1. YAZARLAR

  2. HAMZA TÜRKMEN

  3. İslamofobik Saldırılar ve Diyanet
HAMZA TÜRKMEN

HAMZA TÜRKMEN

Yazarın Tüm Yazıları >

İslamofobik Saldırılar ve Diyanet

22 Mayıs 2015 Cuma 01:08A+A-

“(İman edenler) Bir zulüm ve saldırıya uğradıklarında birlik olup karşı dururlar.” (Şûra, 42/39)

Rabbimize hamdolsun ki Mısır’da idama mahkûm edilen öncülerimizin davası sadece R. T. Erdoğan’ın ve A. Davutoğlu’nun meselesi olarak kalmadı. Türkiyeli Müslümanlar aynı gün tabandan gelen bir dayanışma ruhu ve dalgasıyla Van’dan İstanbul’a, Diyarıbekir’den Sivas’a, Adana’dan Akhisar’a, Ankara’dan Sakarya’ya kadar birçok il ve ilçede tepkilerini gösterdiler.

Son günlerde Müslümanlara yönelik saldırılar arttı. Kimi İhvan’ın direnişine, kimi Suriyeli muhacirlere, kimi Diyanet İşleri Başkanlığı’na saldırıyor.

DİB’le ilgili saldırılar sadece Diyenet’e yönelik değildir. Diyanet üzerinden İslami kazanımlarımıza saldırılmaktadır.

CHP, DİB’in Anayasanın 136. Maddesi gereği laiklik ilkesi doğrulusunda çalışma alanının sınırlı olduğundan bahsediyor.

HDP ise DİB’in kaldırılması ve yerine ‘İnanç ve Hizmet Başkanlığı’ kurulmasını istiyor. Yani Sünnisinden Alisiz Alevisine, Süryanisinden Deistine, tarihselcisine kadar dinden yana olan ilgiyi müşrikler gibi post-modern mozaik bir yapıya dönüştürmeye çalışıyor.

F.G. Örgütü de Diyanet’i kullanmalarını engellediği için DİB Başkanı M. Görmez’e karşı itibarsızlaşma kampanyası açmış durumda.

Türkiye’deki tevhidi uyanış sürecinden gelen bizler, resmi ideolojinin emrindeki DİB’i hiçbir zaman olumlamadık. Nasıl ‘saray uleması’na karşı idiysek, resmi ideoloji’nin emrindeki Diyanet’e de karşıydık.

Vahiy dışı sistemlerle kurulacak ilişkiler hakkındaki hükümlerimiz, şartlara göre değişir. İslami olmayan sistemlerle ilişkilerimizin hükümleri, ümmetin dirilik ve bağımsızlığının ve İslami iktidarın var olduğu dönemler ile; bu statüyü ve gücü kaybettiğimiz dönemler için aynı olmaz. Resullerin siretlerinden de öğrendiğimiz üzere özgürlük dönemlerimiz ile tutsaklık dönemlerimizin fıkhı tabii ki farklılık göstermektedir.

Ümmet coğrafyası bugün baştan aşağıya ulus devletlerin cenderesi ve Müslimler de küresel kapitalizmin ve tüketim kültürünün kuşatması altındadır.

Nimetten uzaklaşmış mevcut halimizin tarihi, sosyal, siyasi zaaf ve çıkmazlarını kavramayan bir bakış ve strateji arkaik ve ütopiktir.

Kuşatıldığımız modern cahiliye içinde sistem içi araçları kullanma örnekliğini ilk defa ıslah öncülerimiz Urvetu’l Vuska ile gösterdiler. Üç belirleyici ilkeleri vardı: 1. Islah temelli özgün İslami kimlik, 2. İslami kimliğini ve ayetleri gizlemeyen bir şahitlik, 3. Karşıtına yağcılık/müdahane etmeyen bir tutum.

Şimdi, Batılı paradigmanın içimizden devşirdiği CHP mantığı, DİB’i köleleştiren Anayasa’nın 136. Maddesi’nin değiştirilme ihtimaline karşı panik içindedir.

Ulusçuluk yabancılaşmasını, seküler Batılılaşmayı Müslüman Kürt kavmine giydirmeye çalışan HDP’nin ise DİB’i lağv etmek istemesi de, yeni bir ulusalcı Kürt Kemalizmi’dir.

F.G. Örgütü kullanamadığı DİB Başkanı’na cephe açıyor. Çünkü M. Görmez ‘Hakikati bir insanın emrine veremeyiz. Hele bu insan rüyalarla insanları yönlendiriyorsa ve gayptan haber veriyorsa…’ diyordu. Hırsızlığı soran Gülencilere de şu cevabı vermişti: ‘Elbette hırsızlık kötü bir şeydir. Ancak milletin maneviyatını çalmak çok daha kötü bir şeydir…Toplanan sadaka ve zekâtların yerine harcanmaması da…’

Kaldı ki DİB’in Afrika’da 40 farklı yerde merkez açması, Haiti ve Küba’ya kadar uzanması… İslam’ı ABD, İsrail, İngiliz istihbaratıyla dost bir şekilde 160 ülkede temsil etme, daha doğrusu Protestanlaştırıcı Ilımlı İslam formunu yaygınlaştırma misyonundaki FGÖ’yü tabii ki irite etmiş,  Kemalizmin başlattığı İslamofobi akımına PEGİDA bağlamında iftiralarla hizmet sunmaya yönelmiştir.

Tabii ki DİB’de de statü için din adamlığı yapanlar var; gerçekten Allah’tan gereğince korkan, sevgi ve itaat (haşyet) duyan âlimler var.

Şimdilerde M. Görmez, Diyanet’in idari olarak Başkanlığa bağlı olduğunu, ilmi ve İslami konularda özerk olduklarını belirtiyor.

Bu açıklama önemli. Ama ‘özerklik’ konusunu gerçekten tartışmalıyız.

YAZIYA YORUM KAT

2 Yorum