Mavi Marmara gemisinde bulunan gazeteci-yazar İbrahim Sediyani tarafından kaleme alınan ve 14 Ağustos tarihinde sitemizde yayınlanan "Adana Büyükşehir Belediyesi'ne Açık Mektup", Adana'da mübarek Ramazan ayının gündemi oldu. İsrail'in Be'er Şeva kenti ile Adana'nın "kardeş şehir" olduğuna dair İbrahim Sediyani'nin haberi, kentte yayın yapan yerel yayın organlarında gündeme getirildi ve Adana Büyükşehir Belediye Meclisi nezdinde Haksöz okurları vasıtasıyla girişimde bulunulacağı öğrenildi.

Katliam sonucunda esir edilen Mavi Marmara yolcuları Be'er Şeva'daki Siyonist hapishanede tutulmuşlardı. Sediyani, yazısında kardeşlerimizin yaşadığı işkence dolu günlerin mekânı olan Be'er Şeva ile Adana'nın kardeş şehir olduğu bilgisini vererek bu utanca son verilmesi çağrısında bulunmuştu.

İsrail'in yardım gemilerine 31 Mayıs sabahı gerçekleştirdiği terörist saldırıda dünya taekwondo şampiyonu olan Adanalı millî sporcu ve antrenör Çetin Topçuoğlu şehit olmuş, aralarında Avrupa taekwondo şampiyonu olan eşi Çiğdem Topçuoğlu ve 7 Adanalının da bulunduğu yüzlerce gönüllü zorla İsrail'e götürülerek Be'er Şeva kentindeki Ela Cezaevi'ne konulmuştu. Be'er Şeva'da demir parmaklıklar ardına atılan Adanalılar şunlardı: Avrupa taekwondo şampiyonu Çiğdem Topçuoğlu, tekstilci Cihangir Pakdil ve eşi Fatma Pakdil, öğretmen Fevziye Şenoğlu, Star Gazetesi muhabiri Halil Bilek, reklâmcı Muhittin Yıldırım ve Suat Koşmaz.

Başta Türkiye olmak üzere tüm dünya çapında İsrail saldırganlığına karşı gösterilen tepki üzerine Siyonist İsrail, cezaevinde tuttuğu gönüllüleri serbest bırakmak zorunda kalmış, Adanalılar özgürlüklerine kavuşup memleketlerine döndüklerinde Adana Şakirpaşa Havaalanı'nda büyük bir coşku ile karşılanmış, Adana halkı kitlesel eylemlerle İsrail saldırganlığına karşı duyduğu öfke ve tepkiyi dile getirmişti.

Ancak ne hazindir ki, aralarında Adanalı 7 gönüllünün de bulunduğu yüzlerce insan Be'er Şeva kentindeki bir hapishanede demir parmaklıklar ardına konulurken ve bu yüzden bütün Türkiye ayağa kalkıp sokaklara dökülmüşken, hiç ama hiç kimsenin, hatta Be'er Şeva'da esir olarak tutulan Adanalı gönüllülerin ve yakınlarının bile farkında olmadığı bir gerçek vardı ve işte o gerçek, gazeteci İbrahim Sediyani tarafından gündeme getirildi: Adana şehrimiz ile İsrail'de gönüllülerin hapishaneye atıldığı Be'er Şeva kenti 2001 yılından beri, tam 9 yıldır "kardeş şehir" idiler.

31 Mayıs olayından beridir iki ayrı yayın organında, sitemiz Haksöz-Haber ve Ceylan Pınarı sitelerinde sadece Mavi Marmara konusunda makaleler kaleme alan ve gemideki 587 gönüllüden biri olan, İsrail saldırısı esnasında geminin üst katında direnişin içinde yer alan ve esir alındıktan sonra Be'er Şeva kentindeki Ela Cezaevi'nde tutuklu bulunan yazar İbrahim Sediyani, "meçhul bir el" tarafından, Adana ile ilgili tüm tanıtım yayınlarında, Adana şehrinin Be'er Şeva kentiyle "kardeş kent" olduğu bilgisinin "adeta yangından mal kaçırırcasına" silinip silinmediğini sormuştu.

Sediyani'nin söz konusu makalesi sitemizde yayınlandıktan sonra Adana halkının gündemine oturmuş, Adana'da yayın yapan yerel gazeteler ve haber siteleri konuyu günlerce haberleştirmiş, Sediyani'nin makalesinin Adana'daki yerel yayın organları tarafından da gündeme getirmesiyle konu Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'ne taşınmıştı. Adana'daki yerel gazete ve haber siteleri, olayı "Adanalılar Bu Utancı Bitirmeli", "Adana'nın İsrail'deki İlginç Kardeş Şehri", "Meğer Katillerimizle Kardeşmişiz", "Onlar Öldürsün Biz Yine de Kardeşiz", "Mavi Marmara'dan Adana Belediyesi'ne Mektup Var" başlıklarıyla okuyucularına duyurmuştu.

Konuyla ilgili Adana'daki basın–yayın organları, aldıkları kararla, Adana ile Be'er Şeva arasında 9 yıldır var olan "kardeş şehir" ilişkisini bitirme kararı aldı. Adana'dan sitemize gönderilen bilgiye göre, Adana Büyükşehir Belediyesi nezdinde Haksöz okurları vasıtasıyla girişimde bulunulacağı öğrenildi.

Gelişmeler hakkında kendisini bilgilendirdiğimiz ve Almanya'da yaşayan yazarımız İbrahim Sediyani, konuyla ilgili sıcağı sıcağına yaptığı ilk açıklamada şunları söyledi:

"Öncelikle Adana halkını ve Adana yerel medyasını, ortaya koydukları bu duyarlı ve erdemli tavırlarından dolayı kutluyorum. Aldığım en güzel bayram hediyesi oldu, bu haber. Bu güzel bayram hediyesinden dolayı Adana'ya teşekkür ediyor, tüm Adanalıların geçmiş bayramlarını tebrik ediyorum.

Bu olayın bize verdiği iki ders vardır:

Birincisi, bu tür konularda demek ki herkesin yapabileceği bir şeyler varmış. Ben sadece elinde kalem olan sıradan bir vatandaş olarak Türkiye – İsrail ilişkilerine doğrudan etki edebiliyor ve aralarındaki resmî bir anlaşmayı bitirebiliyorsam, demek ki herkesin bu konuda yapabileceği bir şeyler var.  Dolayısıyla hiç kimse başkalarından bir şeyler beklemeden, 'Ben bir birey olarak bu konuda neler yapabilirim?' diye tefekkür etmelidir. Herkes, başkalarından medet ummadan,  kendi sorumluluğuna odaklanmalıdır.

İkincisi, ben bir birey ve sıradan bir yurttaş olarak iki ülke arasındaki bir ilişkiyi bitirebiliyor ve Siyonistlerle olan utanç verici 'kardeşlik' anlaşmasına son verebiliyorsam, demek ki kolektif olarak, Türkiye halkı olarak çok daha büyük işler yapabiliriz. Bir birey olarak bunu yapabiliyorsak, bir halk olarak neler neler yapabileceğimizi herkesin tefekkür etmesini salık veriyorum."

Biz de yazarımız İbrahim Sediyani ve Adana halkı ile medyasını bu duyarlılıklarından dolayı kutluyor, okuyucularımızı Adana Büyükşehir Belediyesi nezdinde girişimde bulunacakları öğrenilen Adana yerel medyasıyla dayanışma içinde olmaya ve siyonistlerle "kardeşlik" ilişkisini bitirme girişimine destek olmaya çağırıyoruz.

HAKSÖZ-HABER

Adana'da gündemi işgal eden makale, sitemizde "Düşünce Platformu" köşesinde yayınlanmıştı. İşte o makale:

Adana Büyükşehir Belediyesi'ne Açık Mektup / İbrahim Sediyani