Siyonist işgal devletinin hukuk düzeni Filistinlinin hukukuyla adeta dalga geçiyor. İşgalcilerin hukuk nizamında bir Filistinlinin canının hukuki bir değeri olmadığı için onu öldürene çoğu zaman herhangi bir ceza verilmiyor. Ceza verilmesine ihtiyaç duyulduğu zaman da adeta dalga geçercesine ve şikâyetçilerle alay edercesine sembolik ve saçma ceza veriliyor.

İşgal yönetiminin Tel Aviv'deki sözde Sulh Mahkemesi 23 yaşındaki Hazim Adil Ebu'd-Daba'at adlı bir Filistinliyi kasten öldüren işgalci polis Ritson Buriya'yı, işgal yönetimine dört ay süreyle zorunlu hizmette bulunmakla cezalandırdı. Yani öldürülen kişinin yakınlarının hukukuyla ilgili bir hüküm veya en azından benzer bir cinayet işleme cüreti gösterebileceklere karşı caydırıcı yönü olan herhangi bir ceza verilmediği gibi tam aksine teşvik edici nitelikte karar çıkarılmış oldu. Yani kasten bir can almanın cezasının süresi sadece dört ay, o da hapis veya tecrit değil "zorunlu hizmet", üstelik bu hizmetin mağdur edilenlere bir yararı olmayacak, kendisini cinayeti işlemeye sevk edenlerin yararına verilecek.

Bir buçuk yıl süren davadan sonra böylesine saçma ve kendileriyle dalga geçer tarzda bir hüküm çıkması Hazim Adil ailesini ikinci kez derinden sarstı.

Hazim Adil 15 Eylül 2011 tarihinde Tellu'r-Rebi' (Tel Aviv)'de berberlerin tatil gününde arkadaşlarıyla birlikte pikniğe giderken, saldırıya gerekçe teşkil edecek hiçbir fiili olmaksızın, işgalci polisin kasıtlı saldırısına maruz kalarak hayatını kaybetmişti. Cinayet ve mahkemenin tutumu, İsrail polislerinin Filistinlileri tamamen keyfi bir şekilde öldürmeleri durumunda da nasıl bir cezayla cezalandırıldıklarını ve işgal devletinin ırkçı politikalarını göstermesi açısından son derece düşündürücü bir hadiseydi.