1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Darbeci gazetede, ‘darbe nasıl önlenir’ muhabbeti!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Darbeci gazetede, ‘darbe nasıl önlenir’ muhabbeti!

15 Haziran 2012 Cuma 00:06A+A-

Şaştım kaldım, haberi okuyunca..

Üç gün önce Akit’i ziyaret eden “TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu” üyeleri, önceki gün de Cumhuriyet gazetesini ziyaret etmiş!

Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ali Sirmen’le görüşmüşler..

Görüşülen isimleri okuyunca kahkahalarla gülesim geldi..

İyi de bey abiler, darbeleri sorduğunuz o isimler, zaten darbelerin şakşakçıları değil mi?..

Siz onlara neyi soruyorsunuz?

Ne anlatmalarını istiyorsunuz?

Adamlar sabahtan akşama kadar, gazetelerinde “Millet seçti diye, siyasiler her şeyi yapma hakkını kendilerinde göremezler.. Devletin değişmez kuralları var. Türkiye’nin kendine özgü şartları var. Bu devlet yapısı içindeki askerin konumuna dokunulamaz” diye ahkam kesiyorlar..

Darbeleri araştıran TBMM komisyonu da, bu adamlara gidip, “Ne dersiniz, darbeler nasıl önlenebilir” diye soruyor?

Bizi güldürmek için mi, yoksa muhatapları ile kafa mı bulmak için, anlayamadım.

Darbeleri araştıracak olan bir komisyon, aslında, işe Cumhuriyet gazetesinin yazarlarının fikirlerine başvurarak değil, ifadelerine başvurarak başlamalı.

Onları çağırıp, “Darbelere niye destek veriyorsunuz? ‘Genç subaylar rahatsız’ manşetini hangi amaçla atmıştınız? Ne istiyorsunuz, bu ülkede temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasından ne fayda umuyorsunuz” demesi gerekir..

Bunu demedikleri bir yana, yazarları-muhabirleri darbe amaçlı örgüt yöneticiliği-örgüt üyeliği suçlaması ile cezaevinde olan gazetenin yöneticilerine soruyorlar: “Darbeler nasıl önlenir?”

Daha iki gün önce, aynı komisyon üyelerine anlattım.

Cumhuriyet’in Hikmet Çetinkaya isimli sözde yazarı var ya..

Bu adam, köşesinde, “Akit gazetesinde teröristler barınıyor. Gazete binasında silahlar var. Emniyet niçin bu gazetede arama yapmıyor” diye, dönemin emniyetini tahrik edip, bir basın organının 400 polis ile aranmasına sebebiyet veriyordu..

Arandı da ne buldular?

Hava-civa..

Ertesi günü özür mü diledi, darbe tahrikçisi, gazete sansürcüsü Çetinkaya?..

Yoo.

Kaldığı yerden özgür basının susturulması için tahrikçiliğe devam etti.

Bizim anlattığımız bu olayı, TBMM Komisyonu üyeleri kulak arkası etmiş olmalılar ki, Çetinkaya’nın da olduğu Cumhuriyet yazarları ile, “darbeler nasıl önlenir” muhabbeti yapmışlar..

Komisyonun karşısında duranlardan birisi de, Orhan Erinç. Cumhuriyet’in imtiyaz sahibi.

Aynı zamanda, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı.

İki gün ardı ardına yazdık..

“Orhan Erinç başkanlığındaki Gazeteciler Cemiyeti, 15-20 yıllık basın kartı hamillerini derneğe üye olarak kabul etmiyor” diye.

Şimdi aynı Erinç, komisyon üyelerine anlatımda bulunmuş: “1909’dan bu yana 69 gazeteci öldürüldü!”

Kimse sormamış Erinç’e, “Sen ne yapıyorsun ki? Öldürmüyorsun da, bir iyilik mi yapıyorsun? Gazetecileri adam yerine mi koyuyorsun? Koltuk altından kayıp gider diye, yüzlerce gazetecinin üyelik başvurusunu reddediyorsun. Darbeci ile senin aranda ne fark var ki? Darbeci de, egemenlikleri kaybolmasın diye komplolar kuruyor. Siz de koltuğunuz gitmesin diye, yeni üye müracaatlarını en baştan reddediyorsunuz. İkinizin de yaptığı, koltukların kaymasından korkmak..” dememiş.

Komisyon üyeleri hatırlatma yapmayınca, Erinç de “Darbeleri Araştırma Komisyonu”na karşı, darbe savunuculuğuna devam etmiş: “27 Mayıs’tan bu yana yaşadıklarımızda askeri suçluyoruz, ancak yaşananlara siyasetçilerin de çanak tuttuğunu söyleyebiliriz.”

Bu laftan sonra, bu adamla “darbeleri araştırma” sadedinde bir şey konuşulur mu?

O an bitmiştir artık her şey..

Adam, katili değil, maktülü suçluyor!

“Maktül de, cinayete çanak tuttu, bunu konuşmalıyız” diyor..

Sanki 1960’tan beri, bunu konuşmuyormuşuz gibi..

Sanki egemenler, 50 yıldır, aynı mavalı bize tartıştırmıyormuş gibi..

Akit’i ziyaretleri sırasında, biraz ümitlenmiştim.

“Galiba Türkiye’de bir şeyler değişiyor” demiştim..

Cumhuriyet ziyareti ile anladım ki, her şey eski tas eski hamam..

“Cumhuriyet ziyaret edilmesin” diyemem..

Ama, darbeleri önleme amaçlı çalışma yaparken, birileri “darbe savunuculuğu”na soyunursa, ona da gerekeli dersin verilmesini isterim.

Belki verilmiştir de..

Eğer verildi ise, Cumhuriyet’teki o haberin tekzibini görmek, bize teselli olur..

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT