1. YAZARLAR

  2. Fikret Ertan

  3. 'Dondur-dondur' formülünü İran düşünmeli
Fikret Ertan

Fikret Ertan

Yazarın Tüm Yazıları >

'Dondur-dondur' formülünü İran düşünmeli

20 Temmuz 2008 Pazar 15:40A+A-

İran ile milletlerarası camia denilen büyük devletler ve BM arasında yıllardır çözülemeyen bir problem olarak kalmaya devam eden konu, malum İran'ın nükleer programının uranyum zenginleştirme bölümü.

Esasen İran, zenginleştirme faaliyetlerinde önemli mesafeler kat etmiş ve bu da karşı tarafı endişeye sevk etmiş bulunuyor.

Burada hemen hatırlatalım; İran, 8 Nisan 2006 günü Natanz'da bulunan uranyum zenginleştirme merkezinde 164 adet santrifüjü başarıyla çalıştırarak zenginleştirmede yüzde 3,5 oranına ulaştığını açıklamış, 8 Nisan'ın bundan böyle 'Nükleer Teknoloji Günü' olarak kutlanacağını ilan etmişti.

Bu milli günün birinci yıldönümü olan 8 Nisan 2007 günü de nükleer teknolojide bir başka başarıya ulaştığını açıklamıştı. Bu başarı da zenginleştirmede sanayi üretimi seviyesine ulaşılmasıydı.

Bu yıl aynı tarihte kutlanan milli günün ikinci yıldönümünde de İran nükleer teknolojide ulaştığı son başarıları dünyaya ilan etmişti. O gün Natanz'da konuşan Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, zenginleştirme merkezinde 6.000 adet yeni santrifüj montajına başladıklarını ve bunun mevcut 3.000 adede ilave olacağını söylemişti.

Bazı önemli safhalarını kısaca anlattığım İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinde açıklanan ve bilinen son durum böyle ve İran yıllardır açıkça ilan ettiği gibi hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğini, uranyum zenginleştirmeden vazgeçmeyeceğini defalarca açıklamış bulunuyor.

İran'ın meydan okuyan bu tavrına karşılık milletlerarası camia da İran'a uranyum zenginleştirmeyi durdurmasını, durdurmadığı takdirde ek müeyyidelerle karşılaşacağını söyleyip duruyor.

Yıllardır değişmeyen bu karşılıklı pozisyonlar işte son defa dün Cenevre'de yapılan geniş katılımlı bir toplantıda yeniden ele alınacaktı. Bu yazıyı yazdığım gün başlayan ve sadece bir gün sürecek olan toplantıya kısaca P5+1 denen BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya temsilcileri ile AB Güvenlik Temsilcisi Solana ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın 3 No'lu ismi Burns katılacaklardı. Burns'ın toplantıya katılması şüphesiz önemli; ancak bunu fazla büyütmemek de gerekiyor; zira Burns toplantıya müzakere amacıyla değil dinlemek amacıyla katılıyordu. Üstelik söylenenlerin tersine Amerika'nın tavrı da hiç değişmemişti; yani Amerika İran'ın zenginleştirme faaliyetlerini durdurma talebinden vazgeçmemişti.

Amerika'nın tavrı böyleyken diğerlerinin tavrı da bundan fazla farklı değil elbette; onlar da anlamlı müzakerelerin başlaması için İran'ın en azından zenginleştirme faaliyetlerini dondurmasını ya da askıya almasını istiyorlar. Nitekim, bu istek ve alakalı konular bugün 'dondur-dondur' şeklinde ifade edilen bir ara müzakere formülü olarak P5+1 grubu tarafından İran'a teklif edilmiş bulunuyor.

Esasen bu formül aynı grup tarafından İran'a 2006 yılında yapılan teklifin biraz daha genişletilmiş, güçlendirilmiş şekli. Teklifte İran'ın barışçı amaçlar için nükleer enerjiyi geliştirebileceği ve bu ülkenin bu çerçevede Nükleer Silahların Yayılmasını Önleyen Anlaşma (NPT)'yı imzalayan öteki ülkelerle aynı muameleye tabi tutulacağını en başta kabul ediyor. İran'ı zenginleştirmeden vazgeçirmeyi ana hedef alan bu formülün içinde İran'a nükleer santrallerini geliştirmesi için yardım edileceği, bu santraller için gerekli olan nükleer yakıtın sağlanacağı gibi önemli vaatlerin yanı sıra İran'a ticarî kolaylıklar tanınacağı gibi hususlar da yer alıyor. İşte bu formül büyük ihtimalle dün Cenevre'de bir kere daha ele alınacaktı. Esasen İran ile milletlerarası camia arasındaki problemin çözümü bakımından bu formül en azından bir süre denenmesi gereken bir formül bize göre. İran, muhtemelen bu konuda düşünmeyi kabul edecek gibi görünüyor.

Cenevre'den işte bu formül konusunda bir adım çıkabilir; başka da bir şey çıkmaz. Toplantı sona ermeden benim söyleyebileceğim bu kadar...

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT