1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. İBB'deki İşçi Kıyımı ve İdeolojik Körleşmenin Asıl Meseleyi Unutturması
İBB'deki İşçi Kıyımı ve İdeolojik Körleşmenin Asıl Meseleyi Unutturması

İBB'deki İşçi Kıyımı ve İdeolojik Körleşmenin Asıl Meseleyi Unutturması

Yazısında İBB’deki işçi kıyımını değerlendiren İsmail Kılıçarslan, “Daha dur, daha bunlar iyi günleriniz, daha yediklerinizi kusturacağız size” çıkışlarını da “İdeolojik körleşmenin asıl meseleyi unutturması” olarak tanımlıyor.

31 Ağustos 2019 Cumartesi 11:54A+A-

İsmail Kılıçarslan’ın Yeni Şafak’ta yayımlanan “Sıkışıp Kaldığımız Bazı Yerler” başlıklı yazısının (31 Ağustos 2019)  konuyla alakalı bölümü şöyle:

İBB Başkanı İmamoğlu, 3.000’den az, 5.000’den fazla olmamak üzere insan çıkarttı belediyeden. Görünen o ki çıkartmaya da devam edecek. Üstelik çıkarttığı insanların tamamına yakını yönetici, müdür, şef falan değil, dümdüz emekçi. “Kimseyi işten çıkartmayacağız” diye söz vermesine rağmen Sayın Ekrem bunu yapmakta özgür elbette. Ya da şöyle söyleyeyim. Bir politikacının tutmadığı ilk söz değil bu, sonuncusu da olmayacak. Ancak, kimi asgari ücrete kimi 3.000 TL maaşa çalışan bu emekçiler hakkında “ortalama insanın” verdiği tepkiler var ya. İşte onlar sıkışıp kaldığımız ikinci yer. Kendisi de asgari ücrete yahut 3.000 TL maaşa çalışan, bu maaşı iki ay üst üste almasa ekonomik darboğaza girecek insan teki “daha dur, daha bunlar iyi günleriniz, daha yediklerinizi kusturacağız size” yazıyor. Dikkat isterim: Bunu bir müdüre, bir daire başkanına, bir şefe değil; İSPARK’ın otopark görevlisi, çoluğunu çocuğunu aldığı üç kuruş maaşla geçindirmeye çabalayan “standart gariban”a diyor.

“İdeolojik körleşmenin asıl meseleyi unutturması” diyorum ben buna. Bizi gündelik politikanın “kanalizasyona benzer” dehlizlerine tıkıp asıl meselelerimizin hiçbirini ama hiçbirini konuşturmayan tutukluk budur işte. Adil ücretlendirme, kaynaklara eşit erişim, gelir adaletsizliği, sınıflar arası uçurum, alt sınıflar, prekarya korkusu, orta sınıf öfkesi… Hiçbiri ama hiçbiri gündem olamıyor, çünkü ülkemizde taraflar sıra kendilerine geldiğinde diğerini kusturma “fantezisi” ile mutlu oluyorlar. Bu “yanılgılar küresi”nden çıkmamamız ise en çok politikacıların işine geliyor.

 

HABERE YORUM KAT