1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Avrupa kalifiye göçmen politikası ile neyi amaçlıyor?
Avrupa kalifiye göçmen politikası ile neyi amaçlıyor?

Avrupa kalifiye göçmen politikası ile neyi amaçlıyor?

Alman Tabipler Birliği (Bundesärztekammer) 2020 yılının sonundaki istatistiklerine göre ülkedeki en büyük yabancı uyruklu doktor grubunu 5289 doktor ile Suriyeli doktorlar oluşturduğunu raporluyor.

10 Haziran 2021 Perşembe 15:10A+A-

Ömer Faruk Şeker- Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

Almanya Avrupa Birliği ülkeleri arasında sağlık sistemi ve mühendislik teknikleri açısından en gelişmiş ülkelerden biri. Avrupa nüfusunun gittikçe yaşlandığı ve genç nüfusa ihtiyaç duyulduğu Avrupalı birçok ülkenin raporlarında kayıt altına alınıyor. Avrupalı devletler de bu açıklarını ülkelerinden kaçmak zorunda olanlara imkanlar sağlayarak karşılıyor. 

Avrupa’ya savaşlar ve ülkelerindeki ekonomik sıkıntılardan dolayı göç etmek isteyen milyonlarca insan, Avrupa’nın ‘Hümanizm’i tarafından pek hoş karşılanmadığı gibi göç etmek isteyen insanların yolları engellenmeye çalışılıyor.

Ancak aynı Avrupa, kalifiye olduğunu düşündüğü tüm kesimlere kapılarını açarken yine aynı ‘hümanizm’ aracını mı kullanıyor hep beraber raporlar ve tanıklıklar eşliğinde görelim.

Almanya, Fransa ve İngiltere öncülüğündeki birçok Avrupalı devlet ülkelerine göç etmek isteyen Suriyeli, Pakistanlı, Afgan ve Iraklının diplomalarını görmek istediğini belirtmiş ve kalifiye olduğu düşünülen insanlar için listeler halinde ihtiyaç duyulan meslek alanlarının verilerini kamuoyu ile paylaşmıştı. Türkiye’den de binlerce Suriyelinin Almanya’ya girmesine olanak tanınmış ancak yüz binlercesinin ise Avrupa kapılarına yaslanmalarına bile izin verilmemişti.

Avrupa klasik çifte standart ve ikiyüzlülüğü ile göçmenler arasında ayrımcılık yaptığını ve ‘Hümanizm’den ne anladığını tüm dünyaya yeniden kanıtladı.

 

suriyeli-doktorlar-almanya.jpeg

Almanya'daki sağlık sektöründeki artışı gösteren grafik (2011 yılındaki artış dikkat çekiyor)

Röportaj ve araştırmalarımız ile Avrupa’ya gitmek isteyen ve Türkiye’deki akademik mezun Suriyelilerin hayatlarından birkaç kesit sunuyoruz.

Almanya’daki Suriyeli doktor sayısı 2019 sonunda 4732 ile ikinci sıradayken 2021 itibariyle zirveye yerleşti. Yine Avrupalı birçok devletin sağlık, mühendislik, hukuk alanında birçok Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığı yayımlanan verilerde yer alıyor.  

Almanya’daki bu sayısal doktor artışını Türkiye’den Avrupa’ya ve Amerika’ya geçen Suriyeli doktorlar üzerinden okumak gerekiyor. Türkiye insani hassasiyetlerle büyük bir sorumluluk örneği göstererek milyonlarca mülteciye kapılarını açtı. Yine milyonlarcasının güvenli bir şekilde diğer ülkelere geçmesi için çalıştı.

Türkiye’nin gerek kırsal kesimden gelen eğitim seviyesi düşük mültecilerin niteliklerini arttırıcı bir göç yönetişimi gerekse ülkeye değer katabilecek nitelikli insanların burada kalmasını sağlayacak uyum politikalarını gerçekleştirmekte benzer bir başarı gösterdiğini söylemek ise ne yazık ki çok zor.

Türkiye’ye zorunlu göç eden Suriyelilerin, Suriye’de Tıp Fakültesi okumuş olanları diploma denklik belgesini alabilmek için Suriye Rejimi tarafından mesleğini yapmakta engel halinin bulunmadığına dair belge istenmesi nedeniyle rejimin elçiliklerine yönlendiriliyor ve mağdur ediliyordu.  

Malum Esed Rejimin insanları öldürmekle meşgul olmasından dolayı bu talepler karşılanmadığı gibi elçilik ve ilgili kurumlara giden göçmenlerin kaçırıldıkları vakalar rapor ediliyordu.  

Sürecin ilerleyen yıllarında bu fahiş hatadan vazgeçilerek savaş nedeniyle sığınmış kişilerden denklik belgesi talep edilmemeye başlandı. 1,2 Bununla birlikte standart diploma denklik sürecinden farklı olarak, Sağlık Bakanlığı’nın koordinasyonunda Suriyeli hekimlerin Suriyelilere yönelik göçmen sağlık merkezlerinde çalışmasını sağlayan ve Türkiye ve AB arasında ortaklaşa yürütülen SIHHAT projesinde Suriyelilere dönük olarak birinci basamak sağlık hizmetleri yapabilmelerinin yolu açıldı.3,4 Bu projenin 2017 yılında başladığı ve standart diploma denklik sürecinden farklı olduğu düşünüldüğünde talebi tam karşılaması beklenemez.

Türkiye doğru yaptığı bir işi dahi, layıkıyla yapmamakta direnen bürokratları nedeniyle sürekli kayıp yaşayan bir ülke. Avrupa ise kalifiye göçmenleri özellikle ülkesine kabul ederek hem ‘hümanizm’ putunu yiyor hem de ülkelerinin geleceğini garanti altına almaya çalışıyor.

Kimi Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen göçmenler Türkiye’deki bürokrasiyi yenip yeni yeni bir hayat kurmayı başarıyor. Türkiye’de Tıp Fakültesi okuyan Suriyeli doktorların en temel sorunları ise bürokratik işlemlerin zorlu ve uzun tutulması ile aynı işi yapmalarına karşın Türkiyeli doktorlardan çok daha az maaş almaları olduğu biliniyor.

almanya-suriyeli-doktor-1.jpgalmanya-suriyeli-doktor-2.jpg

Almanya'da sağlık sektöründe çalışan Suriyelilerin sayısını gösteren tablo

 

Suriye’den savaş nedeniyle Türkiye’ye göç eden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan ve Cerrahpaşa’da göreve başlayan Yaman K. bunlara ek olarak dil problemleri ve sağlık sigortasının da karşılaştıkları sorun olduğunu belirtiyor.

Çevresinde Türkiye’den Avrupa’ya göç eden tanıdıklarının olduğunu ve çalışma koşulları açısından çok daha iyi şartlarda olduklarını belirten Yaman K. Türkiye’nin bu konularda maalesef geride kaldığı ifade ediyor.

Suriye’den zorunlu bir şekilde çıkan Yaman K. da Amerika’ya iltica etmek istemiş ancak Trump dönemindeki ırkçı politikalardan dolayı gidememiş.

Doktorlar dışında farklı meslek dallarından insanlar da benzer sorunları yaşadığı biliniyor.

Ammar A. da Şam Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünü birincilikle bitirip Türkiye’ye gelmesine karşın diploma denkliği alamadığını, kimlik ve ikametgâh sorunları yaşadığını ve kısa bir süre sonra Avusturya’ya gitmek zorunda kaldığını ifade ediyor. Ammar A. şu anda Avusturya’da özel bir şirkette aldığı eğitime uygun olarak iyi bir pozisyonda çalışıyor.

Son olarak görüştüğümüz Eyad A. ise Hukuk Fakültesi mezunu ve 2015’te Türkiye’ye göç etmiş. Kendi mesleğini yapamaması, dil problemleri yaşaması ve ırkçılığa maruz kalması sebebiyle Almanya’ya gitmek zorunda kaldığını belirtiyor. Buna karşın “Türkiye’de kalabilmek isterdim” dedi.

Diğer birçok Suriyeli göçmen gibi Yaman K. da Türkiye’deki şartlar nispeten iyi olsaydı gitmeyi asla düşünmeyeceğini ifade ediyor. Yaman K. vatandaşlık alan Suriyeli doktorların çalışma koşullarının Türkiye’de iyileşebildiğini ifade ediyor.

 

Rıdvan Kaya'nın mültecilere vatandaşlık verilmesi konusunu işleyen ilgili yazısı: 

https://www.haksozhaber.net/okul/suriyeli-muhacirlerin-entegrasyonu-sorununa-cozum-vatandaslik-8171yy.htm

 

Maalesef benzer tablo Suriyeli akademisyenler için de söz konusu.

2017 yılı itibariyle Türkiye’de görev yapan Suriyeli akademisyen sayısı 334 iken bu sayı 2021 itibariyle 300’e düşmüş durumda.5  Çok keskin bir düşüş değilmiş gibi gözükse de aslında 4 yılda kaybedilen potansiyel oldukça düşündürücü.

Veriler ve raporlar doğru okunduğunda İlahiyat, İslam Bilimleri, Arapça öğreticiliği dışındaki alanlarda eğitim almış olan Akademi kökenli Suriyelilerin Türkiye’den gitme eğilimlerinin daha da fazla olduğu anlaşılıyor.6 Akademisyenlerin çoğunluğu ise Türkiye’nin kapılarını açmasından dolayı bu ülkeye katkı sunmakta çok istekli olduklarını belirtiyorlar.7

Tüm bunlara ek olarak Suriyelilerin maruz kaldığı dezenformasyon, nefret, ırkçılık, ön yargı eğitimli veya değil tüm Suriyelileri olumsuz etkiliyor.

Bu konudaki en önemli örneklerden biri de Trakya Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu Aya Alsakka Amini’nin maruz kaldığı iftira ve hedef gösterme.

Irkçı bir bireyin herkese açık bir şekilde yayınlanan bir röportajında nefreti körükleyici ve gerçeklerle bağdaşmayan ithamlarla iftiralar atıp Aya’yı hedef göstermesi hem psikolojik bir harp biçimi olarak hem de nefret ile ırkçılık söylemlerini afişe etmesi açısında Aya gibi binlerce Suriyeliyi töhmet altında bırakmayı amaçlıyor.

 

aya-suriyeliler-iftira-1.jpgaya-suriyeliler-iftira-2.jpg

Suriyeli Aya Alsakka Amini'nin iftiralara cevabı

 

Aya ise maruz kaldığı sayısız tehditlere ve nefret söylemine karşı olarak kendi sosyal medya hesabından gerçekleri paylaşmak zorunda kalıyor.

Birçok Suriyeli ve diğer ülkeden gelen göçmenler ırkçıların, ırkçı partilerin, milletvekillerinin, bürokratların ve siyasi politikaların hedefi olurken vatandaşlık konuları ve göçmen bakanlığı politikaları işletilmemeye devam ediyor. 

Oysa Türkiye her yıl yüzbinlerce göçmene geçici bir konuk yeri olurken bünyesinde 5 milyona yakın göçmen ile dünyanın en çok göçmen barındıran ülkelerinden biri olmaya devam ediyor. Edecekte...

 

Dipnotlar:

  1. http://www.sdplatform.com/Dergi/977/Suriyeli-doktorlarin-gozunden-multeciler-ve-saglik.aspx
  2. https://gocmenburo.com/yabanci-doktor-calisma-izni-ve-sartlari/
  3. http://www.sihhatproject.org/
  4. https://www.archhealthscires.org/tr/suriyeli-multeci-doktorlarin-turk-saglik-sistemine-entegrasyonu-multecilerin-istihdami-alaninda-bir-uygulama-ornegi-16345
  5. https://istatistik.yok.gov.tr/
  6. https://igamder.org/TR/igam/elite-dialogue-turkiyedeki-suriyeli-multeci-akademisyen-ve-ogrencilerin-durumu-sorunlari-ve-beklentileri-arastirmasi-2017-basin-bulteni
  7. https://www.haksozhaber.net/okul/kapsamli-bir-goc-yonetisimine-ihtiyacimiz-var-8188yy.htm

HABERE YORUM KAT

1 Yorum