1. YAZARLAR

  2. Necmettin Turinay

  3. Başörtüsü vakfesi
Necmettin Turinay

Necmettin Turinay

Yazarın Tüm Yazıları >

Başörtüsü vakfesi

21 Ekim 2010 Perşembe 05:53A+A-

Referandum propagandaları sırasında yeni baştan gündeme getirilen başörtüsü konusu, şimdi anlaşıldığı kadarıyla, yepyeni bir safhaya daha giriyor. AK Parti’nin Kızılcahamam’da yaptığı istişare toplantılarından anlaşıldığı kadarıyla, başbakan orada, meclis grup başkan vekillerine talimat vermiş. Gidin, bu sorunu muhalefet partileriyle görüşün demiş. Bununla da yetinilmemiş ve geçtiğimiz Pazartesi günü aynı konu, AK Parti genel idare kurulunda da ele alınmış.

Buradan çıkan sonuca göre, başörtüsü sorununun halli konusunda yeni bir aktivite geliştirilmek üzeredir. Gene buradan çıkarılabilecek ikinci bir sonuç da şudur: AK Parti sorunu kendisi, tek başına halletmek yerine, istişareler gerçekleştireceği muhalefet partileriyle onların da desteğiyle halletmek gibi bir arayış içindedir.

İKİ AYRI BİLGİ NOTU:

Yalnız burada asıl söyleyeceklerimize geçmeden evvel, şu iki hususu okuyucularımıza hatırlatmış olalım:

1- Başörtüsü meselesinde yeni süreci başlatan Kılıçdaroğlu veya CHP’sidir. Ta referandum zamanlarında!.. Hatırlarsanız, “Bu sorunu ancak biz çözeriz” dememişler miydi? Hükümet işte bu taahhüdü, mümkünse, kuvveden fiile çıkarmak istiyor.

2- Başörtüsü meselesi ile ilgili, referandum sonrasında başbakanın, şöyle bir cümlesi olmuştu. “Bu sorunun halli için yasa değişikliği yeterlidir.” Yani başbakan, iki yıl önce MHP ile birlikte yürüttüğü gibi, konuyla ilgili yeni bir anayasa değişikliği süreci başlatmayı gereksiz görüyor. Sırf yasa değişikliği ile, sorunun halledilebileceği fikrini ileri sürüyor.

Verdiğimiz bu iki bilgi notunun ardından konuya kaldığımız yerden devam edelim.

Mesele şu: Başörtüsü, üç alanı birden ilgilendiriyor, anladığımız kadarıyla, üniversite alanı, öğrencilerle, kamu alanı devlet memurlarıyla ve bir de fazla konuşulmasa bile orta öğretim kurumlarıyla ilgili kısım.

Şimdi hal böyle olunca, AK Parti meclis grup başkan vekilleri, ziyaret edecekleri CHP, MHP ve BDP yetkililerine ne diyecekler? Ya da nasıl bir önermede bulunacaklar? Gelin, bu sorunu elbirliği ile halledelim demek yeter mi? Anladığımız kadarıyla AK Partililer, bir teklif de götürmeyeceğiz, onları dinleyip düşüncelerini alacağız diyorlar. Bu cümlelerin anlamı herhalde gelişmelere göre ilerleyeceğiz, adım atacağız demek değil midir? Ya da sizin anlayacağınız yoklayarak, el ense çekerek, ileri-geri hareketlerle devam edeceği meydanda olan daha farklı bir yol yordam denemesi.

CHP ve MHP merkezlerinden yansıtılan açıklamalar eğer doğru ise, her iki partinin de, başörtüsünün üniversite alanında serbest bırakılmasını istediğini biliyoruz. MHP zaten eskiden beri böyle düşünmüyor mu? CHP’ye gelince, onun da, şöyle veya böyle, bu yönde bir çözümü içine sindirdiği, sindirmeye çalıştığı anlaşılıyor.

Hal böyle olunca, bu iki parti gelen ziyaretçilere ne diyecek? Tamam, hay hay mı diyecekler? Ya da şartlı bir kabül ile, şöyle mi demeyi tercih edecekler? “Getirin teklifinizi meclise, destekleyelim!.. ‘Ancak bu serbestlik kamu idarelerini kapsamaz’ biçiminde, bir ek madde ilave edelim. Aksi halde, biz bu işte yokuz!..”

Öyle tahmin olunur ki, önümüzdeki günlerde, AK Parti’nin muhalefet partileri ile yapacağı görüşmelerden, aşağı-yukarı böyle bir sonuç çıkması kuvvetle mümkündür.

SİZE GÖRE HANGİ ALTERNATİF?

Öyleyse, işin başladığı noktaya tekrar geri dönülmesi, değil de nedir bu? Onun için, daha müzakerelere girişmeden önce, AK Parti’nin işi nereye kadar taşıyacağını netleştirmesi gerekmektedir. Çünkü problemin daha fazla sürüncemede bırakılmasında kamuoyunun, tahammülü bulunmadığı anlaşılıyor. Daha ziyade de AK Parti’nin şu alternatiflerden birini tercih etmesi:

1- Muhalefetle, sırf üniversite alanı ile ilgili müşterek bir mutabakatla iktifa!..

2- Konuyu tartışma düzleminde tutmak!.. Seçime kadar böyle sürdürmek!.. En kötü ve yanlış, evinsiz tercih bu olur.

3- İktidarın sayısal çoğunluğu mevcut olduğuna ve yasa değişikliği de bu işin halli için yeterli bulunduğuna göre, AK Parti’nin kendi yolunda ilerlemesinden başka çare yoktur. Konuya devam edeceğiz.

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT