1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. Kılıçdaroğlu'nun türban sözü
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

Kılıçdaroğlu'nun türban sözü

25 Ağustos 2010 Çarşamba 00:22A+A-

Bugün CHP'nin başörtüsü sorununu kabullenmesi bile ileri bir merhale. Düne kadar CHP sözcüleri başörtüsü diye bir problemin olmadığını söyler, başörtünün çıkarılmasından başka çözüm seçeneği görmezdi.

CHP'ye göre çözüm, başı açmak demekti. Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP'nin başörtüsüne bakışı değişti.

CHP katı tutumunu terk etti. Daha esnek yaklaşmaya başladı. Genel başkan koltuğuna oturduğu ilk günlerinde meslektaşlarımızın başörtüsü sorunuyla ilgili sorularına muhatap olan CHP lideri biraz ürkek biraz çekingen üslupla 'Üniversitelerde yaşanan bu problemi biz çözeriz' dedi.

Bu açıklama kamuoyunda ses de getirdi. Ancak siyasetçilerin hemen her konuda iyimser mesaj verme stratejisinin bir parçası mı yoksa çözüm yolunda umut vaat eden bir politika değişikliği mi olduğu tam anlaşılamadı. İki açıdan yorumlayanlar da oldu.

CHP lideri başörtüsü hakkında konuşmaya devam etti. Başörtüsünün, Kılıçdaroğlu'nun farkını gösterdiği konuların başında geldiğini söylemek mümkün.

Hafta sonu İstanbul mitinginde daha önceki sözlerini daha net ifadelerle tekrarladı: 'Sayın Başbakan siz türbanı da engellediniz diyor. Söz veriyorum türbanı da biz özgür kılacağız. Görecek Sayın Başbakan. O yapmadı, biz yapacağız. Sözümün arkasında duracağım.' dedi.

Bu bir seçim vaadi değil, önümüzde seçim değil referandum sandığı var. Ancak seçimlere de az zaman kaldı. Bu on binlerce milyonlarca tanığı olan bir vaat. Unutulması veya unutturulması mümkün değil.

CHP lideri son açıklamalarında biraz daha ayrıntıya girdi. Sözün ötesine geçti. Partisinin bir çalışma başlattığını söyledi. Hukuki ve kültürel boyutları araştırılıyormuş. Sonunda bir rapor hazırlanacakmış. Çalışmayı CHP Parti Meclisi üyesi Sosyolog Sencer Ayata yürütüyormuş. Onun söyledikleri de aslında bir arayışı yansıtıyor. Aranan herkesin üzerinde uzlaşacağı bir formül...

Ayata, Vatan Gazetesi'ne verdiği mülakatta 'Din adamlarının da görüşünü alacağız' demiş. Bu cümle CHP'nin de başörtüsünün dini bir boyutu olduğunu kabullendiği anlamına geliyor. Yoksa niye din adamlarının görüşünü alsınlar...

Başbakan Erdoğan benzer cümle kullandığında çok sert tepkilerle karşılaşmış ve bu kapatma davasının dayanaklarından biri olmuştu. Şimdi CHP de aynı noktada. Konuyla ilgili gördüğü ayrım yapmaksızın herkesin görüşünü alarak en uygun formülü bulmaya çalışıyor.

Başarabilir mi? Kolay değil. Herkesi memnun edecek bir altın formül bulmak zor. Ancak bu yola girmesi bile önemli bir gelişme. CHP düne kadar başörtüsüne karşı en sert siyaseti üreten partiydi. Hâlâ parti içinde türban veya başörtüsü deyince yerinde duramayan milletvekilleri var. Necla Arat ve Nur Serter gibi...

Kemal Kılıçdaroğlu'nun inandırıcılığını ve samimiyetini sorgulayanlar olabilir. Ben CHP gibi başörtüsüne karşı çok katı duruş sergilemiş bir partinin sorunu kabullenerek çözüm arayışına girmesini önemsiyorum. Bugünden yarına büyük adım atmasını da beklemiyorum. Yerinden kıpırdaması bile CHP için önemli bir gelişme.

Kılıçdaroğlu'na samimiyetini de dosta düşmana gösterecek bir önerim var. CHP'nin iktidara geleceği günleri beklemeye gerek yok... Yerelde CHP'nin iktidar olduğu şehirlerde çözüm formülleri devreye pekala girebilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi örneğin, Başkanı CHP'li... Toplu taşımada öğrenci kartlarına başvuruda 'başörtülü fotoğraf' kabul etmiyor.

Üniversitelerde başörtüsü sorununu çözeceğini vaat eden Kılıçdaroğlu, İzmir'deki bu anlamsız uygulamanın değişmesine öncülük edebilir. Beklemeye de gerek yok. İzmir'de söz, uygulamaya niye dönüşmesin...

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT