1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. İran Asıllı İngiliz Gazeteci Suriye’ye Girdi
İran Asıllı İngiliz Gazeteci Suriye’ye Girdi

İran Asıllı İngiliz Gazeteci Suriye’ye Girdi

Suriye’ye girerek gizlice olayları görüntüleyen gazeteci, göstericiler, yaralılar, doktorlar ve aktivistlerle görüştü.

31 Ekim 2011 Pazartesi 13:01A+A-

İran asıllı İngiliz gazeteci Ramita Navai, turist gibi girmeyi başardığı Suriye’de gerçekleri görüntüledi. Suriye Rejimi’nin silahlı çeteler yalanının gerçeğini ortaya koyan gazeteci, çeşitli ağızlardan rejimin nasıl da sivilleri vurduğunu dinledi. Harap hale getirilmiş evleri ve gösterileri görüntüledi. Devlet hastanelerinde saldırıya uğramaları nedeniyle evlerde gizli hastaneler kurmak zorunda kalan doktorları ve yaralıları ziyaret etti. Ordudan ayrılan askerler kendisine nasıl da sivilleri öldürme emri aldıklarını ve öldürmedikleri takdirde öldürülmekle tehdit edildiklerini anlattı.

İngiliz bir gazeteci, Suriyeli yetkililere ‘turist’ olarak geldiğini söyleyerek Suriye’deki protesto gösterilerini Şam’ın içinden gizlice görüntülemeyi başardı.

İngiliz Gazeteci Ramita Navai, en tehlikeli ve güvenlik açısından en zayıf bölgelerde geçtiğimiz Eylül ayının başında; iki hafta boyunca aktivistler, yaralılar, göstericiler ve ordudan ayrılan askerlerle görüşme imkanı yakaladı.

Navai Suriyeli aktivistlerin yardımıyla çektiği belgesel film ile Suriye Başkanı Beşşar Esad’ın tüm uluslararası basın organlarını engellemesinin ardından Suriye devriminin ortasında hayatın nasıl gittiğini ortaya koymaya çalıştığını ifade etti.

İran asıllı İngiliz gazeteci filmine ‘Suriyelilerden dünyaya bir mesaj’ başlığını seçti. Yıllarca Tahran’da Time gazetesinin muhabirliğini yapan Navai, Afganistan’da çocukların uyuşturucu bağımlısı yapılması, Asya’da Köle ve Ölüm Şehri gibi; hassas konuları ele aldığı detaylı araştırma filmleriyle meşhur oldu.

İngiliz gazeteci Eylül ayının 19’unda Suriye Baas Güçleri tarafından, Şam’ın kasabalarından Arbin’de öldürülen Eymen Zaglul’un cenaze töreninde ve Duma Şehri’nde düzenlenen gece gösterilerinde protestocuların arasına katıldı. Bu gösterilerde bazı protestocularla röportajlar yaptı.

Silahlı çete yalanını ortaya koyuyor

İngiliz gazetecinin çektiği bu film, Suriye Hükümetinin, ülkede sivilleri öldüren silahlı çeteler bulunuyor iddiasını yalanlayan bağımsız nadir kaynaklardan sayılıyor. Suriyeli makamların tüm küresel medya organlarını ‘Suriye’ye karşı düzenlenen küresel komplo’ya katılmakla suçlamasına karşın Navai’nin çektiği tüm görüntüler, Baas güçlerinin barışçıl gösteriler düzenleyen halkın üzerine ateş ettiğini ortaya koyuyor.

Filmde ayrıca aktivistlerin, Baas güçlerinin devamlı kovalamacası sırasında yaşadıkları korku, tutuklanma ya da öldürülme endişeleri gösteriliyor.

İngiliz 4. Kanalı’nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı belgesel filmde aktivistler, protestolarda öldürülenlerin isimlerini liste halinde sunuyor. Yine aktivistlerin çektiği uluslararası kuruluşlara sunulmak üzere gizli mekanlarda çekilmiş ve Suriye rejiminin işlediği vahşi suçları ortaya koyan bazı video görüntüleri sakladıkları yerler gösteriliyor.

İngiliz gazeteci belgesel filminde, tüm eşyaları birbirine katılıp tahrip edilmiş evler, kırılmış pencereleri ve Şebiha’nın, -kendisinin de mevcut bulunduğu ve 72 saat Suriye Devrimi Genel Kurulu üyesi eşliğinde evlerden birinde kaldığı- Şam’ın Madaya kasabasını yıktıktan sonra yazdığı sloganları da görüntüledi. Birkaç gün sonra kasabaya Esad yönetimi gösterileri çekmek için yeniden dönen Navai, tüm baskılara karşın kasabadaki ailelerin hepsinin gösterilere çıktığını belirtti.

İngiliz gazeteci, gösteriler esnasında Baas güçlerinin üzerlerine açtığı ateş nedeniyle yaralanan protestocuların devlet hastanelerine gittiklerinde öldürülme, dayak yeme ve tutuklanma gibi akıbetlerle karşılaşmalarından ötürü meydan hastanelerine dönüştürmek zorunda kaldıkları evleri de ziyaret etti. Bu evlerdeki doktor ve yaralılarla görüştü. Yaralılar kendisine barışçıl gösteriler sırasında yaralandıklarını söyledi.

Baas güçleri hastanede bile ateş ediyor

Navai, hükümet karşıtı gösterilerde Baas güçlerinin açtığı ateş sonucu yaralanan Muhammed isimli bir şahsın durumunun çok kritik olduğunu, normalde yoğun bakıma girmesi gerektiğini ancak bunun yerine Suriye’deki gizli hastanelerden birinde kısıtlı imkanlarla tedavi edilmeye çalışıldığını ifade etti.

Doktorlardan biri de gazeteciye Baas güçlerinin hastanelerin için de dahi yaralılara ateş ettiğini, doktorların da protestoculara gönüllü olarak ilk yardım sundukları için tutuklandıklarını açıkladı.

İngiliz gazeteci ordudan ayrılan bazı askerlerle de görüştü. Bu askerler görevleri sırasında kendisine çocukların ve barışçıl gösteriler yapan protestocuların üzerlerine ateş etmekle emrolunduklarını ve Baas güçlerinin ateş etmeyi reddedenleri öldürdüğünü söyledi.

İçlerinden birçoğu barışçıl gösteriler yapan protestocuların üzerine ateş emri aldığını, emre karşı geldiği takdirde de öldürülmekle tehdit edildiğini vurguladı. Der’a da konuşlanan askerlerden biri şöyle anlattı: ‘Yanımdaki arkadaşım aralarında kadın ve çocuklar da bulunması nedeniyle göstericilerin üzerine ateş etmeyi reddetti. Bunun üzerine başının arkasından vuruldu.’ Aynı asker kendisinin o gösteri sırasında aralarında görevli bulunduğu birimin kurşunlarıyla 40 göstericinin öldürüldüğüne dikkat çekti.

Alman gazeteci de çekmişti

Öte yandan Avrupa’da yayınlanmasından kısa bir süre sonra El-Arabiya kanalında gösterilen kısa ve yine gizli yolla çekilmiş başka bir filmde de Suriye’nin Rastan, Hama, Humus ve Şam gibi sıcak bölgelerini görüntüleniyordu.

Bu filmde de Suriyeli aktivistler gösterilerin ve Baas güçlerinin vatandaşlara karşı uyguladığı baskı atmosferi ortasında Alman bir gazeteciye eşlik ediyordu. Alman gazeteci kamerayı Suriye Ordusu’ndan ayrılmış subayların sığınağına sokmayı başarmış, ayrıca kurbanların aileleriyle görüşmüştü.

Geçtiğimiz Ağustos ayında çekilen bu film, cenaze törenlerinin kurşunlara hedef olmasının ardından işkence ve öldürme kampanyalarının nasıl da insanları ölülerini evlerinin arka bahçelerine gömmek zorunda bıraktığını da ortaya koymuştu.

Film ayrıca, gösterileri görüntülemeye cesaret eden bir kişinin başına gelebilecek tehlikeleri, aktivistlerle görüşebilmek için başvurulan hileleri ve ülkedeki hakim rejimin gölgesinde baskın korku havasını özetleyen diğer öğeleri sergilemişti.

Ahmet Yılmaz / Timeturk
 

HABERE YORUM KAT

3 Yorum