1. YAZARLAR

  2. Selçuk Gültaşlı

  3. Fransa'dan "ordu"lu siftah
Selçuk Gültaşlı

Selçuk Gültaşlı

Yazarın Tüm Yazıları >

Fransa'dan "ordu"lu siftah

01 Temmuz 2008 Salı 03:53A+A-

Bugün altı aylık dönem başkanlığını Slovenya'dan devralan Fransa'nın Türkiye'ye ilişkin tutumu ilk günden soru işaretlerine yol açtı. Türkiye'nin muhtemel üyeliğine en şedid itirazı yapan Fransa'nın Türkiye'de siyasete dört kere açıktan müdahale etmiş ordu için "Demokrasinin yerleşmesi için önemli rol oynadı" sözleri kafaları karıştırdı.

AK Parti kapatma davasının muhtemelen Fransa dönem başkanlığında neticelenecek olması, Avrupa Birliği (AB) tepkisini büyük oranda Paris'in orkestra edeceği manasına geliyor. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, dün Paris'te AB ve Avrupa Konseyi'nin şimdiye kadarki açıklamalarının tersine kapatmanın hasıl olması durumunda "tepkisiz kalabilecekleri" yorumlarına yol açabilecek demeçler verdi.

Dönem başkanlığını Fransa'ya devreden Slovenya, Türk basınında çıkan bu tür haberleri yalanlamış, Avrupa Birliği Komisyonu da kapatma davasına yönelik pozisyonunda bir değişiklik olmadığını tekrar vurgulamak durumunda kalmıştı. Kouchner'in sözleri, 1998'den bu yana her yıl ilerleme raporu yayınlayan ve ordu-siyaset ilişkilerine geniş yer ayıran AB Komisyonu raporları ile temelden çelişiyor.

Ankara, 6 ay boyunca hem Fransa'nın müzakerelere yönelik tavrını hem de şu an Senato'dan geri dönen Türkiye'nin muhtemel üyeliğini referanduma götüren anayasa değişikliğinin nasıl neticeleneceğini yakından takip edecek. Paris de 13 Temmuz'daki Akdeniz İçin Birlik Zirvesi'ne Türkiye'nin katılıp katılmayacağını merak ediyor.

Ankara, Fransa'nın muhalif tutumuna rağmen başkanlığı sırasında tarafsız bir tutum takınmasını, hazır fasılları müzakerelere açmasını bekliyor. Diplomatlar, Fransız dönem başkanlığı sırasında Kıbrıs Rum Kesimi ile yapılacak pazarlıklar çerçevesinde 2 ila 4 faslın müzakerelere açılabileceğini, ancak Paris'in tavrı göz önüne alındığında 2 faslın makul bir sayı olacağı konusunda birleşiyor. Türkiye'nin müstakbel üyeliğine itiraz eden Almanya ve Avusturya, dönem başkanlıkları sırasında tarafsız yaklaşımlar sergilemiş ve ülkelerinin tavrını müzakere sürecine bulaştırmamıştı.

Avrupa siyaseti açısından ise kucağında Lizbon Anlaşması'nı reddeden İrlanda krizini bulan Fransa'nın enerjisinin büyük bir kısmını reform sorununa yoğunlaştırması bekleniyor.

Fransa, dönem başkanlığı görevinde en önemli öncelikleri olarak AB'nin yeni anayasası Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'daki referandumda reddedilmesinin doğurduğu krizden çıkış yolunun belirlenmesini, AB-NATO işbirliğinin geliştirilerek AB savunmasının güçlendirilmesini ve Akdeniz İçin Birlik projesinin geniş katılımla hayata geçirilmesini gösteriyor.

Diplomatlar, Fransa'nın AB-NATO işbirliğinde ve Akdeniz İçin Birlik projesinde istediği sonuçlara ulaşmasının büyük ölçüde Türkiye'ye dayandığını belirtirken, petrol ve beraberinde doğalgaz fiyatlarının yeni rekorlar kırmasının da AB enerji politikasının başarısında Türkiye'nin önemini artırdığına dikkati çekiyor.

YAZIYA YORUM KAT