1. YAZARLAR

  2. Serdar Arseven

  3. “Kritik” MGK toplantısının ayrıntıları Niçin “kritik”?
Serdar Arseven

Serdar Arseven

Yazarın Tüm Yazıları >

“Kritik” MGK toplantısının ayrıntıları Niçin “kritik”?

02 Temmuz 2009 Perşembe 01:36A+A-

Asker Avrupa Birliği sürecini (şeksiz şüphesiz) desteklediğini her vesileyle ilan etmiyor mu?..

Bugüne kadar Avrupa Birliği’ne karşı olduğunu dile getiren Genelkurmay Başkanı olmadığına göre…

Ve Genelkurmay Başkanlarının “birilerinden çekindikleri için” böyle yaptıkları iddia edilemeyeceğine göre…

İnanmaya çalışmak lazım;

Asker, AB taraftarıdır!..

Avrupa Birliği de asker kişilerin, askerlikle ilgili olmayan fiillerinden dolayı “sivil mahkemede” yargılanmasını istemektedir.

Hükümetin yaptığı, askerin de “destek verdiği” AB sürecine “katkıda” bulunmaktan ibarettir.

Böyle bir meseleden dolayı MGK toplantısı niçin kritik hale gelsin?

Laf!..

Dolayısıyla ben “kritik” bir toplantının arka plânını yazmayacağım.

Sıradan bir toplantı.

Meclis bir düzenleme çıkarıyor, bu düzenlemeden etkilenecek askerler de olması gereken yerde endişelerini dile getiriyor.

Bir toplantının “kritik” addedilebilmesi için ortaya radikal sonuçlar çıkarabilme potansiyeline sahip olması lazım.

Bu toplantıdan ne gibi bir sonuç çıkabilecekti ki?

Alternatifi olmayan hükümet, devrilme sürecine mi girecekti?

Birileri birilerinin kafasına anayasa kitapçığı mı fırlatacaktı?

Artık alışmak lazım.

Bundan sonraki MGK’lar da tıpkı önceki günkü gibi “olağan” olacak.

MGK TOPLANTISI VE POZİSYONLAR

Genelkurmay Başkanı, “kişisel” olarak AB’nin taleplerine karşı olmamakla birlikte…

“Askerin sivilde yargılanmasına” karşı çıkıyor…

Zira;

Askeriyeden az çok haber alabilen her meslektaşımın hemen fark edeceği gibi “taban”da bir sıkıntı var…

“Kışkırtıcı” gazetelerden ve dar çevrelerinden beslenen bazı “askerler”, sürecin Ordu’yu fiilen tasfiye etmeyi hedeflediğini zannediyorlar…

Genelkurmay Başkanı’nın yaptığı, “tabandan” gelen bu sesleri “yukarı”ya taşımak…

Önceki günkü MGK toplantısından “sızanlar”; Başbuğ’un bu rahatsızlığı, “rahatsızlık” kelimesini “bir kez” kullanarak dile getirdiği yönünde..

Ve bunun yanı sıra…

Dengeleyici olarak;

“Hukuka aykırı” faaliyetler içinde olan meslektaşlarını himaye etmeyeceklerine dair güçlü ifadeler kullandığı yönünde.

(AK Partiyi devirme ve Gülen cemaatini bitirme amacıyla plan hazırladığı iddia edilen Kurmay Albay Dursun Çiçek’i “peşinen savunur” pozisyona düşmeseydi, bu sözlerinin inandırıcılığı daha fazla olabilirdi.)

Bu parantezden sonra dönelim MGK toplantısından gelenlere…

Birkaç gazetede iddialı bir şekilde “Gül hakem olsun” talebinin dile getirildiği işlenince…

Meselenin bu tarafına da dikkat kesildik…

Asker, Gül’den “hükümetle” arasında “hakemlik” yapmasını isteyebilir mi?..

Böyle bir durum; askerin hükümeti “rakip” ilan etmesi anlamına gelmekte.

Yine, Gül’e Başkomutanlık sıfatının hakkını vermesi yönünde “imalarda” bulunulduğuna dair iddialar da havada uçuşuyor.

Bütün bunların “sallama” olduğunu ilk bakışta düşünsek de…

MGK’da bu tür yaklaşımların gündeme gelip gelmediğini araştırmadan da duramadık…

Birkaç kaynaktan sızan bilgilerin birleştiği nokta o ki, asker, düzenlemeye ilişkin rahatsızlıkları o kadar güçlü vurgularla dile getirmedi…

“İmzasız bir ihbar mektubuyla TSK zan altında bırakılabilir” türünden “somut” örneklerle konuya yaklaşmadı…

“Askere sivil yargı” yolunu açan düzenlemenin ele alındığı “toplantı sonrası 5’li zirve”de, Genelkurmay Başkanı, “anayasaya aykırılık” üzerinde durdu…

Ve bu konuda “en sağlıklı kararı Cumhurbaşkanı Gül’ün vereceğini” belirtti.

Ve bu arada;

Başbakan Erdoğan’ın “gece yarısı düzenlemesiyle” ilgili olarak yeterince bilgilendirilmediğini itiraf ettiğine ilişkin iddialar da doğru değil…

Böyle…

Tarafların birbirinin üzerine gittiği, gerilimin yükseldiği bir toplantı olmadı bu…

O günler geride kaldı, kimse 28 Şubat MGK’ları beklemesin.

Köprünün altından ne sular geçti.

TELEVİZYONDA ŞEHVET!..

Ergenekon’a yakın bir televizyon kanalında, “gazeteci” müsvettesi çıkmış, MGK bildirisinin “yeterince haşin olmadığını”, “kendilerini asla ve kat’a kesmediğini” söylüyordu, utanmadan…

“Bir tarafta Padişah diğer tarafta Harbiye Nazırı. Oturmuşlar, milletle alay ediyorlar. Günlerdir üzerinde fırtınalar kopartan meselenin bildirisi böyle mi olur!.. Kıbrısmış, mıbrısmış… Milletle dalga mı geçiyorlar!”

Adam, masaya vura vura aynen böyle bağırıyordu…

MGK bildirisindeki, “kurumları yıpratmaya dönük beyan ve yayınlar kimseye fayda sağlamaz” açıklaması az gelmiş…

Dahası bu lâflar “suya tirit”miş!..

Bunları izleyen “orta yaşlı subay” gaza gelebilir…

“Genelkurmay Başkanım, kuvvet komutanlarım kurumuma yeterince sahip çıkmıyor” düşüncesine kapılabilir…
Sayın Genelkurmay Başkanı ve diğer komutanlar, “kurumları esasında bu Ergenekoncuların yıprattığını” ve işlerini yine bu çevrelerin zorlaştırdığını gözden kaçırmazlar herhalde!

VETO GELİR Mİ?

MGK toplantısına dönerek, hissettiğimi yazayım:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Askere sivil yargı yolunu açan” düzenlemeyi bir defa daha görüşülmek üzere geri gönderebilir…

Bu benim hissettiğim;

MGK toplantısının arka planına ilişkin sızmalar da, Gül’ün “hukuk ne diyorsa onu yaparız”ın bir adım ötesine geçtiğini gösteriyor.

Sayın Gül bu düzenlemeyi, “Anayasa değişikliğinin gerektiğini” belirterek veto ederse, benim için sürpriz olmaz.

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT