Normalleşme yolunda sivil iradenin kararlılığı bir kez daha etkili oldu.

AYİM’in, Tümgeneral Gürbüz Kaya, Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu ve Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu ile ilgili verdiği son kararı biliyorsunuz.

Önceki gün YAŞ üyeleriyle yemekte buluşan Başbakan Tayyip Erdoğan, daha evvel söz konusu generallerle ilgili “Gerekirse yasa çıkartırız” diyerek kararlılığını ortaya koymuştu.

Dün AYİM’in generaller aleyhine oy çokluğuyla verdiği kararla “yeni bir dönem başlıyor” diyebiliriz.

Önceki yazımda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in hukuka olan bağlılığından söz edip üç generalle ilgili AYİM’in ne yönde karar vereceğini irdelemiştim.

Bu yazı üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Abdullah Arslan aradı.

Arslan’la yarım saati aşan bir görüşmemiz oldu.

Arslan AYİM’in yapısı ve 3 generalin durumuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Arslan, mahkemenin bir önceki kararında “Karargah etkisi” iddiasına şu cevabı verdi: “Kimseye diyet borcumuz yok ki. Kararı eleştirenler gerekçemize baksınlar. AYİM’in tamamen Hıfzı Çubuklu’nun kontrolüne geçtiği konuşuluyor. Böyle bir şeyi bu mahkeme hak etmiyor. AYİM’e hiç kimsenin müdahalesi olmamıştır. Genelkurmay Başkanı bile bir kez müdahale etmemiştir. Etmez de. Burada eğitim seviyesi yüksek, her biri 50 yaşın üzerinde olan hakimler var ve bu kişilerin kimseye diyet borcu yok. Kariyer olarak, üye arkadaşlarımız da aynı şekilde, son noktaya gelmişiz. AYİM üyelerinin terfi ve atama gibi bir dertleri yok. Üye seçildikten sonra sicil olayı da yok ve lojmanlardan istifade ediliyor. AYİM gücünü sadece bağımsız Türk milletinden alır. Anayasa’nın bize verdiği yetkiye göre hareket ediyoruz.”

Görüşmemizde, Askeri Yargı’nın sivil yargıya oranla daha bağımsız olduğunu savunan Arslan, “Bir hakim asteğmen bile bir atama durumunda gayet rahatlıkla atama işleminin iptali için bölge idare mahkemesine başvurabilir ve bizim birçok kararımız var iptal ile ilgili. Ama referandum öncesine kadar HSYK kararları yargı denetimi dışında olduğu için bir ağır ceza mahkemesi başkanı pat diye alındığında, başvuracağı bir yargı mercii bile yoktu. Şimdi bunu elinizi vicdanınıza koyun ve hangisinin daha bağımsız karar verebileceğini düşünün” diye ekledi.

Arslan, medya ile olan ilişkisini de şöyle değerlendirdi: “Yaptıklarımın doğruluğuna inanıyorsam her platformda konuşurum, hiç çekinmem. Hakimlerin kendi işi dışında böyle onun bunun işine burnunu sokarak medyatik olma uğruna konuşmasına da asla hoşgörüyle bakmam. Hakimlerin verdikleri kararlar ve gerekçeleriyle konuşması gerekir.”

AYİM Başkanı, mahkemede seçimlerin nasıl olduğu konusunda da ilginç bilgiler aktardı.

18 üyeli AYİM’de şu an 2 koltuğun boş olduğunu, bu 2 üyelik için 21 defa seçim yapılarak 6 aday isminin belirlendiğini söyledi.

Kendisinin başkan seçilirken tam 101 defa oylama yapıldığını vurguladıktan sonra şöyle devam etti: “Bu 6 isim Sayın Cumhurbaşkanı’na gönderildi. Cumhurbaşkanımız bu 6 isim arasından iki isim atayacak AYİM’e. Ben başkan seçilirken de tam 101 defa oylama yapıldı. AYİM Başkanı’nı AYİM üyeleri seçiyor. Boş olan üyeliklerde de kendi içimizde seçim yapıyoruz. Elbette seçim öncesi arkadaşlar çalışma yapıyor. Kulis çalışmaları, kendini tanıtma çalışmaları ve kendilerinin desteklenmesi için çalışmalar yürütüyor. Nihayetinde en çok oyu olan başkan seçiliyor. Üyelik için de aynı işleyiş söz konusu.”

Evet General Çubuklu’dan sonra Arslan da iddialara burada cevap verme imkanı bulmuş oldu.

Biz sorumluluğumuzu böylece yerine getirmiş olduk...

YENİ AKİT