1. YAZARLAR

  2. Selçuk Gültaşlı

  3. Biz darbe isteriz; ama siz susun!
Selçuk Gültaşlı

Selçuk Gültaşlı

Yazarın Tüm Yazıları >

Biz darbe isteriz; ama siz susun!

19 Nisan 2008 Cumartesi 05:10A+A-

Özellikle Washington'a; ama zaman zaman da Brüksel'e uğrayan bildik ekip hükümete demediğini bırakmıyor.

Washington'da darbe zemini ararken, Avrupa'da darbe talep etmenin ayıp olacağını düşünüp laikliğe sarılıyor. Gerçi, AB Komisyonu Başkanı Barroso'nun ziyaretinden sonra duman oldular. İstediklerinin demokratik laiklik değil, darbeci laiklik olduğunu Avrupa yüzlerine söyleyince, kesildiğinde Avrupa akacak damarlarında Brüksel nefreti dolaşmaya başladı. Ama hâlâ anlamıyorlar. "Mucize dedim, laikliğe aykırı mı?" diye kafa bulan Barroso'ya söyleyebildikleri tek şey "bizi hayal kırıklığına uğrattın".

Hayır beyler, asıl sizin maskeniz düştü: Avrupa sizin ne Atatürkçü, ne demokrat ne de hakiki anlamda laik olduğunuzu düşünüyor. Barroso, bu yüzden sizinle kafa buluyor. Hiçbir itibar ve ciddiyetiniz kalmadı. Hani Mustafa Kemal, muasır medeniyet dediğinde Avrupa'yı göstermişti. Ya siz Atatürkçü değilsiniz ya da Atatürk'ün yanlış yaptığını düşünmeye başladınız. En doğrusunda anlaşalım: Siz darbe yapmak için Atatürk'ü istismar ediyorsunuz.

Malum gazeteler, manşetlerinin tekzip yemesine bile aldırmadan bildiklerini okumayı sürdürüyor. Bunların tutarlılıktan eser olmayan tuhaf bir 'ama'lı yaklaşımları var. Aslında "demokrat"lar; ama arada bir darbeleri destekliyorlar. Aslında "başörtüsü yasağına" karşılar; ama önce uzlaşma olacak yani önce onlar ikna edilecek. Aslında "AB'ye tam destek veriyorlar"; ama AB demokratik laiklik deyince buz gibi soğuyorlar. Aslında "çok Batıcı, Batı'da her olanı yakından takip ediyorlar"; ama Batılı gazeteler, AK Parti'ye yapılana yargı darbesi dediğinde "tiksiniyor"lar. Aslında "partilerin kapatılmasına karşılar"; ama AK Parti kapatılırsa belki hayırlı neticeler doğurabilir düşüncesindeler.

Şimdi AKPM meselemiz var. Türkiye'nin kurucu üyesi olduğu ve siyasetin merkezinde olan AKPM'de genelde hep kımıl ve süne zararlıları ile mücadele gibi konular gündeme gelir. Bizim milletvekillerimiz de oraya "süneye karşı tedbirleri" müzakere etmek için taşınıp durur. AKPM'nin kapatma davasını tartışması ve bu talebin AK Parti'den gelmesinden daha tabi ne olabilir? Bütün dünyanın tartıştığı parti kapatma rezaletini, AKPM gündemine almasaydı kendini inkar etmiş olurdu.

Daha geçenlerde sosyalist grubun en yetkili ağızlarından biri Türkiye'den gelmiş bir gazeteciden yaka silkiyordu. Başörtüsüne karşı Sosyalistlerin tavır almasını istiyormuş. Sosyalist milletvekili, "Bunlara gazetecilik öğretmek lazım. Gazetecilik değil, propaganda yapıyorlar." diyordu.

22 Temmuz seçimleri öncesi yine AP'yi dolaşan Türkiyeli heyetler AK Parti'ye karşı AB'yi hareketlendirmeye çalışıyordu. Bu heyetlerin talebi bana uymasa da "vay alçaklar" diye bir tepkim de olmadı. AB'nin ne olduğunu, Birlik'e üye olmak için müzakere eden bir ülkenin ne anlama geldiğini Allah'tan biliyorum. Üye olmak istediğiniz bir kulüp ile tabii ki demokratik zeminde her konuyu görüşebilme hakkınız olmalı, darbe istemedikçe!

AKPM'ye dönecek olursak, biz Avrupa Konseyi'ne üye olmaya çalışan bir ülke değiliz, tam üyesiyiz. Malum mantık çerçevesinde düşünürsek derhal Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden çıkmalıyız. Zira her yıl binlerce "alçak ve haysiyet düşkünü Türk" ülkelerini şikayet ediyor hem de mahkum ettiriyor. Gerçi bu mahkeme Refah Partisi ve başörtüsü kararlarında "doğruyu" buldu ama.... AB sürecine ne kadar teşekkür etsek azdır. Yılların demokratları bir anda darbeci oldu. Atatürkçülüğü kimseye kaptırmayanlar bir gecede en azılı Avrupa düşmanı kesildi. Türkiye'nin yerinin Batı olduğunu söyleyenler artık Çin'i, Hindistan'ı hatta İran'ı göstermeye başladı.

Mensubu olduğun ya da mensubu olmaya çalıştığın bir aile ile bütün sorunlarını konuşmak haysiyetsizlik değildir. Asıl haysiyetsizlik, 27 Nisan muhtırasına ses çıkarmamaktır, 367'yi desteklemektir, darbe günlüklerine sivrisinek vızıltısı muamelesi yapmaktır, Sarıkız ve Ayışığı'nı görmemektir, Ergenekon'u örtmeye çalışmaktır.

Zaman gazetesi

YAZIYA YORUM KAT