1. HABERLER

  2. HABER

  3. Cihaner'den Tehdit: Bazıları Uzaklara Kaçacak
Cihanerden Tehdit: Bazıları Uzaklara Kaçacak

Cihaner'den Tehdit: Bazıları Uzaklara Kaçacak

Adana'ya Cum. Savcısı olarak tayin edilen Erzincan Cum. Başsavcısı İlhan Cihaner, basın mensuplarının sorularını yanıtladı ve tehditleri sıraladı.

09 Kasım 2010 Salı 11:47A+A-

Makamında basın toplantısı düzenleyen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, 'başsavcı' ünvanının rütbe ya da bürokratik anlamda bir koltuk olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Başsavcılık makamının, yasa gereği birlikte çalışan savcıların içerisinde 'eşitler arasında birinci' statüsünde olduğunu söyleyen Cihaner, şöyle devam etti:

"Bizim onurla taşıdığımız en büyük unvan Cumhuriyet savcılığıdır. Cumhuriyet savcısının rütbesi olmaz. Kimse bana rütbe vermedi şimdiye kadar. Hiç kimse de alamaz. O anlamda tenzili rütbe lafı çok yanlış. Çok çirkin bir laf. Esas ünvanımız Cumhuriyet savcısıdır. Savcının eğrisi doğrusu olmaz. Bunlar çirkin yakıştırmalardır. En onur duyularak taşınacak ünvan, Cumhuriyet savcısı ünvanıdır. O ünvanı da taşıyoruz. Cumhuriyet savcısının görevi de yasaların verdiği çerçevede, suç ve suçlulukla mücadeledir. Bunu gittiğimiz yerde de elbette yapacağız. Onun için özellikle belli bir kesimin böyle bıyık altından da gülerek yaptığı o yakıştırmalar çok yakışıksız ahlak dışı etik dışı yakıştırmalardır."

Basın mensuplarının, "Adana'ya gidecek misiniz? İstifa mı edeceksiniz?" sorularına İlhan Cihaner, Adana'ya giderek göreve başlayacağını, istifa etmesinin söz konusu olmayacağını söyledi, "Ancak yasal yollara başvuracağım" dedi. Hakkında açılan disiplin soruşturmasının çok uzun süre kurul gündemine alınmadığını, bunu 'yeni kurulun oluşması beklendi' şekliyle yorumladığını anlatan Cihaner, 'kameriye davası'yla ilgili tüm iddianın çürütüldüğünü söyledi. Adliye lojmanlarının bahçesine yaptırdığı kameriyenin ülkenin tek izinli kameriyesi olduğunu vurgulayan Cihaner, tanık olarak meslektaşının dinlenmediğini, sahte belgeyi 'imzala' diyenin kim olduğu konusunun soruşturulmadığını öne sürdü.

Örgüt üyeliğiyle ilgili disiplin soruşturmasını 'absürt, akıl dışı' olarak nitelendiren Cihaner, yaşadığı süreçte hiçbir zaman yılgınlığa kapılmadığını söyledi. Yaptığı yeni bir soruşturma konusunda sır vermeyen Cihaner, atamayla ilgili bir tebligatın ulaşmadığını, gelirse 15 gün içerisinde yeni görev yerine gideceğini, istifa etmeyeceğini bir kez daha vurguladı.

Geçmişe yönelik olarak hiçbir konuda pişmanlık duymadığını, yaptıklarının hukuka uygun olduğunu, yasaların yapmayı emrettiği soruşturmalar olduğunu vurgulayan Cihaner, şunları söyledi:

"Keşke olmasaydı dediğimiz şeyler bize karşı yapılan hukuksuz işlemlerdir. Hukuk içerisinde bunun hesabını da her bir unsurdan, her bir aktörden soracağız. O ayrı. Ama benim Erzincan'a ya da yaptıklarıma dair 'keşke olmasaydı' diyebileceğim, benim irademden kaynaklanan hiçbir hareketim yok. Bunlar Erzincan'da başımıza geldi diye Erzincan ya da Erzincanlılar'a karşı bir kin yada olumsuz duygu besleyecek kadar ilkel biri değilim. Erzincan'da bu süreçte rol alanlarla ilgili, 'efendiye kızıp, uşağı dövmem.' Hesaplaşmamız daha başlamadı. Başlamadı ki bitsin. Erzurum'daki yargılamanın ilk gününde hatta suçlananların savcılık sorgularında soruşturmayı yapanlardan, yalvararak, 'lütfen' diyerek talep ettikleri deliller var. Bunları 'toplayın' dedik. Hala ne Erzurum'daki, ne de bizi yargılayan mekanizmada bunların toplanmasını sağlayabilmiş değiliz. Oysa oradaki suçlamaların tamamını çürütecek, çok basit deliller var. Yani hukuk içindeki hesaplaşma başlamış olsun."

Ergenekon'un Erzincan ayağına ait Yargıtay 11'inci Ceza Dairesi'nde görülen davada diğer şüphelilerin de tahliyelerinin uygun olup olmadığıyla ilgili bir soruya cevap veren Cihaner, özellikle medyaya çıkan ve ünvanlarının başında 'eski' olan bazı hukukçuları 'cep hukukçusu' olarak nitelendirdi. Bunların 'cep kitapları' serisinden yayınlanmış yasalara bakıp, yorumlar yaptıklarını ve kamuoyunda inanılmaz bilgi kirliliği yarattıklarını savundu.

24 Aralık'ta yapılacak yargılama hakkında hiçbir öngörüsü bulunmadığını ifade eden Cihaner, henüz dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye ulaşmadığını bildirdi. Hiçbir ülkede çok tutuklama ile çok dava ile demokrasi olmadığını, intiharların bıyık altından gülünerek verilmediğini anlatan Cihaner, hukukçular ve basının tercihini hep özgürlükten, eşitlikten yana kullanmaları gerektiğini hatırlattı.

Cihaner, "Ama bizde inanılmaz bir gözü dönmüşlük, nerede ise ağızlarından salya saçacak şekilde bir takım ölümle, bir takım tutuklamalar kutsanır hale geldi. Çünkü insanlar şöyle düşünüyor. Terör örgütü üyesi olmakla suçlanan bir adam nasıl başsavcı olur. Oysa o suçlamanın nasıl temelsiz olduğu bu konuyla doğrudan ilgili. Onun için başlangıçta diyorum ki, atamayı gerçekleştirenler tarafından savunmamız alınmadığı gibi o dosyalar onlar tarafından da incelenmemiştir. Baktığımızda akla, mantığa, kronolojiye, coğrafyaya ters, gizli tanık ifadelerinin hiç kesintiye uğratılmadan bire bir iddianamaye alındığını görüyorsunuz. Onlarca insanın yaptığı savunmadan sadece bir cümle ile bahsediliyor. 'Şüpheliler suçlamaları reddetmişlerdir" diye konuştu.

Bazıları çok uzak memleketlere kaçacak

Siyaseti düşünüp düşünmediği sorusuna Cihaner, dokunulmazlık zırhına kavuşmak için siyasete girmeyeceğini bildirdi. Bundan kurtulması gerekenlerin başkaları olacağını bildiren Cihaner, "Şimdi bir kehanette bulunayım. Bu süreçte rol alan bir çok insanın, çok uzak memleketlere kaçacaklarını şimdiden size söyleyebilirim. Bundan başkaları kurtulacak ben niye kurtulayım? Ben burada saldırıya, açık bir hukuksuzluğa uğramış bir insanım. Bunların hesabını sorunca, bunun zamanı gelecek tabii ki başkaları kaçacak, başkaları kurtulmaya çalışacak. O anlamda o dediğiniz şeylere sığınacak başka insanlar çıkacaktır. Ama siyaset sizin kafanızda ne kadar yer ediyorsa benim kafamda da o kadar yer ediyor. Koşulları vardır, olur olmaz. Kafamda bir şey yapmış değilim" dedi.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum