1. YAZARLAR

  2. Osman Atalay

  3. Arap devrimleri ile sıfır sorun süreci..
Osman Atalay

Osman Atalay

Yazarın Tüm Yazıları >

Arap devrimleri ile sıfır sorun süreci..

03 Ekim 2012 Çarşamba 00:02A+A-

 

Arap Baharı (devrimleri) süreci ile başlayan komşularla sıfır sorun tartışmasında AK Parti hükümeti ve Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu en yoğun eleştirilere maruz kaldılar. Kuzey Afrika ve Ortadoğu da değişim rüzgarları 2. yılını geride bıraktı. Bu kısa sürede birçok güçlü diktatör lider tarih olurken, bazı ülke liderleri ise zorunlu acil reformlar yaparak halkın sesine kulak vermeye çalıştılar.

Türkiye’nin dış politikasını eleştiren muhalefet AK Parti’yi komşular ile sıfır sorun politikası üzerinden yıpratmaya çalıştı, muhalefet ve Türkiye’deki bir çok İslamcı muhafazakar kesimlerde Ortadoğu-Arap dünyasındaki değişimi bir türlü irdeleyemedi değişimin ısrarla batı yanlısı emperyalist güçlerce organize edildiğini ısrarla savundular, bölgedeki derin toplumsal sosyolojik depremin etkilerini hesaplayamadılar. Suriye’ye sıçrayan değişim talepleri Rusya, Çin ve İran, Irak yönetimlerinin ulusal çıkarları ile çatışmaya başlaması ile birlikte komşularımız ile sıfır sorun eleştirileri bir kez daha ekonomik ve siyasi anlamda büyük sorun olarak dillendirilmeye başlandı.

AK Parti’nin Ankara’da yapılan kongresine yurt dışından katılan misafirlerin içinde özellikle dikkatimizi çeken liderler oldu. Mısır devlet başkanı Muhammed Mursi, Tunus’un manevi lideri Gannuşi, Filistin’den Halit Meşal, Kuzey Irak’tan Barzani ve daha bir çok üst düzey temsilci hazır bulundular. Arap devrimlerinin yaşandığı ülkeler de yoğun bir şekilde düzeni sistemi oturtma çabası gayreti görüyoruz ve sadece Arap devrimlerinin yaşandığı ülkeler değil, Ortadoğu halklarında Türkiye hala heyecan merak ilği ve alaka merkezi olmaya devam ediyor. Arap dünyasının her zaman merkezi durumunda kabul gören Mısır ve Arap dünyasının sevgi ve ilgi ile izlediği Filistin yönetimleri Türkiye’yi yakından takip etmeye devam ediyor.

AK Parti kongresinde Filistinli lider Halit Meşal’in “Arap Baharı”na ilişkin sözleri kayda değerdi. Meşal, “Siz ey Türkiye halkı, kendi baharınızı yaşadınız ne mutlu sizlere, hayırlı olsun. İşte Arap baharı başladı. Bu Arap baharı tamamen bir Arap malıdır. Başkalarının bize sadaka olarak verdiği bir şey değildir. Biz halkların özgürlük, adalet, demokrasi ve gerçek bağımsızlık taleplerinin yanındayız. Mısır’da başlayan süreci, Tunus’un, Libya’nın Yemen’in ve en son Suriye’nin devrimini destekliyoruz. Suriye halkının özgür iradesini egemen olana kadar destekçi olacağız. O kanın durması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Araplar ne istiyor? Araplar insan onurunu koruyan demokratik rejimleri kurmak istiyor. İkinci olarak kalkınma istiyorlar, refah istiyorlar. Doğu ve batıyla herkesle yeni bir sayfa açarak ilişkilerini geliştirmek istiyorlar. Karşılıklı sevgi saygı ve ortak çıkarlar için çalışma temeline dayalı bir ilişki istiyorlar. İnsan ve insani medeniyetin kurulmasında ortak olmak istiyorlar. Fakat aynı anda sömürüyü istemezler, işgali kabul etmezler. Hegemonyayı ve kullanılmayı kabul etmezler. Dünya güçlerinin Arap bölgesine Müslümanların nimetlerine çullanmalarını istemezler. Dünyaya barış ellerimizi uzatırız” şeklinde konuştu.

Aynı şekilde Mısır devlet başkanı Mursi de konuşmasında Mısır ve Türkiye halkları arasında bir çok ortak payda bulunduğunu bu ortak paydalar arasında, ortak hedefler, ortak amaçlar ve ortak tarih bulunduğunu kaydederek, “Ortak hedeflerimiz arasında da özgürlük, bütün dünya halklarının özgürlüğü, adalet, kalkınma, büyüme ve sosyal adalet vardır” şeklinde konuştu. Suriye konusuna da değinen Mursi, “Suriye topraklarında Suriye halkı sabah akşam öldürülmektedir, tecavüze uğramaktadır. Suriye halkı meşru haklarına kavuşuncaya kadar yanında olacağız. Ve bu Allah için hiç zor bir şey değildir” dedi. “Biz kardeş Türkiye ile birlikte ortak hedeflere doğru ilerlerken Filistin halkının sıkıntılarını ve Suriye halkının sıkıntılarını göz ardı edemeyiz” diyen Mursi, daha önce nasıl Filistin meselesine destekçi oldularsa, bundan sonra da destek olmaya devam edeceklerini söyledi.

Arap dünyasının nabzı Mısır, Libya, Tunus, Filistin’de atmakta olduğunu unutmayalım, İran ve Irak ile geçici bir sıkıntı yaşıyor olabiliriz inşallah bu süreç geçici olacaktır. Fakat Arap İslam dünyasında ki komşularımızı da unutmayalım.

Özellikle Arap devrimleri ile büyüyen sıfır sorun sürecimizi iyi okuyarak göz ardı etmemekte fayda var. Sınır komşumuz olan Suriye, Irak ve İran, ile yaşadığımız suni ve geçici problemi de fazla abartmamak ve bölgesel manada çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Arap ve Ortadoğu halklarının Türkiye’den maddi manevi kültürel yakınlaşma talebini beklentilerini de abartmadan, doğru ve gerçekçi okumamız gerekiyor.

Arap Devrimleri ile sıfır sorun sürecini geliştirme potansiyelimizi çok iyi kullanmalıyız. Bunun için sağlıklı orta ve uzun vadeli proje ve ilişkilere ihtiyaç olduğunu unutmayalım. Resmi ve sivil kurumlarımızın dışa açılım noktasındaki istek arzu ve iyi niyet çabaları ile teknik pratik tarafımızın eşit orantıda koordine edilme problemine dikkat edilmesi gerekiyor.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT