1. YAZARLAR

  2. Sibel Eraslan

  3. Başbakanım, bizim mayın tarlasına sıra ne zaman gelecek?
Sibel Eraslan

Sibel Eraslan

Yazarın Tüm Yazıları >

Başbakanım, bizim mayın tarlasına sıra ne zaman gelecek?

05 Haziran 2009 Cuma 02:44A+A-

Başbakanım, Suriye sınırına 1950’lerde döşenmiş mayınlar üzerinden kopan fırtınaya kilitlenmiş bir gündemde size “yine mi?” dedirtmeyi göze alarak yazıyorum bu yazıyı.

Evet yine...

Ne yazık ki yine...

Geçtiğimiz haftalarda ardı ardına yaşadığımız “tesettür” üzerinden had safhadaki kötücül girişimler artık bu hayatı bizler için iyice yaşanılmaz kılacak seviyeye ulaşmıştır.

OLAY 1-

(Birinci Cinayet)

Boşanma davası sonrasında tazminat talebiyle mahkemeye çıkmış Naciye Sönmez, çarşaflı olduğu gerekçesiyle Hakim Ayla Kaya tarafından duruşma salonundan kovulmuştur. Hakim Ayla Kaya, dini inançlarından dolayı örtündüğünü söyleyen Naciye Sönmez’e: “Sizin Allah'ınız ve Allah'ınızın kanunları burada geçmez." diye bağırdıktan sonra zabıtlara ilgili şahsın çarşaflı olduğu gerekçesiyle davasının ertelendiğini yazdırtmış, kendisine adalet amacıyla başvuran kişiyi salondan kovdurtmuştur. Naciye Sönmez’in; Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın da çarşaflı olduğunu hatırlatması üzerineyse hızını alamayan yargıç; “terbiyesiz, ahlaksız, ukala” diyerek hakaretlerine devam etmiştir...

Hakim Ayla Kaya; bu kanun dışı hareketle tüm vatandaşlarımızın anayasal hakkı olan hak arama girişimini iptal etmekle açıkça suç işlemiştir. Bakılmak üzere önüne gelen davada ilgili kişiye sarfettiği hakaretlerse, onun bu davada adil olamayacağının en açık delilidir. Önüne gelen davayla ilgili şahsa “terbiyesiz, ahlaksız, ukala” gibi sözler söylemesi onun sadece mesleki açıdan “ihsas-ı rey”i değil, insanlık açısından tümel manada “ihsas-ı rey”idir. Hakim Ayla Kaya, sadece Naciye Sönmez’e değil, önüne gelecek tüm Naciye Sönmez gibilerin inandığı değerlere ve Allah’a karşı da mütecaviz bir ihsas-ı rey ilan etmiştir... Adalet hislerini paramparça eden, hak arama ve savunma hakkını imha eden bu girişimi, bir hukuk cinayeti olarak gördüğümü ifade ediyorum.

OLAY 2-

(İkinci Cinayet)

23 Nisan günü bademcik şişmesi şikâyetiyle Çapa Tıp Fakültesi Acil Servisi’ne getirilen hasta Aynur Tezcan, daha ambulanstan indirilir indirilmez kendilerini taşıyan ambulans görevlisi de azarlanarak yine tesettür gerekçesiyle tıbbi yardım alamamıştır. Kendisinin tesettürlü ve annesinin çarşaflı olması sebebiyle gereken ilgi gösterilmemiş, 6 saat boyunca hasta haliyle kendisiyle ilgilenecek doktor beklerken kalbinin durması üzerine bir başka hastanedeki yoğun bakım ünitesine yetiştirilmiştir. Tesettürlü olduğu gerekçesiyle bakılmayan hasta Aynur Tezcan’ın beyin ölümü ne yazık ki geçtiğimiz günlerde gerçekleşmiştir. Baba Tezcan, ölüme terk edilen kızı hakkındaki yasal hak arama girişimini başlatmıştır...

Sayın Başbakanım...

Bizler bu mayın tarlasında yaşamaktan artık bıktık usandık. Başörtüsü meselesini siyasi bir yük ve sosyal bir sevimsizlik nişanesi haline getiren muhafazakar bakış açısı, alenen adam öldürme kastına yükselmiş bu nefret karşısında kendisini nasıl aklayacaktır, cidden merak ediyoruz...

Giysileri, inançları ve kimlikleri; demode ve çağdışı bulunduğu için mahkemelerden kovulan ve ölüme terk edilen tesettürlü kadınların uzun on yıllardır hapsedildikleri bu mayın tarlasını ne zaman gündemimize alacağız Sayın Başbakanım?

Hakimine ve hekimine güvenemeyecekse bu toplum, kime güvenecektir Efendim?

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT