Eygi'yi öldüren işgal askeri, sevinç gösterisi yapmış
Filistinli görgü tanığı Munir Hıdeyr, Türkiye-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'yi öldüren siyonist keskin nişancının ateş ettikten sonra sevinç çığlığı attığını söyledi.
Görgü tanıkları, Ayşenur Ezgi Eygi'nin siyonist keskin nişancısı tarafından başından vurulduğunda "sükunetin hakim olduğunu", atışı yapan askerin ise isabet ettiğini görünce sevinç gösterisi yaptığını anlattı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde Nablus'a bağlı Beyta beldesinde Filistinliler, Eygi'nin başından vurulduğu noktaya kanının değdiği taşları dizdi, üzerine zeytin dalları, ortasına da aktivistin resmini koydu.
Belde halkı, anıtın yanına Filistin bayrağı diktiklerini ancak işgal askerlerinin 6 Eylül'de gelip bölgede inceleme yaptığını bu sırada Eygi'nin vurulduğu noktaya dikilen Filistin bayrağını söküp kan bulaşan taşları aldığını anlattı.
Zeytin ağacının altında Filistinlilerin yaptığı küçük anıtta şimdi sadece Türkiye bayrağı duruyor.
Keskin nişancının konuşlandığı hakim tepedeki evin çatısı ile Eygi'nin vurulduğu zeytin ağacı arasındaki mesafe yaklaşık 240 metre. Ayrıca, işgal askerlerinin, Eygi'nin bulunduğu yerden çok daha yüksek ve etrafa hakim bir noktada konuşlandığı görülüyor.
İşgal ordusunun olaya ilişkin açıklamasında, askerlerin "tehdit altında hissettiği ve bu nedenle taş atan birini hedef aldığı" iddia edilmişti. Buna karşın görgü tanıkları "ateş edildiğinde sükunetin hakim olduğunu" vurguluyor.
"Keskin nişancı ateş ettikten sonra sevinç çığlığı attı"
İşgal askerlerinin pozisyon aldığı hakim tepedeki evin sakini Filistinli Munir Hıdeyr (65), evin çatısında keskin nişancının konuşlandığı ve Ayşenur'un sığındığı noktanın çok rahat görülebildiği pozisyonu AA ekibine gösterdi.
Hıdeyr, o günkü gösterilere işgal askerlerinin göz yaşartıcı gaz ve gerçek mermiyle müdahale etmesinin ardından kızının evine sığındığını söyledi.
İşgal askerlerinin ve bir keskin nişancının evin çatısında konuşlandığını belirten Hıdeyr, bölgede askeri ciplerle başka birliklerin de bulunduğunu dile getirdi.
Hıdeyr, "İsrail askeri, vurduğu kişinin Filistinli olduğunu düşünüyordu. Filistinli dediğinin silahı yok, taş atıyor, siz ateş ediyorsunuz. (Ayşenur'u) Onu vurduktan sonra sevindi, çığlık atıp sevinç gösterisinde bulundu." dedi.
ABD vatandaşları Rachel Corrie, gazeteci Şirin Ebu Akile ve şimdi de Ayşenur Ezgi Eygi'nin İsrail şiddeti nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkati çeken Hıdeyr, İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'da 50 bin Filistinliyi öldürdüğünü, 100 bin kadar insanı yaraladığını tüm bunlara rağmen hiçbir şekilde hesap vermediğini ve ABD nazarında adeta "şımarık bir çocuk olduğunu" dile getirdi.
Hıdeyr, soruşturma için bölgeye gelen rütbeli bir subay ile arasında geçen diyaloğu ise şöyle aktardı:
"Rütbeli bir subay soruşturma için buraya geldi. Bana 'Her şey yolunda mı?' diye sordu. 'Siz geldiyseniz değil' dedim. 'Neden ki?' diye sordu. 'Her cuma buraya geliyorsunuz sorun çıkıyor, biz cuma namazımızı kılıp dağılacağız. Siz geliyorsunuz olay çıkıyor' dedim. 'Taş atıyorsunuz' diye karşılık verdi. 'Siz varsınız diye taş atılıyor? Çocuğun elindeki taş füze midir? Taş size ne yapar? Buradaki mesafe neredeyse 300 metre buradan çocuk size taş atabilir mi?' dedim."
- "Bu cinayet, bu trajik ölüm belki bir parça adalet getirebilir"
Uzun yıllardır siyonistlerin bölgedeki toprak gaspına karşı gösterilere katılanSiyonizm karşıtı yahudi aktivist Jonathan Pollak, olay günü Beyta'da cuma namazının ardından düzenlenen gösteriler sırasında çıkan olayları askerlerin göz yaşartıcı gaz ve gerçek mermiyle hızla dağıttığını, belde halkının tepenin aşağılarına kaçtığını anlattı.
Saldırıdan önce bölgede uzun bir süre "sükunetin hakim olduğunu" vurgulayan Pollak, işgal askerlerinin tepede bölgeye hakim bir evde konuşlandığını ve bir askerin silahını kurduğunu gördüğünü aktardı.
Pollak, birkaç saniye arayla iki el ateş açıldıktan sonra yardım çağrıları üzerine Eygi'yi başından yaralanmış halde yerde yatarken gördüğünü, Türk aktivisitin yanına gidip elini başının altına koyduğunu ve kanamasını durdurmaya çalıştığını anlattı.
Bilinci kapalı olarak sağlık ekiplerinin teslim aldığı Eygi'nin renginin solmaya başladığını ve tüm çabalara rağmen kurtarılamadığını dile getiren Pollak, şunları söyledi:
"Bunu yapan asker kasıtlı bir ölüm atışı yaptı. Bu ölüm atışı, münferit bir olay değil. Bu İsrail'in Batı Şeria'da arttırdığı gerilim ve şiddetin bir örneği. Ayşenur'u öldüren mermi Nur Şems, Tulkerim ve Cenin'de insanları öldüren mermiyle aynı. Ayşenur ile aynı gün buradan birkaç kilometre ötede 13 yaşında Filistinli bir kız çocuğunu öldüren mermi aynı. Bu ABD'nin finanse ettiği ve İsrail'in Gazze'de cezasız biçimde işlediği soykırımda kullanılan mermilerle aynı. Bu oluyor, çünkü olabiliyor. Çünkü dünya hesap sormuyor. Daha fenası dünya utanç içinde İsrail'i destekliyor. Artık belki zamanı gelmiştir; bu cinayet, bu trajik ölüm bir parça adalet getirir ve Filistinlilerin sömürgeleştirilmesini azaltır."
"İşgal askerleri tarihsel olarak en belirgin durumda bile dokunulmaz"
Pollak, işgal ordusunun "askerlerin, taş atanlar karşısında kendilerini tehdit altında hissettiği ve bu nedenle ateş ettiği" şeklindeki açıklamasına ilişkin ise ateş edildiğinde "etrafın çok sakin olduğunun" altını çizdi.
Pollak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail askeri prosedürleri, askerlere, tehdit altında hissettiklerinde ateş etme hakkı veriyor ve bunu söylediklerinde kendilerini cezasız bırakarak koruyacak bir sistemin arkalarında olduğunu biliyor. İsrail'in yürüttüğü soruşturmaya gelecek olursak, en bariz durumda bile tarihsel olarak dokunulmazlık sağlanan İsrail askerleri, açıkça zeytinlikte sadece duran uluslararası bir aktivisti vurdu. (İsrail ordusunun) Onların bunu tarafsız biçimde soruşturmasını mı bekliyoruz? Bu senin evine girip, televizyonunu çalıp, sonra da soruşturmanın sorumluluğunu üstlenmem gibi."
İşgal ordu sözcülüğü ise AA muhabirinin, Eygi'nin ölümüne ilişkin sorularına yanıt vermedi.
HABERE YORUM KAT