Batı'nın emperyalist liderleri, ilkokul dersi olan 'etki yasası'nı unutmuş. Oysa, Filistin, Irak ve Somali'deki direniş, işgale karşı doğal tepki

Filistin direnişinin geçen birkaç gün içinde Siyonist işgal ordusu mevzilerine ve özellikle de Nahal Oz sınır kapısına yönelik intihar eylemlerinin, sivilleri değil Siyonist askerleri öldürüp yaraladığını gördük. Irak'ta da her gün işgalci ABD askerlerinin öldürüldüğünü görüyoruz. Hatta ölü ve yaralı asker sayısı on binlere ulaştı. Irak direnişi, büyük işgal ordusuna sabah selamı verircesine her gün sıkı korunan Yeşil Bölge'yi bombalıyor.

Somali'deyse birkaç gün önce, direnişin başkent Mogadişu'da ve ülkenin güneyinde ABD tarafından desteklenen Etiyopya işgal ordusuna karşı yükselişe geçtiğini gördük. Her gün çatışmalar yaşanıyor.

Bütün bunlar, uluslararası yasaların dışına çıkan büyük güç sahiplerinin göz ardı etmesinin veya karşı durmasının faydasız olduğu bazı yasaları yeniden kanıtlıyor. Zira geçmişte ve şu anda yaşananlar, yasaların dışına çıkanlara karşı direnişsiz güç, tepkisiz etki, güçsüz direniş veya etkisiz tepki olmayacağını gözler önüne seriyor. Bu eşyanın tabiatı; bunu bilmemiz veya itiraf etmemiz şart değil. Bunlar doğal yasalar.

Tarihteki deneyimlerle sabit...

İnsanın barış veya savaştaki hareketi doğal yasalara bağlıdır. Etki ve tepki yasası bu doğal yasalardan biri: Her etkinin, güç ve karşıtlık bakımından kendisine eşit bir tepkisi vardır. Hareket yasası da, güçle karşı güç arasındaki itişmenin hareketin kaynağı olduğunu ortaya koyar. Saldırıyla savunma, baskı yapan etkiyle sert tepki, saldıran güçle savunan direniş arasındaki ilişki bunu teyit ediyor. Bu basit tanımlar tarihteki deneyimlerle sabit oldukları için doğal yasalar mertebesine yükselmişlerdir.

Şaşırtıcı olan nokta, bu konuların ilkokul öğrencilerince bile biliniyor olmasına rağmen bazı süper güçlerde imparatorluk yanılgıları ve egemenlik hayallerine boğulan bazı siyasilerin zihinlerinden çıkmış olmaları.

Bütün imparatorluklar yıkıldı

Yanılgı içindeki bu kişilerden bazıları hâlâ, Arap ve Müslüman Doğu'da ağır maddi ve manevi kayıplara, insanlık felaketlerine ve suçtan başka bir şeye yol açmayan kapsamlı yıkıma girişiyorlar. Bu sonuçlar ispatlanması istenen şeyin ispatında başarısız oldu; bunların 'güç yasası' yoluyla ispatlanması da imkânsız. Onlar kendi yanılgılarıyla örtüşen biçimde, 'gücün yasa ve yasanın güç olduğunu' kanıtlamaya çalışıyor. Oysa doğal yasalar ve Filistin, Irak, Lübnan ve Somali'deki sahneler bunun tam tersini kanıtladı. Onlar zannediyorlar ki, saldırgan ve büyük güç, eşit büyüklükte direnişe yol açmayacak veya aşırı güç kullanımı, direnişin gücünün kırılmasının garantisi olacak.

Fakat böylelikle ilkokulda öğrendikleri 'etki tepkisiz kalmaz' kuralını unutturan güç küstahlığının esiri oluyorlar. Güç küstahlığıyla, karşı konulmayacak bir gücün olmayacağı gerçeğini görme noktasında gözleri kör eden ahmaklığın, güç ne kadar büyük olsa da zayıf direniş karşısında yenilgiye uğranabileceği gerçeğini göremeyen çılgınlığın kurbanı oluyorlar. Tarih boyunca, bütün büyük imparatorluk güçleri özgürlükçü direniş güçleri tarafından yıkıldı. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Beyan, 23 Nisan 2008)

Radikal gazetesi