Suriye’nin İdlip kentine yönelik Esed ve Rus güçleri tarafından gerçekleştirilen kimyasal saldırı sonucu aralarında çocukların da bulunduğu en az 100 kişi hayatını kaybetti ve yüzlercesi de yaralandı. İdlib'teki katliam Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu tarafından organize edilen eylemle ikindi namazını müteakip Bingöl saat kulesi önünde protesto edildi.

Saat kulesi önünde gerçekleştirilen protesto eyleminde basın metnini İbrahim Dağılman okudu akabinde Vahdettin Altınova’nın ettiği dua ile protesto eylemi sona erdi.

Ayrıca telin eyleminde “Suriye Halkı Yalnız Değildir”, “Halep’e Selam Direnişe Devam”, “Katil Rusya Suriye’den Defol”, “Katil ABD Suriye’den Defol”, “Yaşasın Suriye Cihadımız”, “Lebbeyk lebbeyk lebbeyk Ya Allah”, “Ya Allah Melna Ğayrek Ya Allah” gibi sloganlar da atıldı.

İbrahim Dağılman’nın okuduğu basın metni:

بسم الله الرحمن الرحیم

وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ ۚ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ

“(Resûlüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim Süresi: 42)

Değerli Basın Mensupları ve Kıymetli Bingöl Halkı!

Malumunuz Suriye’de yıllardır yaşanan zulüm ve katliamlar, ateşkes ilanlarına ve barış görüşmelerine rağmen devam ediyor. Bazen rejim güçleri, bazen Rus, ABD ve diğer silahlı grupların saldırıları sonucu birçok masum katledilmekte, insanlığa karşı ağır suçlar işlenmektedir. Dün de sabah saatlerinde Suriye’nin İdlip kentine yönelik düzenlenen kimyasal saldırılarda, içinde çocukların ve kadınların bulunduğu onlarca kişi katledilmiş yüzlercesi ise yaralanmıştır.

Suriye'de rejime ait uçaklar, dün sabah ülkenin kuzeybatısında muhaliflerin denetimindeki İdlib'in Han Şeyhun ilçesine hava saldırıları düzenledi. Zehirli gaz olarak bilinen Sarin gazı kullanılan saldırıda çoğu çocuk 100 kişi hayatını kaybetti ve aralarında çocukların da yoğunluklu olduğu 500'den fazla kişinin yaralandı.

Zalim ve katil Esed kimyasal ile saldırırken Rusya uçaklarıyla yaralıların getirildiği hastaneyi vurdu.  Öte yandan Suriye'de rejimi başkent Şam'da muhaliflerin kontrolündeki bölgelere düzenlediği hava saldırılarında da en az 32 sivil hayatını kaybetti.

Bunca sivilin öldürüldüğü bir katliamda, katliamı kimin yaptığının, ne için yaptığının ve hangi silahla yaptığının hiçbir önemi yoktur. Katliamların mazereti ve bahanesi olmaz, olamaz! Kadın-erkek demeden, yaşlı-çocuk ayırt etmeden insanların üzerine kimyasal bombalar yağdırmanın; toprağı, havayı, suyu zehirleyerek nesillerin geleceğini heba etmenin insanlık önünde de Hak Teâlâ katında da hiçbir açıklaması olamaz.

Esed rejiminin, kimyasal silah kullanarak çocukları katlettiği saldırıların sözde ateşkesin sürdüğü bir ortamda devam ettiriliyor olması akla Astana görüşmelerinde garantör konumundaki ülkeleri getirdi. Hatırlanacağı üzere Suriye savaşının ateşkesle sonuçlanması sonrası Türkiye, İran ve Rusya garantör ülkeler olarak, Suriye'de ateşi başlatan taraf olmama ve ateşkesi ihlal ve karşıt iki tarafın da yapacağı saldırıları önlemek için gerekli tedbirleri alacaklarını garantilemişlerdi. Ancak şu ana kadar ardı arkası kesilmeyen rejimin katliamları önlenmezken, son halkası ise kimyasal silahlarla hayatlarına son verilen bebeler oldu.

Suriye işgali ve vahşetine dâhil olan her ülke bu zulme ortaktır ve orada dökülen kanların, yakılan yıkılan şehirlerin vebalinden beri değildir. Kendi menfaatlerinden geçemeyenlerin mazlumların canına dair bir endişesi olmaz, yapılan kınama açıklamaları da ancak bir timsah gözyaşı olarak kalır.

Daha yakın zamanda Musul ve Yemen’de yüzlerce Müslüman’ın kanı dökülmedi mi? Müslüman kanını bir damla petrol kadar değerli görmeyen haçlı sürüsünün İngiltere’deki birkaç öldürülme için dünyayı ayağa kaldırması olaya nasıl bakmamız gerektiğini bizlere fazlasıyla öğretmiyor mu?

Biliyoruz, her savaş gibi Suriye savaşı da sona erecek, ümmetin kan ve gözyaşı dökülen coğrafyasında adalet yeniden hâkim olacak, bu dünyada da ahirette de kötülük ve yandaşları hak ettiği cezayı bulacaktır. Ama bu vakte kadar Müslümanlar olarak omuzlarımıza yüklenen ‘İzzet, direniş, dayanışma, vahdet, kardeşlik’ sorumluluğumuzu yerine getirmek gerektiğinden de bir an gafil olmamalıyız. O zamana kadar bize düşen, umudumuzu, imanımızı ve cesaretimizi yitirmeden adalet, hak, barış ve merhamet için çabalamaktır. Sabırları tükenen, beldeleri harap olan, gönülleri bitap düşen insanların feryadını duymak ve gücümüz nispetinde yanlarında olmaktır..

Ey Müslümanlar, İslam ümmeti! Bingöl Halkı, 21. Yüzyılın firavun, nemrut ve Ebucehilleri olan ABD, Rusya, AB, İsrail. Esed, Sisi ve diğer yerli işbirlikçilerin Saldırı ve katliam haberlerine alışıp duyarsızlaşmalım! Kardeşliğimizi unutmayalım, tek yürek olarak mazlumun yanında rengini, cinsini ve ırkını sorgulamadan yer alalım!

Ey İslam ülkelerinin liderleri, aydınları, insan hakları müdafileri! Bu karanlık ve kuralsız savaşı durdurmak için siz de ‘ulusal, yöresel’ ve adı ne olursa olsun tüm hesap ve beklentilerinizi bir kenara bırakarak maddi ve manevi her türlü gücünüzü ümmet için seferber edin! Masumları, anaları, yavruları ezip geçen bu hayâsızca akını durdurun! Unutmayın, bu vebal her birinizin, hepimizin sırtındadır. Bu zulüm ateşi sizi de tutuşturmadan yöneticilik ve şahitlik sorumluluğunuzu ifa edin!

Başta İdlib ve Şam olmak üzere yakın zamanda Musul ve Yemen’de yaşanan katliamları şiddetle lanetliyor, arkası kesilmeyen vahşet karşısında yürekleri yanan, kardeşlerinin acısına ortak olan ve duaya duran, yardıma koşan, bir imkan yolu arayan bütün Müslümanlara başsağlığı diliyoruz.

Son söz olarak saldırıyı ve saldırgan katilleri başta ABD, Rusya emperyalizmi, Esed zalimi olmak üzere tüm işbirlikçileri şiddetle lanetliyoruz.

Suriye halkı başta olmak üzere Irak, Filistin, Yemen ve ümmet coğrafyasının tamamının yaşadığı tahammülü zor acıların bir an önce son bulmasını Rabbimizden niyaz ediyor ve saldırı sonucu katledilenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyoruz.

BİNGÖL İSLAMİ KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA PLATFORMU