkin çalışmaları sürerken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyareti de açılıma destek niteliğinde.

Nitekim Gül’ün Hacı Bektaş Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği Cemevi’ne gitmesi, burada değerlendirmeler yapması da bunu doğruluyor.

***

Türkiye’nin en az nüfusa sahip ili olan Tunceli’nin en büyük sorunu ise işsizlik...

Nitekim dün de, kalabalığın Abdullah Gül’den ortak isteği “iş” oldu.

2009 yılındayız...

“Türk, Müslüman ve Sünni” olmayanın vatandaş sayılmadığı ülkemizde...

Tunceli hem Kürt, hem Alevi hem de alabildiğine işsiz.

Ve kente 19 yıl sonra ilk kez bir Cumhurbaşkanı gelmekte...

***

Ve kısacası o “mahur” yanık türkü hala delip geçiyor:

“Dersim’in içinde vurdular beni ölem ölem

yaralar kanıyor ciğerim yanar

bacılar, gelinler bu hala ağlar ölem ölem

vurma çavuş vurma ben yaralıyam

anamın, babamın, yalın birtanesiyem

Dersim’in içinde nazlı yar ağlar ölem ölem

vurulmuş yatarım her yanım kanar”...

STAR

YAZIYA YORUM KAT

2 Yorum