1. YAZARLAR

  2. Hüseyin Gülerce

  3. Deniz Feneri'nin anlattığı nedir?
Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Yazarın Tüm Yazıları >

Deniz Feneri'nin anlattığı nedir?

18 Eylül 2008 Perşembe 13:25A+A-

Almanya'daki Deniz Feneri davasının sonucuyla ilgili ilk söylememiz gereken, yolsuzluğu kim yaparsa yapsın bunun savunulamayacağıdır.

Hele insanların hayır ve yardımlaşma duygularının istismarı söz konusuysa, konu asla hafife alınamaz, orta yerde bırakılamaz. Bu davanın Türkiye'de uzantıları varsa görmezden gelinemez.

 

Bu davanın, AK Parti yöneticilerine önemli mesajları var. Bu ülkede, adalet duygusu yıllardan beri yaralıdır. Yargı sisteminin güven erozyonu, sanılandan daha büyüktür. Yaygın kanaat; güçlülere dokunulmamakta/dokunulamamakta, zayıflar, arkası olmayanlar, himaye görmeyenler ağa takılmaktadır.

 

Deniz Feneri davası, AK Parti iktidarına aslında bir fırsat veriyor. Ucu size mi dokundurulmak isteniyor? Bu meselenin üzerine gidiniz. Türkiye'deki uzantıları mı konuşuluyor, merhamet göstermeyiniz. Bu fırsatı değerlendiriniz, varsa faillerini bulunuz, cezalandırılmalarını sağlayınız. Yolsuzluklara bir yerde artık dur denilmesi gerekiyor. Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller, üzerine gitmedikleri, diğer partiler bu meseleyi savsakladığı için 2002 seçimlerinde seçmen onları yerle bir etti.

 

Bu dava, AK Parti'nin derin bir yara alması için, evet kullanılıyor. Daha mahkeme kararı açıklanmadan, Doğan Grubu, Başbakan Erdoğan'a elden para verildiğini bile yazdı. İşte Baykal, daha en başında suçlunun Erdoğan olduğunu ilan etti. İnsanların kafası karışır ama sırf muhalefet adına yapılanlara itibar etmezler. Halk Sayın Erdoğan'a güvendi. Umut bağladı. Önemli olan, bu güvenin sarsılmaması, bu umudun yok edilmemesidir.

 

Önümüzde yerel seçimler var. Bir şeyin şüyuu, vukuundan beterdir. Birtakım söylentiler ayyuka çıkmışsa, bunların önünün kesilmesi gerekir. Sayın Bülent Arınç'ın, "Ben 17 yıl parlamenterlik, bu arada Meclis Başkanlığı yaptım, bütün birikimim 65 bin YTL" çıkışı anlamlıdır. Bu bir ikazdır. Ama burada kalmamalıdır. Adaylar hakkında mesela Sayın Arınç'ın başkanlığında bir heyet, kılı kırk yararcasına değerlendirmeler yapabilir. Bu konu çok ciddiye alınmalıdır.

 

Fakat bu da yetmez. Yolsuzlukla mücadele için yeni tedbirler getirilmelidir. Şeffaflık, herkesin hesap verebilmesi, dokunulmazlıkların kaldırılması şarttır. Kimseye müsamaha gösterilmemelidir. Avrupa Birliği, gırtlağına kadar yolsuzluklara, suistimâllere, rantiyeye batmış bir ülkeyi içine neden alsın?.. Türkiye adeta bir yolsuzluk deryasıdır. Neredeyse bütün kurumlarda bir çürümüşlük var. Haram lokma yemeyi normalmiş gibi kabullenenlerin sayısı hiç de az değildir. Dindar olduğunu düşünen insanlar bile bu konuda son derece gevşek davranıyor. Hassasiyetler giderek azalıyor. Sırtında haramla alınmış elbise, midesinde haram lokma ile mukaddes beldelere gidilse, Kâbe'de dua edilse, Allah o duaları kabul eder mi? "Kulum bu ne tezat" demez mi? Bu işin sağcılığı-solculuğu, laikliği-dindarlığı da yok. Her kesimden pek çok örnek var. Şayet, maaşlı insanlar, birkaç yıl içerisinde büyük servetler edinmişlerse izaha muhtaç değil midir? Bunlardan hesap soracak bir mekanizma neden yok? Varsa neden işlemiyor? Bunlar meselenin bir yanı.

 

Bir diğer yanı da Deniz Feneri davasının zamanlamasıdır. Amerika'daki son finans-yatırım-bankacılık krizi, yeni bir dönemi işaret ediyor. Cumhuriyetçiler yeniden seçim kazanabilir. Bölgesinde gücü ve rolü artan Türkiye'de, AK Parti ile köprülerin atılması söz konusu değil. AB de bu Türkiye'yi artık daha çok istiyor. Doğan Medya Grubu'na, son tartışmada Batı desteğinin gelmemesi anlamlıdır. Ergenekon davası bir mıntıka temizliği yapılmasına imkân verecek. Ancak, AK Parti'nin de fazla güçlenmemesini, çok öne çıkmamasını, kontrolde tutulmasını isteyeceklerdir. Deniz Feneri davasının böyle bir mesajı olabilir.

 

Komplo teorisini sevmem. Ama şunu da biliyorum, güçlenen Türkiye'nin kendi haline bırakılmasını kimse istemez. Bunu şöyle söyleyenler de var: Türkiye, kendi yöneticilerine bırakılamayacak kadar önemli bir ülke...

 

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum