1. HABERLER

  2. HABER

  3. Askeri Belgeler Yabancı Servislerde
Askeri Belgeler Yabancı Servislerde

Askeri Belgeler Yabancı Servislerde

'Şantaj ve askeri casusluk' soruşturmasının ayrıntıları da ortaya çıkıyor. 'Gizlilik derecesi yüksek' çok önemli savunma projeleri çeteye sızdırıldığı belirlendi.

27 Ekim 2010 Çarşamba 11:10A+A-
'Askeri Casusluk' iddiasıyla gözaltına alınan çoğu muvazzaf subay 40 zanlıya 'Çok önemli savunma projelerini yabancı istihbarat servislerine sızdırdın mı" diye soruldu.

İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube'nin Ağustos ayında yaptığı fuhuş operasyonu, Türkiye tarihinin en büyük casusluk operasyonuna dönüştü. Gözaltına alınan 30'u muvazzaf 36 asker ile 4 TÜBİTAK görevlisinden bazıları, fuhuş, şantaj ve tehdit yolu ile elde ettikleri çok gizli belgeleri yabancı istihbarat servislerine sızdırmakla suçlanıyor. Türkiye'nin savunma sanayi ile ilgili çok önemli projelerin de yer aldığı belgelerin hangi ülkelere sızdırıldığı araştırılıyor.

GİZLİ BELGELER MİT'E DE GÖNDERİLMİŞTİ

Ağustos'ta çok sayıda gizli belgenin ele geçirilmesi ve fuhuşta yabancı uyruklu kadınların kullanılması nedeni ile polis şebekenin yabancı istihbarat birimleri ile irtibatından şüphelenmiş ve dosyayı MİT'e de göndermişti. Dün gözaltına alınanlardan Albay İbrahim Sezer'in evi de Ağustos'ta aranmış ve çok sayıda gizli belge ele geçirilmişti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait gizli belgeleri dışarı çıkardığı iddia edilen Sezer, operasyonun hemen ardından emekliye ayrılmıştı.

BELGELER HEP AYNI İSİMLERE GİTMİŞ

Çetenin, yabancı hayat kadınlarını kullanarak kritik görevlerdeki subay ve bürokratları fuhuş ağına düşürüp görüntüledikten sonra tehdit ve şantajla gizli belgeleri elde ettiği tespit edildi. Gizli belgelerin, daha sonra hep aynı isimlere gönderildiği belirlendi. Yabancı hayat kadınları nedeniyle yabancı ülkelere casusluk şüphesi yaratmıştı.

ÇOK ÖNEM VERİLEN PROJE DE ÇALINMIŞ

Önceki günkü 'casusluk' operasyonunda gözaltına alınan kriptoloji uzmanı 4 TÜBİTAK çalışanı ile Sivil Savunma Müsteşarlığı'nda Daire Başkanı Ahmet Lütfü Varoğlu'nun, görev yaptıkları birimlerde sürdürülen güvenlik açısından çok önemli bazı belgeleri fuhuş şebekesine verdiği iddia ediliyor. Gizlilik derecesi çok yüksek olan bu projelerden birinin de Türkiye'nin çok önem verdiği bir projenin de olduğu iddia ediliyor. 

'Vatana ihanet'le yargılanıyorlar

Ergenekon savcısı Fikret Seçen'in başında olduğu "Askeri casusluk" iddiasıyla yürütülen soruşturmada, 6 muvazzaf asker dün Beşiktaş'ta bulunan İstanbul Adliyesi'ne getirildi.

6'SI DA SERBEST BIRAKILDI

Zanlıların birini savcılık, 5'ini ise mahkeme serbest bıraktı. Savcı Seçen, şüphelilere, "Devletin gizli belgelerini yabancı istihbarat servislerine verdin mi" sorusunu yöneltti. Hukukçular gizli bilgilerin yurtdışına çıkarılma suçunun hem Askeri  Ceza hem de Türk Ceza Kanunu'na göre 'vatana ihanet' cezasını gerektirdiğini belirtti. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şentop "Askeri casusluğun Askeri Ceza Kanunu'nda da, Türk Ceza Kanunu'nda da ilgili maddeleri bulunmakta. Askeri belgeleri yurtdışına kaçıranlar vatana ihanet suçu kapsamında da yargılanırlar" dedi. Vatana ihanet suçunu işleyen TCK'daki hükümlere göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılıyor. Bu arada soruşturma kapsamında Ankara'da gözaltına alınan üç kişi de gece İstanbul'a gönderildi. 

BAZI PROJELERİ ENGELLEMİŞLER

TÜBİTAK ve Sivil Savunma Müsteşarlığı'nda yapılanan şebekenin devletin büyük bir gizlilik içinde yürüttüğü çok önemli projelerden bazılarını çeşitli yöntemler kullanarak engellediği tespit edildi. Şebekenin gizli belgelerle ne yaptığı ve hangi ülkelere servis ettiği araştırılıyor. 

Fuhuş Çetesi YAŞ'a Böyle Sızdı

Şantaj çetesinin, terfilerin konuşulduğu YAŞ öncesi toplanıp subayların durumunu konuştuğu öne sürüldü. Çete, amirallerin üniversite çağındaki çocuklarını da takibe aldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından önceki gün 9 ilde gerçekleştirilen fuhuş çetesine yönelik çok önemli ayrıntılara ulaşıldı. Deniz Kuvvetleri, Donanma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları'nda etkili bir yapılanmaya giden çetenin fuhuşu devletin çok gizli bilgilerine ulaşmak için bir araç olarak kullandığı ortaya çıktı. Çetenin bu bilgilere ulaşmak için üst düzey subaylara yönelik komplolar hazırladığı ve Ağustos 2010'da toplanan krizli Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı öncesinde terfi sırasındaki subayları ağına düşürdüğü belirlendi. Çetenin işi şansa bırakmamak için üst düzey subayların eş ve çocuklarına ilişkin de ayrıntılı bir çalışma stratejisi ortaya koyduğu belirlendi. Çetenin, terfi sırasındaki subayların durumunu ele almak için Nisan 2010'da toplantı yaptığı ortaya çıktı. İstanbul'da gerçekleştirilen toplantıya B.B., Z.S.,C.D., E.K, T.E.R, T.S.A, C.A isimli subayların da katıldığı belirlendi. Toplantıda Ağustos 2010 ve Ağustos 2011 tarihlerinde YAŞ'a girecek tüm subaylarla ilgili ayrıntılı bir çalışma yapıldı. Terfi sırasındaki amirallerin kadın, para ve makam düşkünü olup olmadıklarının belirlendiği toplantıda amirallerin dünya görüşü, komuta kademesine olan yakınlığı, bürokraside bir yakının bulunup bulunmadığına ilişkin çalışmalar da yer aldı. Çetenin üst düzey subaylara ilişkin yapılanmada en küçük bir ayrıntıyı dahi atlamadığı belirlendi. Amirallerin eş ve çocuklarına ilişkin de ayrıntılı bir çalışma yapan çetenin, üniversite çağındaki 6 amiral oğlu ve kızını yakın takibe aldığı belirlendi. Çete arşivinde çıkan bir DVD'de bu konuda ayrıntılı görüntülerin de yer aldığı öğrenildi. '

ALT DÜZEY' ÇALIŞMA

Nisan ayındaki toplantıda çetenin üst düzey subayların yanında ikinci aşamada ise daha alt düzeydeki subaylara yönelik bir çalışma yaptığı belirlendi. Bu çerçevede özellikle üsteğmen, yüzbaşı ve binbaşı rütbesinde olan ve terfi sıraları gelen 41 subay takibe alındı. İlk çalışma sonrasında bu subaylar belirlenen kriterlere göre kademelendirildi ve sonuçta 19 subayla sürekli temas sağlandı. Bu strateji ile 6 ay içinde 12 subay hayat kadınları kullanılarak çetenin ağına düşürüldü.


 

 

 


Kaynak: Star / Sabah

HABERE YORUM KAT