Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam

Bedelli siyaset

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Türkiye'yi sevenlerden oy istiyoruz, bedelli askerliğe kaçanlardan değil" sözleri siyaset laboratuvarında incelenmesi gereken türden bir açıklama.

Bir genel başkan tarafından, toplumda kanıksanmış ve tartışılmayan bir konunun ciddi bir kesimi itham ederek oy kaybına sebep olacak şekilde gündeme getirilmesi normal şartlar altında anlaşılır gibi değildir.

Ancak söz konusu CHP olunca işler değişiyor.

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun da bedelli askerlik yapması ve Özgür Özel'in partinin grup başkanvekili olduğu 2018'de bedelli askerliği destekleyen demeci ile eleştirilen açıklamanın işaret ettiği daha büyük bir problem var.

Partinin kurucu ideolojisi olan Kemalizme dogmatik bağlılık ve "ideolojik saflık" adına girişilen abartılı tutum, CHP'nin siyaset üretmesini engelliyor.

Miadını çoktan doldurduğu halde toplumda belirli bir tabanı olduğu için varlığını sürdüren CHP'nin donuk ideolojisi, geniş toplum kesimleri ile diyalog kurulmasını imkânsız kılıyor.

CHP'nin hikmetinden sual olunmaz "haklılık duygusu" içindeki tabanını baz alarak ürettiği söylem, partiyi siyasetin gerektirdiği esneklikten alıkoyuyor.

Bu tavrın arkasında, kökleri İttihat ve Terakki'ye dayanan ve Cumhuriyet döneminde yerleşen bilimci/aydınlanmacı zihnin getirdiği "tarihin doğru tarafında olunduğu" düşüncesi yatıyor.

70'li yıllarda Ecevit "sosyal demokrasi" söylemiyle bir nebze bu çizginin dışına çıktı ancak daha sonra kavram "Atatürkçü sosyal demokrasiye" evrilerek partinin ideolojik kodlarına uygun hale getirildi.

2000'li yıllarda CHP'nin koruma kalkanı olan askeri ve bürokratik vesayet yıkıldığında siyaset yapma ihtiyacı doğdu.

Kılıçdaroğlu, bu ihtiyaca binaen CHP'nin ideolojik kodlarının dışında bazı söylemler geliştirmeye çalıştı.

Ancak Kılıçdaroğlu'nun şahsında dahi temelsiz yükselen ve amorf bir yapıda gelişen bu çabalar, teşkilat ve tabanda karşılık bulmayarak kadük kaldı.

Özgür Özel'in gelmesiyle, CHP'de değişmeyen şeyin yalnızca Kılıçdaroğlu döneminin siyaseti olmadığı ortada.

Çok partili hayata geçildiğinden beri CHP'nin kendisine biçtiği toplum mühendisliği "ödevi" ile siyasi söylem üretme görevi arasında çatışma yaşanıyor.

Özgür Özel'in biraz popülist, bir hayli anlamsız "Filistin'e gideceğim" çıkışının ardından toplumun duygu dünyasının fersah fersah ötesinde "Hamas teröristtir" açıklaması tesadüf değil.

Özel, dogmatik bir itaatle bağlandığı CHP'nin ideolojik kodlarıyla konuşuyor.

Bunun sebep olduğu siyaset üretememenin de bir bedeli olacaktır.

Özgür Özel'in genel başkanlık serüveni de "bir bedelli miktarı" ile sınırlı kalabilir.