HAKSÖZ-HABER

Türkiye’de göçmen ve sığınmacı karşıtı politika izleyen CHP, İYİ Parti ve ZP gibi ırkçı partiler, seçim stratejilerini de garibanların yaşamlarını alt üst etme üzerine kuruyor.

Bu partiler, ülkenin en dezavantajlı kesimleri olan sığınmacıları seçim beyannamelerinin ana malzemesi yapıyorlar.

Sığınmacıları ana düşman kategorisine alanlardan biri de İYİ Parti’nin ırkçı genel başkanı Meral Akşener.

Partisinin seçim beyannamesini açıklayan Akşener, savaş ve zulümden kaçan mazlumları “nereden geldiği belli olmayan”, “kaçak”, “istilacı” gibi çirkin ifadelerle itham etti.

Yönetecekleri belediyelerde, sığınmacılara ait yabancı alfabelerle yazılan tabelalara izin vermeyeceklerini belirten Akşener, şunları söyledi:

“Öncelikli olarak tabela standartları getireceğiz. Böylece hem kent estetiğini koruyacağız hem de yabancı alfabelerle tabela asılmasının önüne geçeceğiz. Bu kurala uymayan mevcut tabela ve reklam panolarını süratle kaldıracağız. Şimdi biz böyle deyince bazı aklı evvel propagandistler hemen balıklama atlayacaktır. O nedenle açıklık getirelim. Buradaki kastımız elbette dünyada olduğu gibi, ülkemizde de, kendisine yer edinmiş uluslararası markalar değil. Hani, kültürümüzle yabancılaşmış, malum dükkanlar var ya. Hani âdeta, bir başka ülkedeymiş gibi hissettiren sokaklar, gettolaşmış mahalleler, var ya. İşte tam olarak, onların hepsini, bitirmeye geliyoruz.”

Akşener gibilerin gücü tabi ki uluslararası markalara yetmiyor, güçleri sadece  mazlumlara yetiyor.

İslam coğrafyasından gelen muhacirler kültürümüze yabancı lakin Batı menşeli kurumlar kültürümüzle çok uyumlu değil mi?

Starbucks, McDonald’s, Burger King gibi hem ismi İngilizce olan hem de Siyonizme hizmet eden markalar tehdit değil ama mahalle arasında geçimini sağlamak için küçük dükkanlar açan muhacirler büyük tehdit oluyor!

Allah’tan Meral Akşener gibi muhacirleri tehdit olarak gören ırkçı-faşist yöneticilere fırsat vermemesini niyaz ediyoruz.