Ergenekon Sanığı: TSK'nın Haberi Var
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında tutuklu sanık Neriman Aydın'ın çapraz sorgusu ve avukatının savunmasının ardından Aydın ile örgüt ilişkisi içerisinde olduğu ileri sürülen teğmen Mehmet Ali Çelebi, savunması için kürsüye da
Bu arada Çelebi'nin avukatı Hüseyin Ersöz, soruşturma aşamasında Mehmet Ali Çelebi'nin evi ve iş yerinde yapılan arama ve el koymaların hukuksuz olduğunu ileri sürdü. Ersöz, Arama ve el koyma kararlarının İstanbul'dan alındığını ancak bu kararın Ankara polislerince uygulandığını belirterek, "Bu kararın Ankara'dan alınması gerekirdi. İstanbul yetkisiz olduğu için de uygulanan bu kararların geçersiz sayılmasını talep ediyoruz." dedi. Ersöz ayrıca Çelebi'nin savunma yapacağı sanık kürsüsünün, kendilerinin oturduğu bölüme yaklaştırılmasını da istedi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in de taleplerinin reddi yönünde görüş belirtmesinin ardından duruşmaya ara verildi. Yaklaşık 15 dakika sonra mahkeme heyeti, Ersöz'ün her iki talebinin de reddine karar verdi. Ardından da Çelebi savunması için kürsüye çağrıldı.
Tutuklu sanık Mehmet Ali Çelebi, soruşturma aşamasında intihar eden Deniz Kurmay Albay Berk Erden ve Deniz Yarbay Ali Tatar ile evinde ölü bulunan ve intihar ettiği iddia edilen emekli Albay Abdulkerim Kırcı'nın şehit olduğunu belirtip, onları saygıyla anarak savunmasına başladı. Çelebi, intihar eden Ali Tatar'ın anısına saygı göstermek için Deniz subaylarının kullandığı bir armayı ceketin yakasına takarak duruşmaya çıktığını söyledi.
Dava konusu iddianamede iki şeyin olmadığını belirten Çelebi, "Birincisi bu iddianamede hukuk yok. İkincisi iddianamede ben yokum. Çünkü iddianamede yaratılan canavarın benle bir alakası yok. Bu iddianamenin mantığıyla terörist sayılamayacak tek bir insan bile bulunamaz. Şahsımda TSKve dolayısıyla Türk milletinin nasıl hedef tahtasına oturtulduğunu göstereceğim. Şu ana kadar orduya ve millete yararlı bir fert olmaktan başka emel gütmedim." dedi.
İddianamede tutuklu sanıklardan Kemal Aydın'ın evine gittiği iddiasına itiraz eden Çelebi, "Ben sadece tutuklanmasının ardından Kemal Aydın'ın ailesini ziyaret etmek için evine gittim." dedi. Çelebi, tutuklu sanıklardan Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu ile yaptığı görüşmelerinden TSK'nın haberi olduğunu söyledi.
Öte yandan İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsünde tedavisi süren tutuklu sanık Başkent Üniversitesi eski rektörü Mehmet Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı, yazılı basın açıklaması yaptı. Helvacı sanık Haberal'ın, hayati risk teşkil eden ciddi sağlık sorunlarının da mevcudiyetine rağmen, siyasi baskı neticesinde 17 aydır hürriyetinden kasten mahrum edildiğini ileri sürdü.
Başkent Üniversitesi'nin santraline ait iki telefon numarasının izinsiz dinlenerek, kayda alınıp iddianamenin ekleri arasına konulduğunu belirten Helvacı, "Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu işlenmiştir. Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nce, müvekkilimizle ilgili hukuksal hiçbir gerekçe göstermeksizin ve yaşam hakkını da ihlal etmek suretiyle, tutukluluk halinin devamına karar veren 9 Hakimin 'Yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olarak hukuka aykırı davrandıkları' tespit edilerek, tazminata mahkum edilmelerine karar verilmiştir." dedi.
Avukat Helvacı, açıklamada İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen fezlekede, Başkent Üniversitesi ve Kanal B ile bağlı kuruluşlarında yapılan aramaları hatırlattı. Helvacı, "El konulan ve kime ait odada, ne şekilde bulunduğu ayrıntılı olarak belirtilen bilgisayar, hardisk ve sair dijital verilerin, çok sayıda olması nedeniyle, ödenek eksikliği bahanesiyle, 1,5 senedir halen daha imajlarının alınamadığının ve incelemelerinin tamamlanmadığının, açıkça belirtildiği görülmektedir." ifadesini kullandı.
Helvacı, "Bu dijital verilerin, 1,5 senedir imajlarını almayan ve üzerlerinde inceleme yapmayarak, yargılamanın kasten sürüncemede kalmasına sebebiyet veren sorumlular hakkındaki suç duyurusu talebimiz reddedilmiştir. Bunun üzerine, müvekkilimiz Prof.Dr. Mehmet Haberal tarafından, görevlerini kötüye kullanarak, kasten tutukluluk halinin uzamasına sebebiyet veren ilgili Cumhuriyet Savcıları ile Emniyet Mensupları hakkında adli makamlara doğrudan suç duyurusunda bulunularak, haklarında ayrıca tazminat davası açılmıştır." dedi.
Prof.Dr. Mehmet Haberal ile ilgili incelemelerin, ödenek yetersizliği nedeniyle neden 1,5 yıldır yaptırılmadığını soran Helvacı, "HSYK'nun başkanı sıfatıyla Sayın Bakan'ın sorumlular hakkında resen yasal işlem başlatıp, başlatmadığını?" sorusuna da cevap verilmesini istedi.
HABERE YORUM KAT