1. YAZARLAR

  2. Sibel Eraslan

  3. İsviçre, “manzaracı”lara alt oldu...
Sibel Eraslan

Sibel Eraslan

Yazarın Tüm Yazıları >

İsviçre, “manzaracı”lara alt oldu...

04 Aralık 2009 Cuma 00:15A+A-

İsviçre’nin Wangen kasabasındaki Türk Kültür Merkezi, çatısına 6 metre yüksekliğinde bir minare yapmaya kalkışınca, yöre sakinleri, minarenin manzaralarını bozduğu gerekçesiyle imza toplamaya başlamışlardı.

Aşırı sağcı İsviçre Halk Partisi’nin organizasyonuyla iş, “manzara bozmak”tan çıkıp, “İslamlaşma işareti”ne dönüştü... Halkın günlük talepleriyle ilgili olarak ülke çapında bir referanduma gidilebilmesi için o konuda en az 100 bin imza/başvurunun olması gerekiyordu, 115 bine yakın imzayla, referanduma gidilmiş oldu...

İsviçre’nin nüfusu 7 milyon civarında ve ülkede 300 binden fazla Müslüman yaşıyor. Müslümanların çoğunu; Bosna, Kosova ve Türkiye’den gelenler teşkil ediyor. İsviçre’de, Cenevre ve Zürih gibi büyük kentlerde de olmak üzere minareli cami sayısı 4. Minaresi olmayan 150 civarındaki cami ise, halen faaliyette...

Wangen’den çıkan “manzara bozma” hadisesi bu kadar büyümeyebilirdi. Kasabanın veya eyaletin mimari kurulları, belediye meclisleri, bunu mimari bir mesele olarak görüp, şehrin dokusu itibariyle karşılıklı görüşmelerle değerlendirebilirlerdi... Ama öyle olmadı. İş, sağcıların, aşırı milliyetçilerin kışkırtmasıyla, toplumsal bir bölünmeye kadar vardı...

İsviçre, hoşgörüsü, pasif ve barış yanlısı tutumuyla bilinen bir ülke olduğu halde, ajanslardan seyrettiğimiz görüntü ve fotoğraflar, İsviçre’ye dair barış ve tarafsızlık imgesini yerinden sökecek nitelikteydi ne yazık ki... Başına kartondan bir minare takmış gösterici adamın boynunda Filistin kefiyesi vardı mesela... Taşınan pankartlarda minare ve örtülü kadın resimlerinin üzerine çekilen çarpı işareti de dikkat çekiyordu. Yine referandumla eşzamanlı olarak internet ortamlarına sürülen “minare patlatma” oyunu da cabası...

İş, minare olmaktan çıkmıştı artık...

Nitekim, İsviçre doğumlu Tarık Ramazan; “İsviçreliler, minarelere ya da kulelere karşı oy kullanmadılar; Müslümanlara karşı oy kullandılar” derken bu sonucu beklemediklerini de dile getirdi. Avrupa basını da kararı “şok” başlıklarıyla geçti. Niçin şok? Çünkü, İsviçre bu kararıyla, 1893 yılından beri ilk kez bir topluluğa karşı temelinde ayrımcılık yatan bir tavrı sergiliyor.

İsviçre’de Müslümanların ülke nüfusundaki oranı % 5 civarında. Minare oylamasına katılanlarsa % 54 civarında. Yani İsviçre’nin % 46’sı bu seçimle daha doğrusu minare manzarası ile ilgilenmemiş. Bu ilgisizliği önemsemiyorum, çünkü % 54’ün ilgisi de aslında gerçek ilgiyi yansıtmıyor. Zira; seçime katılanların neredeyse kıl payı farkla minare karşıtı oyu aldıkları ortada: % 54’ün, % 57’si minareye hayır demiş.

Yani İsviçre nüfusunun yarısı seçimlere katılıyor. Katılanların da yarısı minareyi istemiyor, diğer yarısı ise istiyor...

İsteyip istememek meselesi, sadece İsviçre’nin değil, tüm Avrupa’nın meselesi aslında. Avrupa, şimdilik kendi iç meselesi gibi gördüğü bu hoşnutsuzluğu, dünya haritasının diğer kıtalarını hiç hesaba katmadan yapıyor halbuki... Asya ve Afrika başta olmak üzere, devasa bir “Avrupa Olmayan” yüzü var yaşlı gezegenin...

İsviçre’nin yarısının yarısı olan bir “minare karşıtlığının” bu devasa coğrafyalardaki yankısını hep birlikte göreceğiz...

Küçük ve faşist bir gurubun ateşle oynaması gibi geliyor bu bana...

Haç patlatma oyunu oynayan çocuklar veya kiliselerin üzerine çarpı işareti çekilmiş pankartlar, nasıl rahatsız edecekse bu “manzaracı azınlığı”... Yeryüzü sakinleri de en az o kadar rahatsızlar İsviçre’nin şu anki rijit kararından...

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT