1. YAZARLAR

  2. Hakan Albayrak

  3. "Ayıptır, günahtır..."
Hakan Albayrak

Hakan Albayrak

Yazarın Tüm Yazıları >

"Ayıptır, günahtır..."

01 Kasım 2011 Salı 04:37A+A-

Özgür-Der'in düzenlediği "Suriye İntifadası ve Türkiyeli Müslümanların Yaklaşımları" konulu forumda sunulan tebliğlerden bazılarına göz atmaya devam ediyoruz.

İHH Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay, İran'ı intifadaya kazanmak için gayret sarf etmek gerektiğini söyledi:

"Dün Irak'ın işgal sonrası durumuna itiraz etmeyenlerin bugün Suriye konusunda muhalefetin niteliği konusunda tezler geliştirmeleri çok ilginç. Suriye muhalefeti İstanbul'da 6 defa toplandı ve ne istediğini açıkça söyledi. Muhalefet açıkça dış müdahaleyi, ABD'yi istemediğini söylüyor. Türkiyeli Müslümanlar oturduğu yerden değerlendirmeler yapıyor. Devrim süreci yaşayan ülkelere hâlâ heyetler halinde ziyaretler, yerinde incelemeler ve görüşmeler yapmadık. ... Türkiyeli Müslümanlar İran'ı (da) ziyaret edip onu ikna etmeli. Bizler İran'ın hukukunu gözetmeliyiz fakat bunu yaparken direniş ve mücadelenin de hukukunu korumalıyız... Arap Müslümanlar şimdiye kadar Kemalistlerden çekiyordu. Şimdi ise Türkiyeli Müslümanların ithamlarından çekiyor..."

Vahdet Sitesi editörü ve Yeni Akit gazetesi yazarı Ahmet Varol, "Filistin direnişini destekleyen Baas rejiminin zulmüne göz yummak lazım" mealinde laflar edenleri insafa davet etti:

"Filistin hiçbir zaman bir zulüm rejiminin meşrulaştırıcısı olamaz. Suriye'de her gün 20 insan ölüyor. Bunlar sinek mi? Bizler nasıl Filistin adı ile bu zulmü meşrulaştırabiliriz? Ben Filistin direnişçileri ile her zaman görüşüyorum. Filistin İslami direnişi hiçbir zaman bu vahşete onay vermemiştir, vermeyecektir. Suriye 1967'den beridir İsrail'e bir taş bile atmamıştır. İsrail karşıtı cephenin Suriye rejiminin düşmesi ile çökeceği tezi gerçekçi değildir... Ben İran'ı ve stratejisini önemsiyorum. Bu rejimin gitmesi ile İran bir şey kaybetmeyecektir. İran da bizler de Baas sonrası dönemle ilgili stratejiler geliştirmeliyiz..."

Özgür-Der yöneticisi ve Haksöz dergisi yazarı Hamza Türkmen, bir an evvel genişleterek kitap veya kitapçık haline getirmesini dilediğim müthiş bir manifesto yazdı:

"(1) Bu süreç Suriye'de inanç, düşünce ve yönetime katılım özgürlüğünü hedefleyen bir direniş veya ihtilal olayıdır. Yoksa İslam adına bir ıslah veya inkılâp projesi değildir... Ancak bu intifadanın başarısından sonra Suriye'de Müslümanlar açısından toplumsal ıslah ve dönüşüm hedefi için bir imkan oluşabilir... Bu yıl Ortadoğu intifadasına paralel olarak yükselen en örgütsüz ayaklanma Suriye'de başlamıştır. Çünkü Baas rejiminin istihbarat örgütleri İhvan'a Suriye'de yaşama hakkı vermediği gibi diğer muhalif düşüncelere nefes aldırmamıştır. Şu anki Suriye muhalefeti büyük ölçüde İhvan ve Hamas sempatizanlarından, şeyhler yani âlimler etrafında öbeklenen küçük kümelerden, liberal-sol eğilimli elitlerden, Kürt ve Türkmen muhalefetinden oluşmaktadır. Ama muhalefet olaylar içinde örgütlenmektedir. Ve çıkış yaptığı merkezler ise camilerdir... (3) Suriye diktatörlüğüne karşı direnişte ekonomik sıkıntılar ve özgürlük özlemi başta olmak üzere birçok saik söz konusudur. Ama en önemli neden, yaklaşık 3 sene önceki İsrail'in Gazze katliamı, bombardımanı sırasında Arap diktatörlük rejimlerinin suskunluğuna duyulan ÖFKE olmuştur... (4) Suriye'deki olayları Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) veya GOP ile açıklayanlar var. BOP, bir kere başarısız olmuş bir projedir. BOP'u önce 2003'te 1 Mart Tezkeresine karşı kitlesel direnişimizle Meclis'te 3 oy farkla da olsa mağlup ettik. İkinci olarak Irak'tan sonra Suriye ve İran'ı hizaya getirmeyi planlayan ABD ve projeleri öncelikle Irak direnişi karşısında mağlup oldu. Üçüncüsü demokrasi ve insan hakları söylemiyle mevcut-hantal rejimleri değiştirme hedefi ilk olarak Filistin'de genel ve Mısır'daki kısmi seçimlerde HAMAS'ın ve İHVAN'ın başarılı olması karşısında iflas etti ve geri çekildi. Tekrar işbirlikçi diktatörlere yapışıldı. Dolayısıyla BOP eski bir projedir. Ama komplocu zihniyet durmuyor. Okumak için Amerika'ya giden Arap gençlerinin finanse edilip-eğitilip Arap Baharını başlatmak üzere MİDİLİS FORUM tarafından geri gönderildiği tarzındaki komplocu yaklaşımlar da delilsiz ve mesnetsizdir. Kaldı ki, bu tarz bazı planlar olsa bile, bunu genelleştirerek Gazze'nin, Mısır'ın, Suriye'nin cami merkezli muhalefetine karşı kurgulamak ayıptır, günahtır. Çünkü bu Müslümanlar kandırılacak aptallar ve kukla tipler değildir. Eğer her ABD'de okuyan Arap çocuğu veya Müslüman ABD ajanı olsaydı, ABD'de eğitim gören Seyyid Kutup da Amerikan ajanı olurdu. (5) Arap intifadası boyunca en fazla ilgi duyulan ülke Türkiye olmuştur. Bu ilgi 'Kâbe Arabın Olsun Bize Çankaya Yeter!' mısralarıyla simgelenen Türk ulus devletine, Kemalist rejimine ve Türk ulusçuluğuna duyulan bir ilgi değildir. Aksine bu ilgi Batı'ya teslimiyeti ifade eden Lozan Görüşmelerine itiraz eden I. Meclis'e karşı yapılan darbeden, binlerce kanaat önderi Müslümanı idam eden İstiklal Mahkemelerinden beslenen Kemalist laik-diktatörlüğün, Kemalist vesayet sisteminin geriletilmesine duyulan bir ilgidir. (6) Türkiye Cumhuriyeti, NATO'ya bağlı bir rejimdir. Ama buna rağmen Erdoğan Hükümeti, Obama'nın İran'a karşı son yaptırım girişimlerine, BM Güvenlik Konseyi'nde olduğu gibi tekrar direnmiştir. Bu, Ortadoğu halklarının menfaati için İran'a verilen bir destektir. İran da Ortadoğu Müslümanlarının ortak menfaatlerini gözeten politikalar üretmelidir..."

Son söz, Hamza Türkmen'den: "Allah kendini İslam'a nispet eden herkese basiret ve hikmet ihsan eylesin."

YENİ ŞAFAK 

YAZIYA YORUM KAT