1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. İbrahim Milletinin Kurban Bayramı
İbrahim Milletinin Kurban Bayramı

İbrahim Milletinin Kurban Bayramı

İslam toplumlarını namazsız, oruçsuz, kurbansız, hacsız, tesettürsüz kılmak için yoldan çıkarmaya azmetmiş ins ve cinn şeytanlarıyla bitimsiz bir savaşımız olduğu asla unutulmamalıdır.

24 Eylül 2015 Perşembe 00:55A+A-

Kenan Alpay / Haksöz Haber

Kurban Bayramı’mız mübarek olsun. Günümüzü bayram, kestiğimiz hayvanlarımızı hakikate uygun kurbanlar kılmak yani mübarek etmek bizim elimizde. Âlemlerin Rabbine, Allah-u Teâlâ’ya yaklaşmak, rızasına yakınlaşmak niyet ve amellerimizin sahih ve salih olmasına bağlı çünkü. Hepimiz biliyoruz ki takva-ittika salt sözle erişilecek bir makam olmadı hiçbir zaman. Takvaya erişebilmemiz için Kur’an ve Sünnet tarafından bizler için tayin edilen sıratı müstakime yani yol haritasına sıkı sıkıya riayet etmemiz icap ediyor, hem itikaden hem de amelen.

Resullerin Öğretti Kurban

İbadetlerimizin kuru bir gelenek olarak sürüp gitmemesi, atalar dinine dönüşmemesi ve tevhid mücadelesinin öncü resulleri tarafından öğretilen ruhunun tekrar hayatımıza hâkim kılınması hayatımızın hiç değişmeyecek temel ilkesidir. Hamdolsun ki Allah’a yaklaşmanın, Rahman ve Rahim olanın rızasını kazanmanın vesilelerinden biri olan kurban günlerinden birine daha ulaştık yine.

Mekke’den, Mescidi’l Haram’dan, Kâbe-i Muazzama’dan başlamak üzere dünyanın dört bir köşesinden tekbirlerimiz yükselecek arşı alaya. Takiben kurbanlarımızın kanları toprağa, etleri mahrum ve mustazaf kardeşlerimize, halis niyetlerimiz de Rabbimize ulaşacak inşallah. Ne mutlu ki işgal, tehcir, katliam, yokluk, hastalık dâhil bin bir türlü sıkıntıyla kuşatılmış olmamıza rağmen çok boyutlu bir mücadele yürüten İslam ümmetinin bir parçasıyız.

Filistin’den Afrika’nın yüzlerce ayrı bölgesine, Kafkasya’dan Balkanlara, Suriye’den uzak Asya’ya değin milyonlarca kardeşimize Kurban bayramı vesilesiyle ne ulaştırılacak? Elbette ki kardeşlerimizin üzerlerimizdeki haklarından en azından küçük bir parçasını teslim edeceğiz. Bu görevi için yola düşenler, maddi manevi destekleriyle bu yolları açıp kolaylaştıranlar basit bir iyiliği değil kuşatıcı ve üretici bir iyiliği tahkim ediyorlar esasen. Haccın Mekke ve Arafat’ta ifa ettiği kaynaşma ve paylaşma dünyanın birbirine en uzak diyarlarında dahi kurbanın ifa ettiği kaynaşma ve paylaşmayla perçinleniyor.

İslam toplumlarını namazsız, oruçsuz, kurbansız, hacsız, tesettürsüz kılmak için yoldan çıkarmaya azmetmiş ins ve cinn şeytanlarıyla bitimsiz bir savaşımız olduğu asla unutulmamalıdır. Kaldı ki imtihan alanımız sadece ibadetlerden soyutlanmaktan ibaret değil. En az bunun kadar tehlikeli olan sınavımızın ibadetlerin ruhunu çökertmeye, içini boşaltmaya kalkışan ins ve cinn şeytanlarına karşı sürdürülen mücadele olduğu unutulmamalı. Şeytanı ve şeytanlaşmış insanlara karşı hayatının sonuna kadar savaşması gerektiğini unutan fert ve toplumların akıbeti hiç hayrolmamıştır.

Kurban Mücadelesi/Mücahedesi

Kurbanımız İbrahim gibi adamayı, İsmail gibi teslim olmayı talim etmektir her şeyden önce. İbrahim’in milleti modern milliyetçilik/ulusçuluk bataklığından, bu bataklığa sürükleyen söylem ve sembollerden nasıl arınacağı nereden ve kimden öğrenecek, belli değil mi? İbrahim’in milleti bütün bir yeryüzünü mescid kılacak iradeyi tevhid sancağıyla sembolize edeceği bir mücadeleyle fethedebilir.

Etnik veya mezhebi temelde tanımlanmış modern sembol, söylem ve stratejilere hapsedilen sevinçler de hüzünler de Millet-i İbrahim’in her zaman aleyhine olmuştur. Kurban bizi geleneksel ve modern sapmalardan arındıran bereketli bir salih amel olarak idrak edildiği oranda İbrahim ve İsmail (a.s)’ın yolundayız demektir.

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Muhammed Mustafa (a.s)’nın namaz ve infak, kurban ve cihad, hicret ve oruç, tesettür ve edeple kazandırmak istediği vasıfları kuşanmayı ertelemek veya ihmal etmek durumunda değiliz. Yetimlere, öksüzlere, anne-babaya, akrabalara, komşulara, yolda kalmışlara, miskinlere ulaşmak için Allah-u Teâlâ bizlere fırsatlar tanıyor, imkânlar yaratıyor. Ama bu sorumluluk zalimlerle, katillerle, müfsidlerle, işgal ve tehcir politikası yürütenlerle mücadele etmekten ayrı değil. Zulme ve zalime karşı mücadele namazın, orucun, zekâtın olduğu gibi kurban kesmenin de doğal ve zaruri bir parçası çünkü.

Rabbim kurbanlarımızı makbul ve bereketli kıl!

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

1 Yorum