1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. FİLİSTİN

  4. Arap Çekleriyle İsrail’e Barış Gelmez
Arap Çekleriyle İsrail’e Barış Gelmez

Arap Çekleriyle İsrail’e Barış Gelmez

Arap Barış Girişimi meşru bir girişim değildir. Bu girişim halkların değil yönetimlerin çıkarını önceliyor.

07 Mayıs 2013 Salı 13:18A+A-

Dr. İSAM ŞAVER Arap Barış Girişiminin Filistin üzerine İsrail ile el sıkışmasını yorumluyor:

Filistin Kurtuluş Örgütüyle işgal rejimi İsrail arasında barış için toprak mübadelesi, İsrail’in 2. Camp David’de dayattığı ve merhum Yaser Arafat’ın şiddetle reddettiği taleplerden biridir. Yani bu düşünce oldukça eskidir ve Arap Barış Girişiminden önce de var olan bir istekti. Arap Barış Girişimi Takip Komisyonu ise bu düşünceyi Amerika ve Avrupa’da pazarlamak için 2002 yılında Beyrut Konferansında kurulan bir komisyondu. Komisyonun, Beyrut zirvesinde Arapların sunduğundan daha fazla taviz verme yetkisi bulunmuyor.

Arap Barış Girişimi, Katar’ın başkanlığında ve Ramallah’taki Filistin yönetiminden bazı şahsiyetlerin katılımıyla Washington’a yaptığı ziyarette barışı ilerletmek için toprak mübadelesi ilkesini kabul etti. Bazıları bunu Katar’ın girişimi olarak sundu, hâlbuki böyle değildi. Bu, özü itibariyle İsrail’in talebidir. Bunu önce Mahmut Abbas kabul etti. Arap ülkelerinin onayını alması için de önce komisyon tarafından kabul edildi. Arap Birliğinin toprak mübadelesi ilkesini kabul etmesi, daha önce savunduğu İsrail’in 1967 yılında işgal ettiği topraklardan geri çekilmesi şartıyla çelişiyor. İsrail tarafından pazarlanan toprak değişimi, işgal rejiminin 1948 yılında işgal ettiği topraklardan %1’ini verip Batı Yaka’daki topraklardan %9’unun kendisine bırakılmasını kapsıyor. Müstakbel Filistin devletinin zeminini oluşturan bu topraklar, Batı Yaka’nın kuzeyi, güneyi, ortası ve Gazze olarak dört kanton bölgeye ayrılmış durumda. Araplara gelince bugüne kadar yapılan teklifleri bir bir kabul ettiler. Sonuçta vermeyi kabul ettiği toprak parçası %5’i geçmiyor. İsrail Batı Yaka’daki yerleşkeleri koruma adına toprakların %5’ini de verebilir. Bununla Batı Yaka’yı kantonlara ayırmayı başaracağı gibi, bu bölgelerin ortalarına kadar kendine bağlı bazı yerleri de korumuş olacaktır. Geri kalan ve çoğunluğunu sınır bölgeleriyle El-Ağvar’ın oluşturduğu %4’lük bölüm ise, bunu da yüz yıllığına veya ilelebet Filistin yönetiminden kiralayarak halletme yoluna gidecektir.

Sonuç olarak şunu söyleyebilir. Arap Barış Girişimi meşru bir girişim değildir. Bu girişim halkların değil yönetimlerin çıkarını önceliyor. Zaten birçok halk bunu daha önce kabul eden ve pazarlayan liderlerini tasfiye etti. Arap Taviz Barış Komisyonu değil de Arap Tavizler Komisyonun da artık Filistin topraklarını pazarlamaktan, taviz vermekten ve peşkeş çekmekten vazgeçmesi gerekir. Filistin toprakları İslamî vakıf malıdır. Hiçbir reis, kral, emir ve başkanın onu kurtarmaktan ve özgürleştirmekten başka yönde karar alma yetkisi yoktur.

İsrail’in bizim kutsal topraklarımız üzerinde Arap veya başka ülkelerin çekleriyle kalabileceğini düşünenler yanılıyor.

FİEM

HABERE YORUM KAT