Çin artık gizlemiyor!

Çin artık gizlemiyor!

Karar gazetesi kapsamlı bir çalışmayla Çin'in artık Doğu Türkistan'daki zulümlerini ifşa etmekten çekinmediğini vurguluyor!

24 Temmuz 2021 Cumartesi 16:32A+A-

amaz kıldıkları, yurt dışını aradıkları gerekçesiyle Uygurları işkence kamplarına kapatan Pekin, dünyaya da “Buralarda eğitim veriyoruz” yalanını pazarlamaya çalıştı. Kurgulanmış gezilerle asimilasyon örtülmeye çalışıldı. Ancak tepkiler cılız kalınca süreç sonlandırıldı. “Katılımcıları mezun ettik” diyen yönetim, kampları gözaltı merkezlerine dönüştürdü. Türkistanlıların büyük çoğunluğu da yine parmaklıklar ardında tutuldu.

'POLİS DEVLETİNDEN TOPLU HAPSETME DEVLETİNE GEÇİLİYOR'

Hükümet yetkilileri, dönüştürülen en büyük toplama kamplarından biri olan Dabancheng’i gazetecilerin ziyaret etmesine izin verdi. Bölgede incelemede bulunan ziyaretçiler, kampların ‘daha kalıcı cezaevi sistemine’ dönüştürüldüğünü vurguladı. Colorado Üniversitesi’nden Antropolog Darren Byler yaşananları “Polis devletinden toplu hapsetme devletine geçiliyor. Normal davranışlar suç haline getiriliyor” ifadeleriyle anlattı.

sojsj.jpg

UYGURLAR 'MEZUN EDİLDİ' KAMPLAR CEZAEVİ OLDU

Uygur Türklerinin tutulduğu beyin yıkama kamplarını “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandıran Çin dünyadan gelen tepkiler sonrası bu merkezlerdeki öğrencilerin ‘mezun’ olduğunu bildirdi. Hiçbir bir yasal dayanağı bulunmayan toplama kampları ise nispeten daha yasal bir kılıfa sokularak cezaevleri ve gözaltı merkezlerine dönüştürüldü. Uygurların çoğu da bu cezaevlerine ve gözaltı merkezlerine konuldu.

Geçen dört yılda bir milyondan fazla Doğu Türkistanlıyı ‘eğitim kampı’ diye adlandırdıkları toplama kamplarına koyan ve bu uygulamayı “terörle mücadele” şeklinde dünyaya lanse eden Çin yönetimi önce bunları, “mesleki eğitim merkezi” olarak isimlendirdi. Yoğun uluslararası eleştirilerin ardından Çin yönetimi, ‘mesleki eğitim merkezlerindeki’ tüm ‘öğrencilerin’ mezun olduklarını bildirdi. Ancak Amerikan haber ajansı AP’nin devlet gözetiminde Dabancheng adlı toplama kampını ziyareti, uydu görüntüleri, uzmanlar ve eski tutuklularla yapılan röportajlar, Çin’in “eğitim merkezi” olarak tanımladığı bu tesislerin kapatılmış olmasına rağmen, bu ve benzeri birçok toplama kampının ya hapishane veya mahkeme öncesi gözaltı merkezlerine dönüştürüldüğünü ortaya koydu.

Uydu görüntülerine göre, Dabancheng’deki 3 numaralı yolun hemen aşağısında 85 dönümlük yeni bir gözaltı merkezi de dahil olmak üzere birçok yeni tesis inşa edildi. Dabancheng Toplama Kampı, 220 dönümlük bir alana yayılan ve Vatikan’ın iki katı büyüklüğünde bir kompleks ile ülkedeki ve muhtemelen dünyadaki en büyük gözaltı merkezi konumunda. Yerleşkenin önünde asılı olan tabelada, ‘mahkeme öncesi gözaltı tesisi’ anlamına gelen “kanshousuo” yazısı bulunuyor.

Çinli yetkililer, sayının değiştiğini belirterek burada kaç mahkum tutulduğu konusunda bilgi vermeyi reddediyor. Ancak AP, uydu görüntülerinin yanı sıra tur sırasında görülen hücreler ve bankların analizine dayanarak 10 bin civarında kişinin barındırılabileceği tahmininde bulunuyor. Toplama kampındaki faaliyetlere bakıldığında Çin’in hala çok sayıda Uygur ve diğer Türki toplumlara mensup kişileri tuttuğu ve tutmayı planladığı net olarak anlaşılıyor. Ayrıca uydu görüntüleri, 2019 yılında Dabancheng’in merkezine yaklaşık bir mil (1,6 km) uzunluğunda yeni binaların eklendiğini gösteriyor.

Gazetecilere göre söz konusu değişiklikler, kanun dışı “eğitim merkezlerinden” daha kalıcı bir cezaevi sistemine ve ‘yasal olarak gerekçelendirilen’ duruşma öncesi gözaltı tesislerine geçme girişimi gibi görünüyor. Toplama kamplarındaki Uygurların küçük bir kısmı bırakılırken, diğerleri bu hapishanelere nakledildi. Dabancheng’i gören gazetecilere göre, dış dünyadan gelen baskıların neticesinde hiçbir bir yasal dayanağı bulunmayan toplama kamplarının yerini nispeten daha yasal bir zemine oturtulan cezaevleri ve gözaltı merkezleri aldı.

Uygurların çoğu da cezaevlerine ve gözaltı merkezlerine konuldu. Uluslararası araştırmacılar buralara konulan kişilerin genellikle yurt dışına çıkmak ya da dini toplantılara katılmak gibi sıradan, basit nedenlerden ötürü gözaltına alındığını belirtiyor. Colorado Üniversitesi’nden antropolog Darren Byler, birçok mahkumun “herhangi bir standartta gerçek suç” işlemediğini ve haklarında yasal süreç olmaksızın bir “göstermelik” duruşmadan geçtiklerini belirtiyor. Byler, “Polis devletinden toplu hapsetme devletine geçiliyor. Yüz binlerce insan ortadan kayboldu. Bu normal davranışların suç haline getirilmesidir.” ifadelerini kullandı.

TESİSİN SADECE ADI DEĞİŞTİRİLMİŞ

Çinli yetkililerin ‘kapatıldığı’ iddialarına rağmen, kanıtlar Dabancheng’deki 3 Nolu Gözaltı Merkezinin gerçek bir toplama kampı olduğunu gösteriyor. Eylül 2018’de Reuters tarafından çekilen bir fotoğrafta, aynı tesisin kapısında daha önce “Urumçi Mesleki Beceriler Eğitim Merkezi” yazılı olduğu görülüyor. 2018’de bu merkezi ziyaret eden bir inşaat mühendisi, AP’ye yaptığı açıklamada, 2019’da tesisin sadece adının değiştirildiğini ve bir gözaltı merkezine dönüştürüldüğünü söyledi. Ancak Çinli mühendis, ailesine zarar gelebileceği gerekçesiyle ismini vermeyi istemedi.

REVİRDE ZORLA BESLEME ÖNERİSİ

Tesisin içerisindeki sandalyeli ve bilgisayarlı 22 oda, mahkumların avukatları, akrabaları ve polisle görüntülü olarak sohbet etmelerine olanak sağlıyor. Habere göre mahkumlar bu sırada koltuğa bağlanıyor. Yakındaki bir revirde bir sedye, bir oksijen deposu ve ilaçla dolu bir dolap göze çarpıyor. Duvarda asılı olan yönergede, personele hasta mahkumlarla nasıl ilgilenecekleri konusunda bilgi veriyor. Ayrıca açlık grevi yapan mahkumları burunlarına tüp sokarak zorla beslemeleri konusunda talimat yer alıyor.

Kaynak: KARAR
Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT