1. YAZARLAR

  2. Hüseyin Öztürk

  3. Kurban Bağışı mı Borsa Yarışı mı?
Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Yazarın Tüm Yazıları >

Kurban Bağışı mı Borsa Yarışı mı?

25 Kasım 2009 Çarşamba 15:23A+A-

İbadette esas olan, “vicdan rahatlığı ve kalp huzurudur”. Kişi yaptığı ibadetinde nefsi bütün emarelerinden kurtulmuş, ön yargı ve peşin hükümlerinin tesiri altında kalmadan vazifesini yerine getirmişse mesele yoktur. Allah kabul etsin. Amin.

Kurban bağışları ne yazık ki borsaya dönüştü. Kurban mefhumu özünden koparılarak rant yarışına kurban edilir oldu. İbadet olmaktan çok, adet haline gelmeye, İslâmi çerçeveden çıkıp, tamamen kişi ya da kişilerin dünyevi düşüncelerine göre şekillenmeye başladı.

Belli çevreler zaten böyle istiyordu. Müslüman olmanın ve Müslümanca yaşamanın ne demek olduğunu anlamayanlar, Müslüman olanların ve Müslümanca yaşamak isteyenlerin ibadetlerine set çekmeyi, kendilerine vazife edindikleri için kurban ibadetini manasından uzaklaştırarak ellerinden geleni yapmak istediler ve netice de aldılar sayılır.

Gazetelerde, televizyonlarda ve internet sitelerinde onlarca kurban bağışı toplayan dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşlarına rastladık. İçlerinde elbette bu işi tam bir ibadet anlayışında yapan dernekler var ama bir kısmı, kurbandan da İslâm’dan da uzak derneklerdi.

Çalışmalarını, hizmetlerini yakından takip ettiğim ve bildiğim, “Kimse Yok mu,” “Deniz Feneri” ve “İHH” gibi sivil toplum kuruluşları, bugüne kadar kurban bağışlarını bütünüyle İslâmi usullere göre yerine getirmiş derneklerdir. Belki birkaç tane daha böyle samimi kuruluş vardır ama tanımadığım ve bilmediğim için onların adını zikredemiyorum.

Yalnız bazı sivil toplum kuruluşları var ki, yılbaşlarında veya başka kutlama günlerinde rakıları sular seller gibi akıtan, her fırsatta dini bütün ritüellere karşı çıkan, kurban dışında herhangi bir maddi varlık bile bağışlandığında teşekkür ederken içinde; “Allah, Maaşallah, Şükür, Elhamdülillah, Allah rızası” gibi ifadelere tahammül edemeyen ve zikretmeyen büyük büyük dernekler de bağış toplar oldular.

Dünyanın her yerinde kurban fiyatları değişiktir. Bırakın dünyayı, Türkiye’mizin her yöresinde bile kurban fiyatları farklılaşır. Erzurum’daki bir koyunun fiyatı ile Edirne’deki bir koyunun fiyatı aynı olamaz. Çankırı’daki bir dananın fiyatı ile Hakkari’deki dananın fiyatının aynı olması beklenemez.

Bu sebeple, güvenilir dernekler üç aşağı beş yukarı ortalama bir fiyat belirleyip, kurban bağışlarını 280 ila 330 TL arasında tespit etmişler. Türkiye ortalamasını aldığımızda bu fiyatlar normaldir. Ama bu rakamların yukarısında veya aşağısında fiyatlarla kurbanlık almak mümkün değildir. Mesela 175 TL’ye kurban alacağını iddia eden dernekler vardı.

Bu ve benzeri fiyatlarla kurban bağışı toplayan derneklere baktığımızda da insanın; “Bunlar da nereden çıktı” diyesi geliyor. Camide görmeyiz, dini gün ve bayramlarda buluşmayız. Dini söylemlerine rastlamayız. Din ve diyanet denildiğinde, kulaç kulaç kaçan bazı çevreler, kurban paralarının üzerine oturmak için kıyasıya kurban bağışı topladılar.

Hani bir zamanlar ünlü bir hatun vardı. “Hem konyağımı içerim hem de Kabe’ye giderim” diyordu. İşte o dernekler veya kuruluşlar, aynı mantıkla hareket ediyorlar. Bir insan ya konyak içmenin gerekliliğine inanır ya da Kabe’de ibadet etmeye. İkisinin bir arada bulunmayacağını her aklı başında Müslüman bilir.

Sonra kurban parasını verip geri çekilmek kolaycılıktır. Kişiler bağışladığı kurbanın nerelerde ve nasıl kesildiğini bilmelidir. “İHH,” “Kimse Yok mu” ve “Deniz Feneri’ne” bağışlanan kurbanların akıbeti sorulabilir ve istedikleri netice alınabilir. Kimin bağışının nereye gittiği ve kimlere verildiği bilgi ve belgelerde mevcuttur. Üstelik kellesinden derisine kadar nasıl dağıtıldığının detayları şahitli ispatlı kayıt altındadır.

Tekrar edeyim, isimlerini yazdığım dernekler dışında belki aynı titizlikle hareket eden dernekler ve sivil toplum kuruluşları vardır. Onların çalışmalarını bilmediğim için güvenilmez kategorisine sokmak istemiyorum. Bildiklerimin ismini yazıyorum.

Kısacası anlatmak istediğim, “Yılın 361 günü” hiç dinle diyanetle ilgisi olmayan, sadece “dört gün” süren Kurban Bayramı’nda ortaya çıkıp, diğer zamanlarda dini vecibelerle ilgileri kurulduğu zaman bile rahatsız olan derneklerdir. Kurban bağışı için borsa mantığı ile halkımızın dini duygu ve düşüncelerini sömürenlere dikkat çekmek istedim.

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT