Kudüslüler, ümmetin şerefini ve Kudüs’e kök salmış tarihini korumak için hergün çok büyük bedel ödüyorlar. Kudüslüler, işgalci İsrail’in arap ve Müslüman olan Kudüs’ü “urşelim” yani bir yahudi şehri yapmak için yaptığı bütün her şeye karşı çıkıp “Kudüs, araptır.” diyerek haykırmaya devam ediyorlar.

Burada Kudüs, işgalci İsrail’in zorbalığına ve hakkı değiştirmek ve sonunla savaşmak için harcadığı muazzam paralara karşı “Kenanlı Arap, İbrahim oğlu, Yakup oğlu, Yusuf oğlu” olduğunu vurguluyor.

İşgalci İsrail, Kudüs’ü yahudi şehri haline getirmek için giriştiği savaşın büyüklüğünü farkında. Öyle ki her gün Filistinlilerin evlerini yıkıyor, onları Kudüs’ten atıyor ve bu şekilde nüfusu değiştirmek için çalışıyor.

1967 yılından bu yana yıkılan ev sayısının 3000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Günümüzde de 15 bin ev yıkılma tehdidi ile karşı karşıya.

İsrail güçleri, 25 temmuz 2016 tarihinde şu ana kadarki en büyük yıkım operasyonunu gerçekleştirdi. O gün tam 20 ev, izinleri olmadığı gerekçesiyle yıkıldı.

Ey batıl! İstediğini yap ve istediğin gibi yık. Sen, bir gün buradan göçüp gidecek bir yolcudan başka bir şey değilsin. İşte o zaman buranın asıl sakinleri, zalim ve gaspçı işgalin sona ermesiyle sevineceklerdir. O zaman, evleriyle köklü bir ilişkileri olan insanlar, tebessüm edecek, evleri de kendileriyle beraber tebessüm edecektir.

Diğer taraftan İsrail arazi dairesi, 770 yeni yerleşim birimine onay verdiğini açıkladı. İsrail hükümeti de geçtiğimiz haftalarda Kudüs’te bulunan yerleşim yerlerinde yüzlerce yeni konut yapılacağını duyurdu. Ayrıca İsrailli insan hakları örgütü Betselim, İsrail güçlerinin ocak-haziran ayları arasında Batı Şeria’da 168 evi yıktığını açıkladı.

Kudüs, asla değişmeyecek. Kudüs, ortak kabul etmeyecek. Kudüs, her şeyiyle zalim İsrail işgalinden kurtulmasının Müslümanların boynunda borç olduğunu hatırlatıyor.